Dök İçini Rahatla

Bunlara hiç gerek yok, arsada az çok top tepen birisi bile bu diziliş ile oynanmayacağını bilir.

3 Beğeni

Hocam sen deme bari. Şimdi 3 senedir futbolun içinde biri olarak, o tarlada top oynayan adamın görüsünü baz alacaksak hiç Edirneden çıkmasın kimse. Bu adam gruptan çıkarken iyiydi. Turnuvanın bana göre favorisi olan hatta en iyi kadrosuna yenildik. Bu takım yenilmez değil. Montella gelince yenilmicez mi sandık yani? ( Sebebi farketmez)

Bu şimdi cümle kurmayı bilen adam, edebiyat konuşabilir demek değil mi?

@SJack o tartışmalar hele tam saçmalık.

Çok yazamıyorum üzerinize afiyet rahatsızım. Herkese saygılar

Çok geçmiş olsun.

Eleştiriler Portekiz maçı ile başlamadı, benzer eleştiriler Gürcüler ile olan maç hatta öncesi hazırlık maçları ve hatta kazandığımız Letonya ve Hırvat maçlarında da vardı.

24 takımın gittiği finallere gitmek bir başarı değil, toplasak zaten bir milli takımı, profesyonel topçusu olan 30 ülke ya vardır ya yoktur.

Bu arada hocanın kulüp takımlarında puan ortalaması şu:

Okuyorsa konaşabilir elbette, biz de bu forumda bunu yapmıyor muyuz. Çoğumuzun edebiyat ile ilişkimiz okumak üzerine ve konuşabilyoruz.

2 Beğeni

Montella’ya sahip çıkanların, Barış-Yunus-Kerem yerine Kenan-Cenk (veya Semih)-Arda oynatılsaydı nasıl eleştireceklerini az çok tahmin edebiliyorum. Bizler milli takımda takımcılık yapılmaz diye öğrendik ama görüyoruz ki yapanlar var. Vasat hocaları getirip, kadroları yazıp eline verenlerin kim olduğunu biz biliyoruz.

3 Beğeni

Valla ben salak yerine konulmayı semiyorum. Bu olayda hadi GS lobisi Hamitin menerjerliği yok diyelim…

İki sorum var takımın en iyi ayağını sakatsa veya yorgunsa 3-0 olan zaten bitik maça niye aldın yedin bir dok bari devam et mantığı olsun.

Soru iki henüz yanıtsız. Madem durum bu Çekya maçına da aynı kadro ile başlayacakmısın_? Yoksa popiş tutuşacak mecbur ismail-mert-arda yapıp sonra işler istediğin gibiyse menajerin boş beleşlerini mi alacaksın_?

2 Beğeni

Eski mesleğimden nefret ediyorum. Kaçtıkça daha çok diplere gömüyor beni. Kurtulamıyorum, yardım edin.

2 Beğeni

Ben de mesleğimden hiç memnun değilim. Şu aralar işleri akışına bırakıp hiçbir şeyi kafama takmamaya karar verdim. Bir ölçüye kadar bunu yapabilmeye başladım. Bunu yüzde yüze çıkarıp en azından ruh sağlığımı kurtarmaya bakıyorum. Başka da bir beklentim kalmadı bu meslek ile ilgili.

2 Beğeni

Yanlış meslek adamın psikolojisini darmadağın ediyor. Bu yüzden gençlere ufak bir tavsiye, meslek seçerken çok dikkatli olsunlar. Sonra sevmediklerinde kafalarını çok duvara vururlar.

2 Beğeni

Bu tarz muhabbetler için şöyle bir başlık var hocalarım, problemleri daha detaylı dile getirebilirsiniz merak edenler için.

3 Beğeni

Ben de bu konularda artık beylik laflara katlanamıyorum. “Meslek seçerken sevdiğiniz işi yapın vs.”
Sevdiğim işi seçtim, başıma çatlak birini yönetici atadılar. Mobing üstüne mobing,aynı sektörde kurum değiştirdim, bu defa daha kamusala geçtim lise mezunu adamı atadılar. Yine sıkıntı. Aldığım eğitimin, o insanların filan hepsi yutuluyor sektörün içinde.

Şimdi sorun meslekte mi? Türkiye’de ayrıca eğitimsizlik ve tecrübesizlik var. Ne demek sevdiğim iş? Bir çocuk ergenlik yaşayıp, sınavlara gömülmüşken nereden bilecek neyi seveceğini, ne kadarını tecrübe edebilecek? En fazla kan göremiyorum, tıp okumayım diyebilir.

Ayrıca;
@ayhangazi38 “Eski mesleğimden nefret ediyorum. Kaçtıkça daha çok diplere gömüyor beni.” kısmı başlık için tamam da “Kurtulamıyorum, yardım edin.” kısmı çözümsüz hocam detay lazım.

Eski işin çek senet tahsilatı da peşine çeteler mi takıldı?
Yahut boyacıydın halen usta 3+1 kaça boyanıyor diye sabah akşam tel mi çalıyor hocam :smiley:

5 Beğeni

Senpai, meslekten kaçamadığıma dem vurdum orada. Yapmak istemediğim halde kaçamıyorum. Kaçtıkça batıyorum.

1 Beğeni

Yapılanlar adeta nereden tutsan elinde kalıyor sözüne cuk oturuyor. Sakatlık riski var denen oyuncuyu niye 3-0’dan sonra oyuna alıyorsun? Oyuna girip skoru mu değiştirecek? Madem sakatlık riski var, niye risk alıyorsun 3-0’dan sonra?

Muhtemelen popoları tutuştuğu için önümüzdeki maçta Arda, Mert, Kenan ve İsmail’i oynatacaklar Hamit-Montella-Büyükekşi ve saz arkadaşları. Sonrasında da senin dediğin gibi menajer işleri devreye girer.

Ha ben olsam öne Semih, Cenk veya Kenan’dan birini atarım, Barış’ı değil.

1 Beğeni

Öne o üçünden birini atma hayatta olmaz. Günah. Teklif dahi edilemez.

Gerekirse sahadan takım çekeriz.

Bakalım kendini atan sarışın ne zaman penaltı alacak. Tr ye benzemiyor oralar tabi.

2 Beğeni

Bir zamanlar arkadaşım şöyle bir şey demişti: “Öyle bir sistemde yaşıyoruz ki, sevdiğin işe yabancılaşıp sevdiğin şeyden de olmak var.”

O zamanlar benzer görüşteydim yine tabii ama daha bir net aklımda artık. Mühendislikten psikologluğa geçtikten sonra dahi hala benzer tavsiyeler isteyen insanlara tavsiye veremeyeceğimi söylerim. Sevdiğin iş, sevmediğin iş mevzuları pek öyle kalıcı şeyler olmuyor gibi geliyor bana.

5 Beğeni

Buna aynen katılıyorum hocam ya. İnsan zamanla değişiyor, sevdiği sevmediği iş de değişiyor.

Zaten bir açıdan işçi olmak da pek sevilecek hayal edilecek bir şey değil de diyebilir kişi. Diğer yandan bir şeylerde becerikli hale gelmek, değer üretmek, problem çözmek, topluma katkı sağlayan bir birey olmak da tatmin edici şeyler bir yerde.

Bu sıralar bu iş güç olaylarını çokça düşünüyorum ben de. 7-8 yıldır bu işi (veri bilimci, makine öğrenmecisi, yapay zekacı ya da bu günlerde ne deniyorsa artık) yapıyorum, ben de sıkılır gibi oldum biraz. Öncesinde bir ara matematiksel olarak molekül modelliyordum araştırma asistanı olarak. Öncesinde bir ara amniyon sıvısı meni falan santrifüjlüyordum, kürtajlanmış/ölü doğmuş fetüs falan inceliyordum. Lisansta genetik/işletme okuyup programımı psikoloji ve matematikten seçmeli derslerle tıkabasa doldurmuştum, yüksek lisansta da matematikli bilgisayarlı ne varsa İstanbul’daki tüm devlet üniversitelerinde bir tur denedim. Ama şimdi ne yapacağımdan pek emin değilim şahsen.

Yılladır yönetici olmama yönelik her türlü teklifi reddediyorum; yöneticiliğe kaymak istemiyorum ama yönetici olmadan yapabileceğim işler azalıyor gibi zamanla. Bende de eski heyecan pek kalmadı gibi bir yandan, çok da emin değilim. Müdürüm terfi alıp müdürümün müdürü oldu, beni farklı takıma kaydırdı adam bir kaç aydır yaptığım işin sektörde tanımı bile belli değil sanırım. Yeni takım müdürüm seni yazılım geliştiriciliğine kaydıralım mı dedi, okey neden olmasın dedim. Bindik bir alamete gidiyoruz ama nereye gidiyoruz hayırlısı bakalım haha.

Önemli mi ondan da emin değilim, önceden ilgimi çekmeyen işe asla odaklanamaz kendimi veremezdim, üretken olamazdım. O yüzden ilgimi çeken işlerin peşinde koşardım hep ama geçen yıl hiperaktivite tanısı aldım; ilacı atınca her işe odaklanabiliyorum artık, belki de bu noktadan sonra dopamin peşinde koşmayı bırakıp üretkenlik değil para maksimizasyonu yapmak daha mantıklıdır bilemedim. Ama o da bir yerde sonsuz bir fare yarışı, benim de bu yarışa girmek için pek motivasyonum yok açıkçası.

İç dökme gibi iç dökme oldu mesajı yazmaya başlarken hiç beklemiyordum haha, neyse ama hayırlısı, nasip kısmet. :sweat_smile:

9 Beğeni

Maalesef bazı şeyler gençlerin kontrolü dışında zorunlu olarak gerçekleşiyor. Ben de şu anda hayalimdeki mesleği okumuyorum bundan pişman mıyım bilmiyorum yani artık o kadar hissizleştim ki… Arkeoloji okusaydım büyük ihtimalle işsizlik kaygısı içerisinde şu anda daha mutsuz olacaktım. Birde işin absürt bir durumu okuduğum bölümü sanki ilahi bir güç tarafından tesadüf eseri olarak yerleşmem. Yani asıl amacım orası değildi yatay geçişle amacım Ankara da okumaktı orası benim 3. Planımdı orası ilk açıklandı diğer yerlerde sonra açıklandı orası açıklanıp kazanınca Ankara da okuma ihtimalimi riske atmayıp kayıt oldum ne de olsa istediğim yer açıklanınca ve kazanınca oraya geçerim diye istediğim üniversitesi ve bölümü de kazandım sonradan oraya geçemedim. İşin trajikomik tarafı da uluslararası ticaret ve lojistik bölümünü kazanıpta geçemediğim üniversite için bırakmıştım. Neyse nasip diyorum. İşin daha da komik tarafıda üni çağına kadar çöp adam çizen ben çizime dayalı bölüme gitmiş olmam. Neyseki çizimi bir şekilde halletim kötünün biraz iyisini çiziyorum :joy: çizim yapmayıda sevmeye başladım ilk başlarda bana lüzüm gibi geliyordu. Belki ilerde meslek hayatına atanınca mesleğide severim. Neyseki bölümde sanat tarihi, mitoloji falan dersler varda yine bana teselli oluyor o bölümler. Yani kısaca hayat bazen istediğimiz eksende hareket etmiyor bana da çoğu insan gibi kabullenmek ve adapte olmak kalıyor.

4 Beğeni

Ücretsiz stajyerlik bile bulamadım ya. Mezun olunca galiba evden çıkamayacağım.

3 Beğeni

Bayadır yazmıyorum herhalde foruma sınavlardır tek derstir derken kafamın yoğun olduğu bir süreç bugün sonlandı ve artık MEZUNUM.

18 Beğeni

Esas mücadele simdi geliyor hocam sıkı dur :v::face_with_peeking_eye:

5 Beğeni

Hamam böcekleri ölsün!

Huzurlu gecemi zehir etti şerefsiz yaratık. Tamam, tiksinç varlığını varoluş boyutundan sildim ama elime ne geçti? Kaldırılmayı bekleyen bir necaset peltesi, böcek ilacıyla sırılsıklam olmuş bir yatak.

Gerçekte savaşı kim kazandı? Onun kaybettiğinden eminim, kendimin de kaybettiğinden emin olduğum kadar.

Bu olaydan çıkarılan ders: Rahatının kaçırılmasına izin verme.

Yemin: Bundan sonra -çok uğraş gerektirmeyecekse- gördüğüm tüm hamam böceklerini öldürmeye ant içiyorum.

4 Beğeni