Dök İçini Rahatla

Her sabah uyandığımda “İşi bırakmak istiyorum, işi bırakacağım.” dediğim işte 7. yılım doldu. Tek başarım.

10 Beğeni

Gayet iyi ve istikrarlı gitmiş :smiley:

3 Beğeni

Benim de 4 sene oldu. Dediğiniz gibi her gün mutlaka 1 kere söylenirim kendi kendime işten çıkacağım diye.

Disco Elysiumdan çok beğendim bir replik var. Her pazartesi onu aklımdan geçirmek adetim oldu. Biraz rahatlatıyor sanki :joy:.

“Time to go to work at the shit factory.”

4 Beğeni

Oraya bir 12 sene yazmanizi rica ediciiim. Bir 28 de emeklilik icin gerekecek :ok_hand:t2::thinking:

3 Beğeni

Yoruldum…

5 Beğeni

Bir daha okudum ve yazdıklarımın gereksizce uzun olduğu kanaatine vardım. Özetle, sağlıklı bir ruh hali için sağlıklı bir uykunun şart olduğunu yazmıştım.

6 Beğeni

Bunları yazıp yazmamakta kararsızım. Doktorum gündemden ve seni üzecek şeylerden uzak dur dedi ama işe yaramıyor sanırım. Artık arkadaşlarımın ve ailemin de yeterince kafasını şişirdim. Günlüğümde sayfa da kalmadı. Önceden forumlarda böyle başlıklara yazardım. O yüzden buraya içimi dökmeye geldim. Bu yazdıklarımı okumak zorunda değilsiniz. Duygu sömürüsü yapmak gibi bir amacım da yok. Gelecekte bu mesajla karşılaşırsam belki hangi aşamalardan geçtiğimi ve daha sağlıklı birisi olduğumu anlayıp mutlu olurum diye yazıyorum.
Çocukluktan bugüne kadar çeşitli psikolojik rahatsızlıklarla boğuşuyorum. Bir şekilde baş edebiliyordum ama pandemiyle birlikte ipler elimden kaydı. Kusma fobisi,yeme bozukluğu,yaygın anksiyete bozukluğu ve depresyon. ( 1 ay önce öğrendiğime göre depresyonum kronik hale gelmiş) Çocukken yaşadığım travmatik kusma anısından sonra fobi edindim. Bu bende yeme bozukluğuna yol açtı. 8.sınıfta 38 kiloydum. Ölmemden korkuyordu millet. Daha sonra az da olsa toparladım ama iskelet diye dalga geçiyorlardı ona rağmen. Lise ve üniversitede anksiyete başlamış ama ben anlamadım. Üniversitede fobik atak geçirip ciddi bir rahatsızlığın kıyısından dönüp hastanede yattım bir süre. Pandemiyle birlikte tüm bu rahatsızlıklar daha da şiddetlendi ve üstüne depresyon tanısı aldım. Üniversite maceram bile online’a döndü.Psikologlar veya psikiyatri doktorlarının verdiği haplar pek işe yaramadı. Zaten küçük bir ilçede yaşıyorum. Çok fazla imkanım yoktu. Bir süre sonra daha iyi oldum. İlaçlar biraz daha kilo aldırdı ama yeterli değildi. Okuduğum bölümden istemeyerek mezun oldum. Keşke bu bölümü okumasaymışım. Okul öncesi öğretmenliği okudum. Mesleğe saygım var ve çocukları da severim ama meslek bana göre gelmedi. Başka bir bölüme geçmek istemiştim ama ailem bu bölümü okudun o kadar artık bitir dediler 2.yılımda. Zamanla fikrin değişir dediler. ( değişmedi) Mutsuz bir şekilde yaptığım bir mesleği ne karşımdaki çocuklar hak ediyor ne de ben. Üstelik çocuklardan birisi olur da kusmaya başlarsa atak geçirip bir köşede titreyip kendimden geçersem ne olur diye çok endişelendim. Bu meslek bana göre değil. Mezun olduktan sonra başka bir bölüm okumak istedim ama ne burs çıktı ne yurt çıktı. Kaydımı sildirdim kazandığım 2.bölümden. Tüm bunlar olurken çeşitli haplar kullandım ve depresif bir halde takılırken yüzümdeki mutlu maskeyle dolaştım her yerde. Tam biraz toparlandım iyi olmaya başlıyorum derken beni askerlik korkusu sardı. Geçen sene Nisan ayında gittim.Felaket olacağını biliyordum. Çürük raporu almak istedim rahatsızlıklarım yüzünden. Doktorlar “Sana vermezler.Boşuna uğraşma” dediler. Ben kara kara düşünürken her ne kadar iyi iletişim kuramasak ve anlaşamasak da babam beni bedelli askere göndermeye karar verdi. Bir gün borcumu ödemek şartıyla kabul ettim. Büyük bir özgüvenle askere gittim. Sadece 5 gün dayanabildim. Yemekhaneden ve yaptırılan eğitimlerden rahatsızlıklarım nüksetti ve iki gün üst üste atak geçirdim. Bir ara cezaya kalıp zorla şınav çektirdiler ama o kadar zayıftım ki suratım yere yapışıp duruyordu. Ataklar sırasında bilincim gidiyor ve kendimi dışarıdan izliyormuşum gibi oluyorum. Şiddetli titreme,terleme,soğuk basması,uyuşma,görüş bulanıklığı vb. Çok fazla belirti. Komutanlardan birisi “Seni bu halde nasıl askere yolladılar?” dedi. ( Daha sonradan çok yardımcı oldu sağolsun hepsi de çok iyi insanlardı. Koğuş arkadaşlarım da öyle) Askeriyenin psikiyatri servisine yatırıldım. Geri kalan 23 günüm orada geçti ve hayatımın en korkunç günleriydi. Dışarıdan da hasta alıyorlardı. Babam refakatcı olarak geldi. Yemek yiyemediğim için yine çok aç kaldım. Zaman geçirecek hiçbir şey yoktu. Demir parmaklıklı kapı vardı. Bahçeye çıkma günlerimiz oluyordu. Düşüncelerimde boğulup durdum. Zorla hap yutmayı öğrettiler bana ve birçok hap denediler. Geceleri krizlere girip bağıranlar oluyordu. İnsanı çok derinden etkileyen bir yer. Böylece askerliği de tamamlamış oldum. Hayatımda korkunç bir anı ve büyük bir yara olarak kaldı. Tüm özgüvenim ve moralim düştü. Askerden sonra ayıla bayıla izlediğim One Piece’i aksatmaya başladım. Aynı şekilde ne yazık ki kitap okumayı da… 5 aydır ne kitap okuyabiliyorum ne de hayatıma girdiği için beni mutlu eden o animeyi izleyebiliyorum. Bunların üstüne aynı yıl içerisinde hayatımdaki ilk romantik ilişkide aslında kullanıldığımı fark ettim ve ayrıldım. Mahvolmuş bir haldeydim ve aklıma ne yazık ki kötü düşünceler geliyordu. Farklı bir psikiyatri doktoruna gittim ve onun verdiği hap baya iyi geldi ama yan etkileri sıkıntılı ne yazık ki. Bu sırada iş aramaya devam ediyorum ama küçük bir ilçede iş bulmak çok zor. Herkes torpilli ya da deneyim istiyor veya ehliyet. Yaşadığım yerde arkadaşım da yok pek. Sevgili yapan arkadaşlarım benimle konuşmayı bırakıyor zaten. Doğum gününü kutladığım çoğu kişi de doğum günümü unuttu zaten.Antalya merkezde bir iş bulmak istedim. Ev tutmak ve turuncu bir kedi sahibi olmak istedim ama orda şartlar daha zorlu. İmkansız. Tekrar yaşadığım yerde her yerle iletişime geçtim. Bu sırada ailem öğretmen olmam için baskı yapıyorlar alttan alta. Kendimi iyi hissetmem ve kilo almam için spor salonuna kayıt yaptırdı annem sağolsun. Spor iyi geliyor zihne. Daha sonra bana çirkin diyen bazı kişiler oldu. Beni hâla liseye gidiyor sananlar oldu. Kilo almak için çabalıyorum. Spreylerle zorla sakal çıkartıyorum. Bakım yapıyorum ama hâla aynalara bakmak hoşuma gitmiyor. Şu glow up dedikleri şeyden geçirmeye çalışıyorum kısacası. Bir süre iyi hissettirse de biraz takıntı yaptım kendimi. Sonra birkaç sağlık sorunum daha çıktı. Zorunlu olmasa da olsam iyi olacak bir ameliyat söz konusu. Artık çok yoruldum. Pandemiden beri nefes alamıyorum. 3 ay iyiysem 5 ay kötüyüm. Tam 5 aydır elim kitaplara gitmiyor,okuyamıyorum. Çok özlüyorum. Bedenime bakamıyorum. Sürekli bir kusur buluyorum. Yeme bozukluğunu bir miktar yensem de hâla korkuyorum. Bir işe girip çalışmak istiyorum ama yapabilir miyim çok korkuyorum. Her şeyden çok korkuyorum. Çok yoruldum. Burada daha anlatmadığım çok fazla şey var. Özellikle bir tanesini yazmaya çekiniyorum.Hayatım boyunca hep iyi bir insan oldum. Hep kendimden çok başkalarını düşündüm. Hata yapmışım. Kendimi çok boşlamışım. BDT tedavisi almam lazım kusma fobisi için. O da Antalya merkezde. Buradan gidiş geliş 4 saat ve yol parasını saymıyorum bile. İş için bir haber bekliyorum. Umarım olur ( her ne kadar korksam da) 2025 yılı benim için harika olacak. Pozitif olacağım ve karanlıktan aydınlağa çıkacağım diye coşkuyla girdim. Sadece 4 gün dayanbildim. Ailevi bir mesele çıktı ortaya ve moralim yine bozuldu. Düşünceler yine hücum etti bana. Bu hafta doktorumdan hapımı değiştirmesini isteyeceğim. Gördüğüm tekrarlayan rüyalar yüzünden her sabah yorgun uyanıyorum çünkü.Bugün marketten dönerken poşeti ve telefonumu bırakıp sadece yürümek istedim. Kimseye haber etmeden ve nereye gittiğimi bilmeden öylece gitmek istedim ama yapamadım. Tüm bu yıllar boyunca hiç iyi şeyler olmadı mı? Elbette oldu. Yıllar önce yine bu başlığa yazdığım diş çektirme,kanal tedavisi vb. fobimi yendim mesela. Ama bu mental sorunlar hep daha baskındı. Kendime veya bir başkasına asla zarar verme düşüncesinde olmadım ve olmam da. Sadece mutlu olmak ve biraz huzurlu olmak istiyorum. Kafamın içinde sürekli dönen negatif düşünceler dursun istiyorum. Tekrar kitap okumaya geri dönebilmek istiyorum. Ama başarabildiğim tek şey sosyal medyada ve gerçekte mutluymuşum gibi davranmak. Yinede hâla umudum var. Yavaş yavaş düzeleceğime inanıyorum ama keşke hemen olsa. Olmak istediğim fiziksel ve zihinsel kişi olana kadar pes etmek istemiyorum. Yinede yoruldum. Bu kadar. Üzgünüm.

13 Beğeni

Tüm sorunlarınız için geçmiş olsun. Çoğu sıkıntı kafada bitiyor ama dış etkenler de bayağı etkiliyor insanı. Umarım birçok sorununuz yavaş yavaş kaybolur 2025’te. Sporu bırakmamanızı öneriyorum. Gerekirse evde yapın dambıllarla.

Bilgisayar oyunları oynamaya çalışın ya da size o tür şeyleri hatırlatmayacak filmler vs izleyin diyebiliyorum sadece.

6 Beğeni

Öncelikle hayatta mutluluklar diliyorum ve azminizi kutluyorum.

(Konudan bağımsız -veya bağımlı- olarak) Hocam, hiç yazmayı düşündünüz mü? Mesajınızı okumaya başladığımda tam “İşte, paragrafın önemini kavrayamamış birisi daha!” Diyecekken kendimi mesajınızı okumayı bitirmiş buldum.

Yazım diliniz çok akıcı ve kolayca anlaşılır. Göründüğü kadarıyla kendinizi iyi tanıyor ve karşı tarafa iyi aktarıyorsunuz.

Benimki sadece çoook uzaklardan yapılan bir gözlem, ama içinizde parlatılmayı bekleyen bir yetenek var gibi.

5 Beğeni

Tam olarak böyle.

“Yoruldum…”

1 Beğeni

@SJack Çok teşekkürler. Gerçekten de öyle. Spor iyi geliyor. Bırakmayı düşünmüyorum. Keşke çok daha önceden başlasaymışım. Bilgisayar oyunları oynamayı da bırakalı çok oldu. Ara verdiğim şeylere geri dönmek zor oluyor ama deniyorum. Zaten kitaplar,diziler,filmler ve oyunlar olmasa bu hayattan nasıl zevk alırdım bilmiyorum. Geri dönmeye çalışıyorum zevk aldığım uğraşlara. Sağolun önerileriniz için.

@birey Çok teşekkürler güzel sözleriniz için. Aslında baştan savma ve karışık yazdığımı düşünmüştüm. Sadece içimi boşaltmak için aklıma gelenleri yazdım hemen. Ben yazmaktan çok okurum ama kısa korku hikayeleri yazdığım zamanlar olmuştu. Okuyacak kimse de olmadığı için kaybolup gittiler. Zaten pek başarılı da değillerdi. Aslında ben foruma her gün giriyor ve hepinizi takip ediyorum,az çok tanıyorum. Sadece daha az yorum yapıyorum. Sizler o kadar güzel mesajlaşıyor ve incelemeler yapıyorsunuz ki ben bir şeyler yazamıyorum pek. Ne yazacağımı veya kendi düşüncemi nasıl yazıya dökebileceğimi pek bilmiyorum. O yüzden bu mesajınız beni şaşırttı. Mutlu da oldum ama teşekkür ederim. Belki kendi kendime bir şeyler yazmaya ve pratik yapmaya geri dönerim. Kendi çapımda eğleniyordum en azından. Özgüvenimi arttırmam gerek öncelikle tüm bunlar için.

10 Beğeni

Merhaba bence de yazım tarzınız çok akıcı, yazmaya devam etmelisiniz.

Diğer konular için öncelikle geçmiş olsun diyorum. Umarım bu sene diğerlerinden çok daha iyi olur. Ben de zamanında major depresyon tanısı almış biriyim ve hâlâ kaygı bozukluğu yaşasam da kesinlikle emin olun ki iyileşmek mümkün. Maddi durumunuz elverince (muhtemelen denediniz ama) psikolog yardımı almanızı öneririm mutlaka. İlaç da çok önemli ama bdt ve act gibi terapiler hayat kurtarıyor, yaşamış biri olarak söylüyorum. Hemen hemen hepsinin çözümü var. Bir de bazı terapistler uygun ücretli olarak belli kontenjanda danışmanlık veriyor onları da araştırabilirsiniz. Bu süreçlerde kitap okuyamamak da normal, üzücü ama böyle yüksek stres ve kaygı seviyesinde benim de uzun süre odaklanamadığım olurdu. Umarım her şey daha güzel olur, umudumuzu kaybetmeyelim yeter.

4 Beğeni

@BerkayBing
Beni şu sıra tutan tek şey koşular. Ölümüne yaptığım anlar var. MAraton yokken bile 27 32 35 km.
3 gün uykusuz kalıp, 5-6 wiski ile kafa olmuş bir sabah çıkıp koşmakta buna dahil.
Koşu ile ilgilenirsen birlikte sürdürebiliriz. Çok bağlantım var.
Diğer yazdığın konularda sen ancak benim kayıkçım olursun zira okyanusta yol almışsın. Şu sıra bende boğuluyorum ama sendekileri okumak içimi daha da bunalttı.

Psikologa mı Gitmeliyim, Psikiyatriste mi? Neden şeklinde bir düşünce hakim bana bu ara… şuna bir el atabilecek olan var mı… (@aybukethewriter )

Ağır stres,
Orta yaş krizi…
Hayvan gibi geçmişe özlem.
Bir günde 5-6 eski metal , heavy rock albumu bitirme… yığınla şey.

  • bu pasiflora dışında ki o uyku için sanırım , sakinleştirici ve reçetesiz önerileri de dinleriz
3 Beğeni

Daha çok psikiyatriye gidilmeli ve ilaç kullanılmalı şeklinde bir algı var ve ben de karşı değilim, gerektiğinde ilaç da kullanılmalı ama benim şahsi fikrim psikolog öncelikli. İlaç artık ruhsal durumunuz kontrolden çıktığında bir stabilite, durgunluk sağlıyor ama altta yatan sebepleri çözmeden yıllarca ilaç kullanmak zorunda kalabiliyoruz. Bir de (bu doktorların suçu da değil yanlış anlaşılmasın) o kadar az muayene süresi var ki teşhis çok üstünkörü verilip ağır ilaçlar yazılabiliyor. Velhasıl burada yanlış yönlendirme yapmak istemiyorum herkesin durumu kendine hastır sağlıkta ama ben psikoloğu elzem görüyorum. Özellikle depresyon, kaygı gibi durumlarda mutlaka altta yatan derin sebepler oluyor ve bunlar da konuşma terapisinin içinde çeşit çeşit yöntemle iyileşebiliyor. Çevremde de gördüm çok faydasını göreni. O yüzden terapiyi mutlaka düşünün derim @erce

10 Beğeni

Buraya imzamı atıyorum.

3 Beğeni

@aybukethewriter Çok teşekkür ederim. Size de geçmiş olsun. Yaşadığım yerdeki psikoloğa gittim ama pek verimli olmadı açıkcası. Kötülemek istemem kendisini ama pek verimli değildi. Öyle söyleyeyim. Yinede imkan sahibi olunca ilk fırsatta bahsettiğiniz terapileri alacağım mutlaka. Merkezde çok fazla seçenek var. Orlara gitmem lazım. İlaçlar bir noktaya kadar iyi geliyor ne yazık ki. Tamamen işi onlara bırakmamak gerek. Yinede eskiye göre beni biraz daha iyi yaptıkları da bir gerçek. Araştırmalarıma devam ediyorum. Kendime iyi gelecek şeyler yapmaya çalışıyorum. Kitap okumaya dönme çabalarıma da devam ediyorum. Mutlaka bu terapileri alacağım ilk fırsatta. Sağolun.

@erce Hocam koşu da çok güzel. Sevindim yapmanıza. Fakat koşu pek benlik değil. Yinede teşekkür ederim teklifiniz için. Malesef yazdığınız sorunlara bir tavsiyem yok. Tavsiye vermekte pek iyi değilimdir. Umarım hep birlikte daha güzel günler görürüz de bu sıkıntılı hallerimiz geride kalır.

5 Beğeni

Bundan sonra karşıdaki insanın ne dediğini anlamak yerine onu demediği şeylerden dolayı suçlayan insanlarla tartışmakla hiç zaman kaybetmeyeceğim. Anında engelleyeceğim. Bu forumda da var ve denk gelirsem anında engelleyeceğim. Açıkçası bu foruma döndükten sonra ne yazık ki okuduğunu anlamamanın da ötesinde okuma zahmetine bile girmeden tartışmaya çalışan üyeler gördüm.

Bazı insanların tartışmadan anladığı şey şu: “Ben hiç kimsenin yazdıklarını doğru düzgün okumayayım, ama buna rağmen onlara cevap verebileyim. Ama herkes benim yazdıklarımı okusun, benimle aynı fikirde olsun, aynı fikirde değilse bile sussunlar ve cevap vermesinler.” Şaka değil bazı insanların hayalindeki tartışma ortamı bu.

Sadece bu forumda değil, sosyal medya da böyle insanlarla dolu. Bu konuda Ekşi Sözlük başı çekiyor. Bir başlık açın ve gelen yanıtların önemli bir çoğunluğunun sadece başlığı okuyarak cevap yazdığını, asıl konudan haberleri bile olmadığını kendi gözlerinizle görün.

Ne tür insanlardan bahsediyorum:

  1. Yazdığım mesajı sonuna kadar okumayıp, mesajın sadece ilk yarısını okuyup, anlatmak istediğimden farklı sonuç çıkaranlar.
  2. “Cümlenin 'ama’dan önceki kısmı geçersizdir” diyerek mesajın ilk yarısını okumayıp, sadece ikinci yarısını okuyup, anlatmak istediğimden farklı sonuç çıkaranlar.
  3. Konu başlığını okuyup içeriğine bakmadan, hatta mesajın kimin tarafından atıldığına bile dikkat etmeden hiç demediğim şeyler üzerinden saldıranlar.
  4. Yazdığım bir şeye önce cevap verip, sonra söz sırası bana geldiğinde, benim cevap vermemi istemeyenler.
  5. Yazdığım yazıyı hiç okumadan cevap vermeye çalışanlar.
  6. Yazdığım yazıyı sonuna kadar okuduğu hâlde söylediğimin tam tersini anlama başarısı gösterenler. Ben A diyorum, karşımdaki B dediğimi iddia ediyor. “Hayır ben A demek istedim” diyorum. O da bana sen A diyorsun ama aslında B demek istiyorsun diyor. Aklınca zihnimi okuduğunu sanıyor.

Bu da burada dursun, bu forumda olur, sosyal medyada olur, başka bir yerde olur. Engelleyecek insan seçerken rehber niyetine kullanırım.

Çoğunlukla kitap okumayan bir toplum olduğumuz için genellikle okuduğunu anlamama sorunu hep vardı ama artık bunun da ötesine geçtik, hiç okumadan tartışmaya çalışma noktasına geldik. Bunu her yerde görüyoruz zaten ve buna alıştık da. Ama bu forumda okuyan, yazan insanlar olduğunu farz ettiğim kişiler var. Onlardan böyle davranışlar görmeye alışkın değilim.

Kimden bahsettiğimi soracak olanlara isim veremeyeceğim. Belirli bir kişiye yönelik bir eleştiri yapmıyorum, genel bir durumdan bahsediyorum.

7 Beğeni

Öncelikle yazdığınızı okumadım. Göz gezdirdim. Ve size katılıyorum. Çözümüm internetten kimseyle tartışmamak.

4 Beğeni

Adeta başıma gelenlere tercüman olmuşsunuz! Belki sizin gibi düzenleyip yazmadım @okanakinci ama insanlara laf anlatma mecali çok uzun zamandır yok.

Yüzlerine söylemesem de bu formda da yaşadığım bir şeydir. Ben bir şey diyorum, artık nasıl anlıyorlarsa, her şeyi sanki anaokulunda çocuğa anlatır gibi detayları ile tek tek incik cincik ederek iğneden ipliğe yazmak gerekiyor. Tavrım net bir şekilde “Sen bilirsin.” olur ve tartışma bitmiştir.

Bu tür insanlar yüzünden etliye sütlüye karışmayan kendi köşesinde yaşayan biri olup çıktık farkında olmadan. :face_with_monocle:

Gerçi şu da var, bunlar çok yüzeysel sohbetler deyip konuyu biraz derin mevzulara çekince iki kelam edemeyen çok kişi var. Sözüm forumdan dışarı değil. :joy: :rofl:

5 Beğeni

opinion-youropinionvsmyopinion

Şaka bir yana, -ne kadar salak da olsalar- insanları engellememin, gerçekliğe ilişkin ufkumu daralttığını düşünüyorum. Çünkü gerçek hayat, akıllısıyla, ahmağıyla, yarım akıllısıyla bir bütün oluşturuyor.
İşte bu yüzden aptal olduğunu düşündüğüm bir insan benimle tartışma girişiminde bulunduğunda onu görmezden geliyorum.

Tabii olarak, saygın bir tartışma ortamı istemek her insanın hakkıdır. Bu konuda hiçbir itirazım yok.

5 Beğeni