Baştan belirteyim Zaman Çarkı’nın sadece ilk kitabını okumuştum ve şu an çok bir şey hatırlamıyorum. Ama daha önce bir sürü yapımda aynı şey tartışıldı ve yazacaklarım genel olarak hepsi için geçerli.
Belki biliyorsunuzdur Stephan King’in 80lerde yazdığı “Rita Hayworth and Shawshank Redemption” isimli bir novella var. Bu novella 94 yılında Shawshank Redemption yani Esaretin Bedeli ismiyle filme çekilmiş, zaten hepiniz izlemişsinizdir. Filmde Morgan Freeman’ın oynadığı Red karakteri kitapta kırmızı saçından dolayı Red lakabını almış beyaz bir İrlandalı. Şu an Morgan Freeman’ı yanlış bir seçim olarak gören var mı? Demek ki her şey oyuncunun performansına bağlı. Bu yüzden dizi çıkmadan eleştirmeyi yanlış buluyorum.
94 yılında Morgan Freeman’ın o rolü almasıyla diğer filmlerdeki ırksal çeşitliliği arttırmak amacıyla yapılan garip cast seçimleri aynı amaçla mı yapıldı?
Beyaz tenli kırmızı saçlı sadece bir romanda geçen karakterin castini farklı yapmak başka, beyazlığıyla bilinen elfleri siyahi yapmak başka. Ben de Zaman Çarkı’nı okumadım ama cast seçimlerine böyle bakmak bence yanlış. Şimdi örneğin Gandalf ya da Geralt siyahi olsa ne kadar normal olabilir ki? Zamanında yaptıkları ırkçılıkları şimdi de pozitif ayrımcılık yaparak örtmeye çalışıyorlar. İkisi de kötü bir şey.
Michael Jordan’ın filmi yapılsa ve İskoç biri oynasa nasıl olur sizce? Jackie Chan’i Orta Doğulu birisi oynasa nasıl olur?
Benim düşüncem çok büyük farklılık yaratmayacak şekilde castleri farklı seçebilirler ama ana karakterlere böyle yapmamalılar.
8 yıldır dizinin çıkmasını bekliyorum, kusura bakmayın da 2-3 girdi yapmışım, diğer arkadaşta öyle pek vaktini harcıyor gibi değil ama “ben meşgulüm siz çok işsizsiniz” minvalinde bir yorum yapmak biraz komik değil mi? Karşınızdaki kişiyi gram tanımadan. Meşgul olmadan hayatını rahatlıkla idame ettirebilecek bir işte çalışıyorumdur belki, kişisel boş zamanımı hüsran duyduğum konuda yorum yaparak harcamak istemişimdir ki ne okuması ne yazması “vakit” almış yorumlar yapmışız, burası bir sohbet/konuşma noktası nihayetinde.
Konu bambaşka noktalara taşınmış hayret ediyorum.
Kimseyi kırmaya lüzum yok.
Bir kitabın, bir dizinin, bir müzik grubunun, bir oyunun, bir ünlünün, bir araba modelinin, bir sevgilinin, hatta belki sadece kendinin, kısacası her hangi bir nesne veya kavramın hayranı olup bu hayranlıktan dolayı uzun saatlerini bu nesne veya kavramla birlikte geçirenleri her hangi birimizin aşağılamaya hakkı yoktur. Bu ne işsizliktir ne de boş vakit geçirmektir, sadece hayranlıktır.
Herkes aynı şeylere ilgi duysaydı, üretim olmazdı.
Herkes vaktini sadece üretime harcasaydı, makineden farkımız olmazdı.
Oyuncu seçiminde yapılan politik doğruculuğu eleştirsem de bölüm başına $10 milyon dolar bütçeyle kötü bir dizi yapamazlar diye düşünüyorum. Sonu da belli olduğu için got gibi berbat etme ihtimalleri de yok.
The Witcher’da da aynı durum vardı zenci elf falan göz kanatsa da dizi iyidi bence.
Öff, en ayar olduğum yorum çeşidi: “ x konusunda görüş belirtmişsiniz, işiniz gücünüz yok mu yahu?!”
Sanki G20 Covid zirvesinde pandemiyle mücadele yolları tartışılırken biri araya girip WoT fragmanını nasıl buldun diyor. Forum burası yav forum, bu da WoT başlığı. İsterse 10 saat fragmanı analiz eder. Sen 2 saat yorumları okuyup buna takıldın, ne farkı var? Sen de işsizsin demek.
Onlarca yıldır bilinen karakterlerin ırklarını değiştirmenin “ırksal adaleti” sağlamaya yarayacağına inanmak çok yüce saflıkta bir ruhu gerektiriyor gibi geliyor bana.
Edit: Bir öneri üzerine forumda yaptığınız diğer mesajlara baktım çünkü daha önce okumamıştım yorumlarınızı. Karşımda her şeye saldıran bir hater olduğundan habersizdim. Engelle tuşunu kullanıp toksiklikten uzaklaşacağım. Mesajımı da sildim. Huzur.
Tartışmadan bağımsız olarak şunu söyleyebilirim ki Yüzüklerin Efendisi fragmanını, Taht Oyunları’nın ilk bölümlerini izlediğim anları hatırlıyorum da filmi izlemek ve diziyi takip etmek için baya heveslenmiştim. Zaman Çarkı fragmanını ise bir kaç kez izledim. Aklıma tek gelen ise Shannara Günlükleri oldu. Shannara Günlükleri’nin Türkçe’ye çevirilen bütün kitaplarını okudum. Dizinin iyi çıkmasını kitapların kalanının çevrilmesi için beklemiştim ama olmadı. Zaman Çarkı’nda kim oynamış kim oynamamış fark etmiyor ama harcanan on milyon dolar nereye harcanmış bekleyip görmek gerek. Eğer kötü oyuncu seçiminin nasıl bir duruma evrileceğini merak ediyorsanız bir bölüm Dresden Files izlemenizi tavsiye ederim.
Shannnara Günlükleri gene fena değil, bence orijinal eserden çok ileri götürecekleri bir kaynağa sahip değildi. Biraz yukarıda yazmıştım ben traileri izleyince Legend of The Seeker’ı falan anımsadım…
Forum kültürü denen şey olmayınca tabi boş olur. Arkadaşa göre forum sitelerine de gerek yok, eleştiri falana da gerek yok. Kitabı oku, diziyi izle, yapıştır puanı yıldızı. Üstüne konuşmaya ne gerek var, beklentiler üzerine konuşma falan filan boş işler bunlar.
Brandon 2 gün önceki Youtube yayınında dizi ve fragman hakkında yorumda bulunmuş. En azından hikaye olarak yazarların oldukça iyi iş çıkardıklarını düşünüyor gibi. Oldukça olumlu konuşmuş, ben daha da heyecanlandım açıkçası Sanderson’ı dinlerken.
Şöyle paylaşayım videoyu. İlgilenenler 10.20’den başlayıp 13.50’ye kadar izleyebilirler:
Ben beğenmediğimi söyleyeyim. Beğenene de saygım sonsuz, eleştirecek değilim ama bu beğenen hatta ‘‘great’’ olarak nitelendiren kişi Brandon ise bir iki laf söylemek istiyorum.
Hayatımızda hiç trailer veyahut ‘‘great’’ trailer görmesek bizi de kekleyeceksin be Brandon. Hay allah, para insana neler yaptırıyor.
Ben de hem Brandon’a hem de Robert Jordan’ın eşi Harriet’e güvenip ikisi de bu projede olduğundan güzel bir iş çıkmasını bekliyorum.
Birebir çeviri değil ama şuna benzer bir şeyler demiş, beklentilerim değişecek gibi:
"Bu proje Game of Thrones’un uyarlamasına göre daha fazla değişiklik içeriyor. Fanlar bu dizideki hikayeyi çarkın başka bir dönüşü olarak görebilirler. Yüzüklerin Efendisi’nde de koca bölümlerin ve bazı karakterlerin çıkarılması gerekmişti. Ben projeden memnunum".
Sanderson’un bu söylediklerini hiç inandırıcı bulmuyorum. Adam okul yıllarından beri seriyi okuyan biri. Hatta kendisine yazma teklifi geldiğinde kabul etmesinin en büyük sebebi de seriyi çok sevmesi söylediğine göre. Seriyi bu kadar seven ve kitapların kalanını Jorden’in geride bıraktığı yazılardan tamamlayan biri eserin değştirilerek aktarılması karşısında hiç memnun değildir. Ama burada da negatif birşey diyemez. Elbette beğendim diyecek.
Sanderson’ın beğenmediği şeye beğendim diyecek bir yazar olduğunu düşünmüyorum. Adam kendi kitapları için bile “Bu kitabı kötü yazmışım. Şimdi olsa asla böyle yazmam.” tarzında açıkça konuşabilen birisi. Gelelim ki eğer gerçekten düşünmediği halde söylüyor olsaydı bunları, hiç bu kadar detaya girmeden “Çok güzel olmuş, çok beğendim.” diyebilirdi. Bence “Şimdiye kadar televizyon dizisinde gördüğüm en iyi senaryolardan” ve “Senaryosu kötü hiçbir bölüm yoktu, ve en azından bir bölüm 10/10’luk bir bölümdü.” gibi detaylı cümleler kurması içten olduğunu gösteriyor.
Ayrıca Sanderson’ın eserin değiştirilerek aktarılması konusunda bir memnuniyetsizliği olduğunu sanmıyorum. Sanderson kendisi Mistborn’un TV için senaryosunu yazarken çok fazla değişikliğe gittiğini, hatta bazı çok önemli karakterlerin cinsiyetlerini bile değiştirmek durumunda kaldığını belirtmişti. O sebeple adaptasyonlarda bu tarz medyuma daha iyi aktarma amaçlı değişikliklere gidilmesi ile ilgili bir önyargısı olduğunu sanmıyorum.
Diziden yeni fotoğraf.
Galiba şuana kadar kitaptan diziye aktarılırken içine en çok edilen karakter Lan.Adam şalvar giyiyor ya. Lews Therin tahtını alabilir ama görmediğimiz için bir şey diyemiyorum.
(Perrin de olabilir bu arada,beşli içinde üzerinde en çok oynanan o olmuş gibi duruyor eğer söylentiler gerçekse.Tam bir facia. Karısı veya çok bağlı olduğu bir kız arkadaşı olacakmış Emond Meydanında,dizinin başında.Sonra ani bir sinir halinde onu öldüreceği konuşuluyor.Son kısmı bilmiyorum ama ilk kısım doğru Layla Aybara diye cast edilen biri var.Ayrıca Elyas falan direk çıkarılmış hikayeden.Adama kurt verip salacaklar herhalde,bu da böyle bir karakter diyip.