Özel hayatı bu kadar göz önünde hatta gözümüze zorla sokularak yaşayan birinin sizin yazdığınız her yönü beni ilgilendirir. Olumlu olumsuz taraflarıyla gençleri ve çocukları etkiliyor. Gizli kapaklı yaşıyorda basın burnunu sokmuyor yoksa.
Asıl sorun bence üstte saydıklarım yüzünden kitabı basılabilecek kadar tanınması.
Aslında belki de bu habere verilecek en yerinde tepki, ilgilenmemek. Yok saymak. Magazini, kâğıdı, vs. hiçbir şeyi önemli değil. Biz ilgilendiğimiz için haber değeri taşıyor. Biz dönüp baktığımız için dönüp bakmamızı sağlayacak şeyler yapılıyor.
Son zamanlarda çok güzel ciltli, karton kapaklı kitaplar basıldı, (yukarıda görebilirsiniz) ama sansasyonel bir figürün kitap yazması kadar ilgi çekmedi. Burada yanlış olan bir şeyler olduğunu düşünüyorsak önce kendimizdeki yanlışı düzeltmemiz gerekir. İki kelimeyi bir araya getiremeyen bir magazin figürünün kitap çıkarmasının sebebi ilgi çekiyor olmasıysa, belki de o ilgiyi göstermemek gerekir. Mümkün olduğunca.
Bilmiyorum. Siz bilirsiniz.
Ben almayarak yoksaymayı tercih ediyorum. O olur mu? Çünkü biz yoksaysak bile varsayan milyonlarca insan olacak ülkemizde ve ben bu kitabın en az 5 basım yapacağını düşünüyorum basım başına 50bin kitaptan.
Hiçbir faydası yok bunların. Beni yanlış anlamayın lütfen ama gerçekten hiçbir faydası yok. Dünya çapında insanlara ilah muamelesi yapıp tapıldıkça bu normal. Bunu sen, ben yapmasak bile milyonlar var yapan. Buna kimse engel olamaz. Bu kimseler sürüye kendini kaptırmış bilinçsiz kimseler. Zaten bu bir ilk değil. Piyasada böyle binlerce kitap var zaten.
Takipçin var mı? Var. Popüler misin? Evet. Bir şey yazdın mı? Evet. Harika! Hadi o zaman basalım. Satış garantisi var nasılsa. Risk yok. Mis gibi fırsat… E, içerik? Aman, canım salla içeriği.
Para, para, para… Ormanlar? İsraf? Gelecek? Ekoloji? Dünya? Salla gitsin çok para var bu işte.
Eskiden böyle şeyler tartışılmazdı çok. Herkes bir boş vermişlik içindeydi. Yine basıldı, milyonlar sattı. Susuyorsun, boş veriyorsun milyonlar satıyor. O zaman konuşalım. Nasılsa değişen bir sey yok.
Gözünü para bürümüş bu insanlığın önünde ne yapsanız sonuç aynı.
Böyle kitapları alıp okuyanları asalak olarak görüyorum. Eğitimsizlik, ergenlik ya da başka bir sebeple olursa olsun. Bunlar asalaklar. Allah böylelerini uzak etsin benden. Bu kadar kalitesizliğe, adiliğe, ucuzluğa katlanamıyorum.
Allah kurtarsın kardeş . Şaka bir yana gerçekten bu kadar ucuz ve basit nasıl olabiliyor insanlar anlayamıyorum. Ama yaklaşık 250 yıl önce Schopenhauer’in dediği gibi her devirde yığınların talep ettiği ve değer verdiği şeyler adi, basit , ucuz ve geleceğe kalmayacak olanlardır. Gerçek değeri olan eserleri bir avuç insan okur. (Kelimesi kelimesine böyle demese de anlam aynı).
Ona bakarsanız Can Yayınları daha büyük bir israf yapıyor. Hem eski beyaz kapaklı modellere dönüp tekrar basıyorlar, yetmedi aynılarını fotoğraflı klasikler diye basıyor.
Size bir şey söyleyeyim mi? Belki güleceksiniz ama ben Şeyma Subaşı’nın kim olduğunu bilmiyordum. Şimdi sizin buradaki paylaşımlarınızı gördükten sonra biraz araştırdım ve kim olduğunu öyle öğrendim
Kemal Bey’in açıklaması doğru kısacası. Biz bu insanları takip ettiğimiz, ne yaptıklarıyla ilgilendiğimiz için ünlüler. Dönüp yüzüne bakmasanız, yaptıkları “haber değeri” taşımasa yok olup giderler. Geçmişe bir dönüp bakmanız, 1 günlük ünlülerin zamanla nasıl yitip gittiğini görmeniz yeterli.
Şahsen bu sayfayı kapattıktan sonra Şeyma Subaşı kimmiş neymiş tamamen unutacağım, bir daha da aklıma gelmeyecek kendisi. Kitabını da okumayacağım elbette.
Hakikaten 728 sayfalık bir kitap için 40 lira bayağı uygun olmuş, şaşırttı
Ses çıkarmayalım Ilgi göstermeyelim kendiliğinden gider diyorsunuz ama kitabın hedef kitlesi sen ben ve bu sitedekiler değil ki zaten. Sabah akşam magazin seyreden insanlara hitap edecek.