Zaman Çarkı Spoiler (Tüm Seriyi Okumayan Konuya Girmesin)

Dikkat ağır spoiler var okumayanlar için;
İkinci kitabın sonunda Rand aslında Umuda ihanet eden İshamael ile savaşıyor diye biliyorum ben. Olay şöyle gerçekleşiyor; Rand Al Thor, Boru ve hançerin peşinden Falme’ye geliyor. Yüksek Lord Turak ile savaşıp onu yeniyor ve bu sırada Egwene’in A’dam ile tutsak alındığını ve damane olduğunu görüyor onu kurtarmak istiyor. Seanchan’ların takibi altında boru ve hançerle beraber kaçarlarken, karanlıkdostu olan Lord İngtar tekrar ışığa dönmek istiyor ve kendini feda ederek zaman kazanmak istiyor. Ancak arkadan Seanchan’lar kovalıyor önde de Geofram Bornhald komutasında Beyazpelerinli alayı var ikisi arasında sıkışmak üzereyken Mat Boruyu üflüyor ve Artur şahinkanadı ejderin sancağı olmadan savaşmayacaklarını söylüyor ejderin sancağı açılıyor ve Mat Boruyu üflerken kahramanlar savaşa gidiyor. Bu sırada borudan dolayı etrafta sis var Rand’ın önünde birden Ba’alzamon peydahlanıyor sanki düşler dünyası gibi tarif ediliyor ama bence orası net değil. Bunun borunun etkisi olduğunu düşünüyorum. Ancak net olarak ne olduğunu söyleyemem. Rand aslında Egwene’i kurtarmak isterken karşısında umuda ihanet eden İshamael çıkıyor kendine Ba’alzamon diyen adam. Rand bir anda tepeden görmeye başlıyor ve kendisi yenerken kahramanlar’da yeniyor kendisi yenilirken kahramanlarda yeniliyor yani aslında borunun etkisi bu ejderin kazanması gerektiğini görüyor. Aslında burada bence sıkıntılı bir durum var ki Seanchan’lar sanki karanlıkdostu gibi olmuş oluyor. Neyse Rand kendi bilerek yara alarak İshamael’i yeniyor. Gökyüzünde her yerden görülmesinin nedeni ya boru yüzünden ya da İshamael ya da çarkın yaptığı bir şey ejderi ilan etmek için. Ben net olarak bildiğimi söyleyemem.

İkinci soruna gelirsek, Mühürleri kıranlar terkedilmişler değil. Lews Therin ve 100 yoldaşı Karanlık varlığın zindanını Saidin ile mühürlüyor ve Cuendillar mühürleri saidin ile yapıyor bu sırada bu mühürlerle Terkedilmişleri de mühürlüyorlar.
Burada benim anladığım Terkedilmişler ölümsüz, eğer terkedilmişleri öldürseler Ba’alzamon onları tekrar gönderebilir. Ki İshamael’i Moridin kılığında tekrar canlandırıyor. Bundan dolayı mühürlemeyi tercih ediyorlar ya da orası net değil aslında çünkü şerateş yasak bile olsa şerateşle terkedilmişleri desenden silseler daha mantıklı olabilirdi.

Neyse konumuza geri dönelim. Mühürler Saidinden yapılmış olduğu için ve Saidin’i Ba’alzamon lekelemiş olduğu için Saidin’den yapılan her şey zamanla yozlaştı. Yollar bunun en güzel örneklerinden. Cuendillar mührü normalde şerateş bile silemezken Moiraine bıçakla çizik atıyor mühüre. Yani mühürler kendiliğinden zayıflayıp kırılıyor. Dünyaya en yakın olan ve ilk serbest kalan Umuda ihanet eden İshamael oluyor ara sıra dünyaya geliyor bu adam hatta Artur Şahinkanadını Tar Valon’a saldırtıyor onun genarellerinden oluyor. Aginor ve Balthamel Dünya’nın gözüne Mat’in hançerinin peşinden geliyorlardı yanlış hatırlamıyorsam. Normalde onların orayı bulamaması gerekirdi. Mühürlerden birisi orada olduğu için mi oraya geldiler tam olarak bilmiyorum ve aslında net de değil çünkü terkedilmişler zaman içinde kitaplara serpiştirildi ve 3 mühür sağlamken bile hapsedilmiş terkedilmiş yoktu sanırım. Bildiğim kadarıyla mühürlerden birisi Dünya’nın gözündeydi birisi Bayle Domon’daydı onu Falme’de Yüksek Lord Turak’la olan savaştan sonra aldılar. Birisi Tanchico’daki panarch’ın sarayındaydı onu erkek tipi A’dam ile birlikte oradan aldılar. Hatta bu mührü ilk bulan Moghedien, mührü kırmak yerine bir örgüyle saklamayı tercih etti. Nynaeve onu orada gördüğü için orada mühür olduğunu biliyordu ve o şekilde buldu. Tear taşında bir mühür vardı bir adet te Rhuidean’da vardı. Bir mührü de karanlıkdostu olan Mazrim Taim verdi Rand Al Thor’a yani bildiğimiz kadarıyla en az 2 mühür karanlıkdostlarının eline geçti ve ne olduklarını bilmerine rağmen mühürleri kırmadılar. Gerçi Nynaeve’in bulduğu mühür Salidar’a giderken kendi kendine kırıldı.

4 Beğeni

Teşekkür ederim, çok daha kapsayıcı bir cevap vermişsiniz. Güzel bir canlandırma yarattı kafamda yazdıklarınız.

1 Beğeni

Dünyanın Gözü’nün Ejderdağı dışında Kuzgunlar diye farklı bir başlangıç şekli varmış. Bunu okuyan var mı? Konusu ne, neler anlatıyor?

1 Beğeni

Kitapları yeniden okumaya başladım. İlk okuduğumda Padan Fain ve yaptığı hareketler birden bire gücünün artması ve myrdraal’i gözlerinden çivilemesi bana saçma gelmişti çünkü o kadar güçlenebilecek birisi olarak görmüyordum. Sonraki okuyuşumda Padan Fain’in hikayenin ilerletilmesi için gerekli bir karakter olduğunu fark ettim. Yani ilk iki nehire geldiğinde ta’veren leri ihbar ediyor trolloc saldırısı ve köyden kaçış başlıyor(1). Sonrasında av köpeği oluyor ve sürekli diğer karanlık yaratıklarıyla beraber takip ediyor ve yolculuğun devam etmesini sağlıyor. Boru ve hançeri çalarak, ta’veren 3’lünün kendisini takip etmesini sağlıyor. Hatta bu sırada Lanfear’ın da hikayeye karışmasıyla Rand’ın güç kullanmasını sağlıyor. Sonrasında Boru ve hançeri Falme’ye götürerek(Seanchan’lar gelmeden bilgiyi nereden aldı neden boruyu Seanchan’lara verdi bana hep saçma gelmiştir. Özellikle hançer için ruhunu satacak adamın hançeri de vermesi gerçekten saçmaydı) Rand’ın Seanchan tehlikesinden haberdar olup birebir yaşamasını sağlıyor, bundan sonra rand bir seanchan mızrağını ejder asası olarak kullanacak(2). Rand’ın yüksek lord Turak’la savaşarak balıkçıl damgalı bir kılıç ustasını yenerek gerçek kılıç ustası olmasını sağlıyor. (3) Mat’in boruyu üflemesini ve borazancı olmasını sağlıyor. (4) ve Rand’ın ejder sancağını açmak zorunda kalıp kendini ejder olarak herkese ilan etmesini sağlıyor(5). Buralar sırf ilk 2 kitap.

Ben Fain’i şöyle görüyorum desen’in Ta’veren’leri olması gereken yerlere sevk etmek için kullandığı bir araçtı. Adam beyaz kuleden mal çıkardı, ki terk edilmişler bile o kuleden depo patlatıp sa’angreal ya da angreal çalamadı. Beyaz pelerinlerin kumandanını kandırdı. Rand’a kapanmayan bir yara verdi. Ki bunu yaparken Mashadar’ı Shadar Logoth’da değil, Asi kampında çıkardı adam. Bu gücü sonra niye kullanmadı bilmiyorum.

Dolayısıyla bence Fain’in gücünün kaynağı belli değildi. Çünkü myrdraal’i gözlerinden çivileyebilmek için gereken fiziksel güç yok. Tek güçde kullanamıyor. Bence Fain bir dehşetlordu olmalı (Yani tek güç kullanabilmeli) ya da Yüce efendi tarafından gerçek güçle ödüllendirilmesi gereken bir yapıya sahipti. Belki gerçek gücü kullansaydı hem yaptıklarını daha iyi açıklardık ve daha iyi bir villain olurdu hem de içinde o güçten barındırdığı için sonunda eğer Rand, Karanlık varlığı öldürseydi Fain’de bu bahaneyle onun yerine getirilebilirdi. Ama bence hoş bir son olmazdı böylesi. Yine de Fain’i daha işlevli görmek isterdim sonlara doğru.

1 Beğeni

Kuzgunlar bölümü çizgi roman için yazılmış sadece, Egwene gelecekle ilgili hayaller kuruyor ve tepesinde kuzgunlar bir ağaçtan onu izliyor. Hatırladığım kadarıyla başka birşey yoktu.

3 Beğeni

Teşekkür ederim :3 (20 karakter)

2 Beğeni

Tek ekleyeceğim şey, Ishamael hiç zindanda tutuklu kalmadı. Bilinmeyen sebepten dolayı Shayol Gyuldaki toplantıda yoktu.Aradaki Trolloc savaşları da onun yüzünden.

1 Beğeni

Tutuklu kalıyor, sadece belirli dönemlerde zindandan çıkabiliyor. Her bin yılda bir kırk yıl serbest kaldığı düşünülüyor. Bilinen dört temel işi var: Kırılış döneminde LTT’nin intiharına sebep oluyor ve muhtemelen birçok kadın Aes Sedai’yi avlıyor. Trolloc savaşları, Yüzyıl Savaşları. En son serbest kaldığında yaptıklarını ise hepimiz biliyoruz zaten :stuck_out_tongue:

1 Beğeni

Bence böyle değil ama :slight_smile: tamamen serbest olduğu düşünülüyor diye yazıyordu, hemen kontrol edelim.

1 Beğeni

Aran son of Malan son of Senar[4] (born roughly 50 AB) had a theory based on Ishamael being thrown out and touching the world for specific periods of time. Aran had heard claims that people had encountered him as long as forty years after the sealing of the Bore. Using lost manuscripts, Aran concluded it might have taken some time for Ishamael to be brought into the prison with the remainder of the Forsaken, and might possibly have been “thrown out” in a regular cycle. There is ample evidence to now support this hypothesis such as interviews from Darkfriends saying that as early as 983 NE they were receiving instructions from someone calling himself Ba’alzamon. It’s possible the cycle lasts a thousand years, as the Trolloc Wars, War of the Hundred Years and the events of the current time are all a thousand years apart and Ishamael is known to have played a significant part in all of them. Ultimately, it appears as though, once every thousand years, Ishamael was released from the Dark One’s prison for forty year intervals, and he played a key role in destabilizing human civilization each time he was released.
Wikiye göre böyle hocam, kitaplarda geçmeyen kısımlar muhtemelen beyaz kitap ve röportajlardan. Tamamen serbest olsaydı durdurulması imkansız. Yaşayan en güçlü ve en bilgili yönlendirici, Aiel düsgezginlerinden daha iyi bir düşgezgini ve muhalefetsiz bir şekilde karanlığın ordularının tek lideri. Ayrıca beyaz kulenin içinde dahi endişelenmeden yönlendirme avantajı var.(Cadsuane’nin terangreali problem ama Ejder affı sonrası hiç bahsedilmediğine göre Aes Sedailerin de haberi yok o terangrealden.)

1 Beğeni

Caemlyn saldırısından savaşın sonuna ne kadar zaman geçiyor bilen var mı?

1 Beğeni

Durum gerçekten bu ise tek bir soru aklıma geliyor. Zindan mühürlendikten hemen sonra Ishameal hala serbest ve Lews Therin’i ziyarete gidiyor. Kitap zaten böyle başlıyor. Jordancon’da bu soruyu sorayım diyorum :slight_smile:

1 Beğeni

Kitaplarda ucu açık çok nokta var. Mantık hataları da var. Mesela ilk kitap da Rand’ın babası myrdraal ile savaşmadı ama düz trolloc kılıcından aldığı yara yüzünden az daha ölüyordu Moiraine angreal ile tüm gece zar zor şifa verdi. Daha sonrasında Mat’ten hançeri koparmak hariç ne şifalar bu kadar uzun sürdü ne Trolloc kılıcı ile yaralananlar böyle süründü.

İshamael konusu ucu açık bırakılan bir konu. Adam birkaç yüz yılda bir de gelse eğer tam gücünde olursa karşısında kimsenin duramaması gerekir ama öyle olmuyor. Muhtemelen çark da karşıt olarak bir güç dokuyor ya da mühürler Aginor ve Belthamel’de olduğu gibi gücünü kısıtlıyor. Lews Therin ile karşılaşması ne kadar süre sonra oldu bilemiyoruz. Şunu biliyoruz ki yemin çubuğu olmadan yönlendirebilen kadınlar 600 seneden uzun yaşayabiliyor. Hele ki ejderin dönemindeki süper Aes Sedai’ler daha neler biliyordu bu ömrü uzatabiliyorlar mıydı bilmiyoruz. Lews Therin’e delilik ne kadar zaman sonra geldi bilmiyoruz. Dolayısıyla zindanı mühürledikten sonra 10 yıl da geçmiş olabilir 300 yılda geçmiş olabilir kitabın başındaki olayda.

Mesela Ta’veren olayında Rand yönlendirmeden önce Ta’veren etkisi yoktu Mat ve Perrin hiç yönlendiremiyorlar ama Rand kadar güçlü Ta’veren değiller ama gerektiği zaman faydasını görüyorlar. Rand iki nehirdeyken olan olağandışı bir durumdan hiç bahsedilmiyor. Birden bire Ta’veren oluyor birden bire yönlendirmeye başlıyor düşlerini koruyamıyor, düş görürken ve savunmasızken İshamael ona adam akıllı zarar veremiyor bir türlü. Halbuki Düşler dünyasında verilen hasarlar gerçek dünyada da geçerli olur hatta bir kere Rand’ın başına da geldi. Ve düş gezginlerinden şunu da biliyoruz aradığın kişinin düşünü bulduğunu onu zorla Tel aran rhiod’a çekebiliyorsun. Yani karşıda tam güçlü bir İshamael varken Rand’ı her türlü yakalayabilmesi lazımdı.

1 Beğeni

Seriyi yeni bitirdim. Bir boşluk oldu. Kitapların fiyatından dolayı okumam uzun sürdü. Bitirdiğimde ilk kitapları unutmaya başlamıştım. En az iki kez daha okunması var bu serinin. Özellikle favori karakterlerimin sayfa sayısı az olduğu için doyamadım.
Bir sıralama yapacak olursam 1-Lan 2-Nynaeve 3-Rand diye gidiyor. Egwene’e ilk yarıda çok gıcık oluyordum. Sonra Amyrlin olduktan sonra sevmeye başladım. Bunlar dışında Siuan ve Bryne’in geldikleri nokta da çok güzeldi. Ölümlerine çok üzülmüştüm. Çok bahsedilmeyen karakterler ama favorilerim arasındalar. Diğer büyük generaller arasından Ituralde ve Bashere’i de okumak çok zevkliydi. Özellikle Son Savaşı planladıkları kısım. Onlar da favorilerim arasında. Genelde bu karakterlerin ne kadar güzel yazıldığından bahsedildiğini çok görmüyorum. Bu yüzden bir şeyler yazmak istedim. Mat’e gelirsek okuyanların genel olarak favorisi. Benim içinse seride arada tat katan bir karakterdi. Güzeldi, okuması zevkliydi. Mat’in en çok sevdiğim özelliği kimsenin beklemediği bir anda savaşın komutasını eline alması ve kazandıran planlar yapması. Yani Mat’in general yönünü bayılarak okuyordum. Çok zevkli bölümlerdi. Özellikle Son Savaş, enfes. Perrin ise serinin en başında sevdiğim bir karakterdi. Özellikle kurt temasını sevdiğim için. Ortalarda ise ‘okuyalım da sonra şu karakterin bölümü var acaba o karaktere noldu’ ya dönüştü. Finalde ise ‘yani eh’ olarak bitti. Gereksiz uzatılıp, süründürüldü. Yazık oldu karaktere.
Bunlar dışında dediğim gibi seriyi okumam çok uzun sürdü çünkü 2-3 ayda bir alabiliyordum devamını. (Yaklaşık 2.5 yıl sürdü.) Şu an ise en başların ayrıntıları hiç yok. Uzun sürede okuduğum için yaşananlardaki zaman kavramını da kaybettim sayılır. Yani en baştan en sona ne kadar sürdü bu ejder dönemi. Bir de terkedilmişler seri boyunca tek tek geldikleri için oralarda da unuttuğum yerler var. Özellikle daha arka planda olan terkedilmişleri hiç hatırlamıyorum sayılır. Bunların iyi yanı tekrar okumada yeni şeyler keşfedeceğim gerçeği. Okumak istediğim başka serileri okuyayım Zaman Çarkı tekrar okuma zamanları da gelecek.
Bir de bizim okuduğumuz çağdan sonrasını konuşmak istiyorum. Gördüğümüz kadarıyla Ejder, Uzak Camı (tam böyle miydi hatırlamıyorum, teleskop-dürbün işte), Tren vb. şeyler icat edildi. Ve daha ayrıntısını görmediğimiz bir sürü şey. Yani teknik olarak bir teknoloji devriminin başlarını gördük. Bir yandan teknoloji devrimi yaşanırken diğer yandan Saidin yine temiz. Yönlendiren insanların sayısı artmaya başlıyor. Ashamanlara bazı noktalarda halk tarafından minnetle yaklaşıldığını gördük. Özellikle Son Savaşta. İnsanların Güç’e karşı olan önyargısı kırılıyor. Özellikle de artık delirme olmadığı için. Çarktaki döngüyü düşünürsek (“Zaman çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur.”) sizce yeni bir Efsaneler Çağı’nın başları mı bu icatlar? Ama bu giriş sekansını düşünürsek Efsaneler Çağı fikri unutulmadı. Yani ara bir döneme giriş olduğunu varsayıyorum. Sonuç olarak elimizde teknolojinin ilerlediği ve güç kullanımının yaygın olduğu bir zaman var. Ve bir noktada çağlar ilerledikçe tekrar Efsaneler Çağı’nın geleceğini varsayarsak icat edilen şeyler unutuluyor mu? Efsaneler Çağı’yla ilgili sadece Güç kısımlarını duymuş olmamız biraz üzücü. Acaba o çağ sadece güç üzerine miydi yoksa aynı zamanda teknoloji de mi gelişmişti. Bunlar cevapsız sorular aslında. Sadece ortaya bir fikir atmak istedim.

6 Beğeni

Ejder dönemi 2 yıl sürüyor. Belki 2 yılı biraz geçmiştir. Son savaş ise tam olarak belirtilmiyor seride ama fanların hesaplamasına göre en az 1 ay sürüyor. En fazla ise 1-2 hafta daha geçmiştir. Tabi son kitapta geçen süre bu. İturalde’nin 13. kitaptaki savaşı dahil değil. Ayrıca serinin ayrıntıları ve efsaneler çağı için şu siteye bakabilirsin. The Thirteenth Depository - A Wheel of Time Blog: The Age of Legends.
İngilizcen iyise 2 tane yan kitap var önceki çağları ve seriyi ayrıntılı olarak inceleyen onları okuyabilirsin.

2 Beğeni

Hocam, çok güzel izlenimleriniz var. Dediğiniz gibi bir çark olduğu için tekrardan Efsaneler Çağı’na girilecek sonra tekrardan Ejder’e dönülecek ve ordan yeni bir Yenidendoğan Ejder doğucak. Benim fikrim bu yönde. Zaten diğer teori, yedi çağ olarak geçiyor çark ve bu çağlar tekrarlaniyor. Bizim gördüğümüz çağ Ejder’in yeniden doğduğu çağdı. Onun dışında şuanda ben yeniden okuma yapıyorum ikinci kitapta 300.sayfadayim. Gayet hoş gidiyor keşke şu cevirilere biraz daha özen gösterilse.

Son kitapta bende ölümlere genel anlamda şok olmuştum. Siuan, çok kötü bir şekilde gitti, o gidince Bryne da gitti. Bende seviyorum bu ikiliyi. Egwene’nin ölümü açık ara serideki en epik ve en iyi sahnelerden biri. Gerçekten 20 yaşındaki bi insanım, kitabı yere falan atmıştım, baya gözlerimden yaşlar gelmişti. Güzel anlardı. Gawyn ölünce bile, baya donup kalmıştım, gerçekten bu karakterlere ve seriye veda ettiğimi kavradigim ilk anlardan biriydi. Rhuarch da baya feci şekilde gitti, yanlışını görmedik, delikanlı adamdi.

En ilginci bazı karakterlerin öldüğünü tek sözcükle Rand’ın gözünden görmemizdi. O kadar önemli karakterler tek sözcükle öldüğü belirtilip geciliyordu.Hurin, Bashere ve karısı aklıma gelenler.

Bakalım, bende son kitapları yavaş yavas unutuyorum baştan başladığım için çoğu önemli sayılabilecek karakteri bile unutmuşum şimdiden. Yeniden okumak iyi olucak

3 Beğeni

Söylediğiniz kitapları okuyacağım. Haberim yoktu bu kitaplardan. Bilgilendirme için de teşekkürler.

2 Beğeni

Rica ederim. 20 karakter.

2 Beğeni

Son Savaş’taki umutsuzluk hissini ve sonrasındaki sevinci Sanderson çok güzel yazmıştı bence. Yani şöyle söyleyeyim. Sırasını tam hatırlamıyorum genel hatlarıyla yazacağım. Her şey kötüye gidiyor. Gawyn ölmüş, Galad yaralı. Demondred durdurulamıyor. Egwene yıkılmış ve ölüyor zaten sonra. Siuan ve Bryne korkunç bir şekilde ölüyorlar. Birgitte ölüyor. Elayne korkunç şeyler yaşamak üzere. Olver bir köşede ağlıyor, Trolloclar tarafından katledilmek üzere. Rand karanlık varlık tarafından yıkılmak üzere. Ordular tükenmiş durumda. Ve Lan öne çıkıp Demondred’i öldürmeye gidiyor ve sonra Terkedilmiş’i öldürerek can veriyor. Biz olayları böyle görüyoruz. O sırada sonrasını bilmiyoruz. Ki burada Lan’in ölümü (öyle sanıyorduk) benim için son noktaydı. Umutsuzluk hissi çok fazlaydı. Sonra bir anda Lan Demondred’in kafası elinde kalkıyor ve Boru çalınıyor. O noktadaki sevinç çok gerçekti. Sanderson buraları çok güzel yazmıştı.
Bu arada hocam yazmışsınız ama yaşıtız diyebilirim. Rhuarch’ın hemen ölmesine ben de şok olmuştum. Bu kadar ani beklemiyordum. Rhuarch’ta sevdiğim karakterler arasındaydı.

3 Beğeni

Hocam, hocamı hitap şeklinde kullanıyorum ya, dert etmeyin. Hayal kırıklığı yaşadığım bölümler de var Sanderson da, sevdiğim şeyler de ama en sonunda bu hikayenin bir sonunu gördüğümüz için mutluyum ben. Keşke evren genişleseydi, çok fazla potansiyel vardı. Zaten bazı sequel planları varmış, Mat ile ilgili. Beni sadece o üzüyor.

3 Beğeni