Üçüncü bölüme kadar geldim. Anlatım farklılığı ilk sayfalarda zorluyor ama alışınca su gibi akıyor. Olaylar şimdilik gelişme aşamasına doğru gidiyor. Torquille ile önce yumruk salladık sonra da…
Her şey beklenildiği gibi ilerliyor. Yazar da arada bir bunun sinyalini veriyor zaten. Bakalım daha sonra neler olacak ve Taçayikovski o beklediğim şaşırtıcılığı ne zaman verecek.
Ben de 109. Sayfa’ya(8. Bölüm) kadar geldim bugün.
Gerçekten iyi kitap. Çok başka başlayıp çok başka bir tarafa evrildi. Evrilirken insan değişimi bekliyor. Yani olacaklar bir süre önce anlaşılıyor ancak buna rağmen yine de akıllıca kurulmuş alegorinin dibine dibine vuran bir metin. Çok fazla mesaj ve gönderme içerdiğini de düşünüyorum.
Devlerin boyuyla ilgili onların normal, insanların ufak olduğu aslında anlaşılıyor kitapta ama kitabın başlarında şu 1,70 ise bu dev üç metre var diye olan kıyas kısmı kafa karıştırıyor. Muhtemelen ölçü birimlerinde bir sıkıntı vardır o yüzdendir. Birimler farklıdır falan. Çok da önemli değil aslında bence.
Kulübe hoşgeldin. Sonun bize bırakılmış olması kitabın göndermelerinden biri bence. Bak senin dünyan da böyle aslında, peki ya sen ne yapacaksın? Diye soruyor.
@SJack Az daha sabredersen çok şok edici olmasa da (beni şaşırtmıştı ama ) güzel bir plot twist var. @BiblofilYouTube Yazara sevgimiz sebepsiz değil efenim.
Çeviri hatası ise tahmin ettiğin gibi. Orjinal metinde feet kullanılıyor, çevirmen santime çevirince o bahsettiğin 3 metre durumu çıkıyor ortaya. Diğer konuda tartışmıştık, feet bu ufaklıkların ayak boyunu baz alarak doğru ölçü veriyor, adam 1 metre, ayağı da 15-16 cm gibi yaklaşık. Çevirmene sosyal medyadan falan ulaşıp dikkatine sunacağım fırsat bulunca.
93’e kadar geldim. Hikaye de tam istediğim yerlere doğru kıvrıldı. Finali de iyiyse Devler benden tam puan almaya çok yakın. Belki de kulüp için bir inceleme yazarım hiç belli olmaz.
Fena değildi okurken bana Yıldız Gemisi’ni anımsattı.
Kitabın konusu sosyal eşitsizliğe gizli bir mesaj şeklinde algıladım ben. Hatta Çarlık Rusya’sına kafam gitti geldi bir ara.
Puan 3/5. Serinin son kitabı gözüküyor diğerleri ile bir bağlantı var mı?
Anlatım tarzı biraz değişikti. Aslında beğendim. Yazarın diğer kitaplarını da listeye ekledim bu arada.
Benim kendimce puanlama şeklim bir kitap okutuyorsa beğenirsem 3 veriyorum. 4 verebilmem için meraklandırması gerekiyor. 5 vermem için meraklandırması, heyecanlandırması, sürüklemesi gerekiyor. Sayfaları sonraki sayfada ne olacak diye kitabı elimden bırakmadan devam ettirmeliyim.
Sonunda ben de bitirdim DEVLER’i. Beğendim mi? Kezinlikle evet. Ama tam puan veremiyorum. Çünkü kısa bir hikaye.
Anlatım tarzının neden böyle olduğu son sayfada belli oluyor. Zaten iki üç sayfa okuyunca alışıyorsunuz. Hikayenin merak ediciliği de okuma sürecinin kopmamasını sağlıyor. Çok fazla mesaj var ve hepsini de doğrudan alıyorsunuz.
Hatta anlatım tarzında yazar bizimle konuşuyor sanki. Ve bizler de hafızasını kaybetmiş birer Torquell gibi neler yaptığımızı ya da yapacağımızı merak eder gibi okuyoruz. Bu yönüyle güzel bir seçim olmuş.
Hikaye ise hızlı giriş, hızlı gelişme ve hızlı sonuçla bitiyor. Ama anlatılan olayların altı yeteri kadar dolu bana göre. Nüfus patlaması, açlık ve türlü sorunlara karşı bazı çözümleri okuduğumuz öykülerde ve kitaplarda görmüştük. Devler’de ise bu biraz daha farklı işlenmiş. Yeni dünyanın nasıl işlediğini ve hangi süreçlerden geçtiğini görüyoruz. Önce Torquell’in tarafındayken sonra Isadora’nın tarafına geçiyoruz -tıpkı Torquell gibi-. Ama finale gelince tek bir hareketle tekrar saf değiştiriyoruz.
Sanırım savaş hep vardı ve var olmaya devam edecek. Barış ve huzur mu? Hep bir süreliğine gösterecek kendisini.
Turquell’i öldüren Minith mi emin misin? Ben bu detayı kaçırmışım ama sonradan düşününce fark ettim.
Son olarak okuyan arkadaşlara bir sorum var. Siz hangi seçimi yapardınız? Savaş isteyen Minith gibi isyanı seçerek savaş ve ölümü mü yoksa Isadora’nın teklifini kabul ederek imtiyazlarla daha rahat bir hayatı mı?
İlk sorunun cevabı evet, o yaptı. Sanırım zehirledi.
İkinci soruna gelince; ben Minith gibi düşünüyorum. İmtiyaz vermek zorunda kaldıkları için devlerin o rahat hayatı sadece Torquell’e sunduklarını düşünüyorum. Diğerleri gene yerlerinde sayacaklar ama bu kez efendileri DEVler değil Torquell olacaktı o kadar.
Torquell bence devleştirilmedi. Kendi içindeki Dev genleri yavaş yavaş uyandı ve devin çocuğunu sinirlenerek öldürdü mesela. Büyük ihtimalle atavizm ile ilgili. Devlerin bir müdahalesi olduğunu düşünmüyorum. Kadın deve gelirsek ise zaten imtiyaz olarak çok güçlüydü. 2 erkek deve karşı kendi dediği oldu ve Torquell öldürülmekten kurtuldu.
Evet Minith, ikisini de zehirliyor. Tüm hikayeyi anlatan, istanı planlayan da kendisi. Torquell bile sadece bir piyondu, yanlış seçimi yapınca şehide dönüştürdü onu Minith.
Savaşmayı seçerdim, vicdan meselesi.
@EpichanTorquell’in genetiğiyle oynanmıyor hocam, atavizm örneği olarak o modifikasyonlara sahip olmayan orjinal insan genomuna sahip.
Genetiği ile oynadılar derken baskın olan geni aktif hale getirdiler. Orada sizle aynı fikirdeyim. Ama Torquell’i kendi amaçları için güzel kullandılar.
Bildiğim kadarıyla sadece çaktırmadan etle besliyor sahibesi, irileşmeye devam ediyor eleman da. Yazar detay vermeyip bize bırakmış bunu da sanırım.
Son sayfalar çok keyifliydi.
Kitap puanlama sistemini beğendim, 5 puan vereceğim kaç kitap var diye düşünüyorum arada. Seveneves ve Manifold serisi sürükleyicilik olarak biraz inişlı çıkışlı olsa da hak ediyorlar. Keşke dilimize çevrilseler…