Aslında ben kitabı okuyorum. Filmi hiç izlemedim. Ama kitabın başlarındayım. Belki de hiç şunu tutuyorum falan dememeliydim. Ama o an boş bulunup söyledim. Böyle bir tepkiyle karşılaşacağımı tahmin etmiyordum sadece.
Güzel soruymuş. Aklımda .
Dört yıldır yaptığım öğretmenlik mesleğinde çok büyük hüsranlar içindeyim.Öğrencilere kitap okutabilmek için yalvarır noktaya gelmeme rağmen belli bir seviyeye çekemiyorum.Gittiğim hiçbir okulda iyi bir kütüphanem olmadı hep yalvar yakar toplamak zorunda kaldım,yine böyle bir okuldayım ve yalvarıp yakarmak beni artık yoruyor ve dai insanlar sözünde durmuyor.Kısacası bu konularda derdim çok.
Forumun edebiyat forumu olma noktasında zayıf kaldığına inanıyorum.
Circe geçen sene Goodreads’de düzenlenen okur yarışmasında 2018’in en iyi Fantastik kitap ödülünü kazanınca çok meraklanmıştım. Konusuda benim fazlasıyla meraklı olduğum Mitoloji olunca, yurtdışından sipariş verip orijinal dilinden okumayı bile düşündüm. Bir süre sonra İthaki sağolsun haklarını alıp bastı fakat Kötü Çocuk, Yan Evdeki Psikopat Mafya, Sapık Patronum, Kaslı ve Terli Komşum tarzı paçavralarla haşır neşir olan ve kitap fuarlarında çığlık çığlığa, ağlaya zırlaya, kendini yerden yere atan tiplerin hepsinin Circe’nin çarşaf çarşaf goygoyunu yatığını görünce, bırakın alıp okumayı sipariş vermek bile içimden gelmiyor. Birazdaha üstünden geçsin bakalım…
Kitlelerin sizi etkilemesine veya engellemesine izin vermeyin bence. Merak ediyorsanız okuyun. Ben mesela o tip hesaplara ve insanlara bakmıyorum. Bakmadığım için görmüyorum. Görmediğim için çok mutlu ve rahatım. İsterlerse kitabı deldirip kolye yapabilir ya da vücutlarını kitabın sayfalarıyla kaplayabilirler. Kendinizi bu negatif itici davranışlar silsilesinden arındırın derim. Böylece kitap çıktığı dönemde okuyarak burada okuyanlarla düşüncelerinizi çarpıştırabilirsiniz. Bunu daha sonra da yapabilirsiniz ama henüz tereddüt yaşayan arkadaşlara bir ışık tutabilir, onlar için yol gösterici olabilirsiniz.
Ben kitabı aynen sizin gibi Goodreads’ta görmüş ve merak etmiştim. Dilimize çevrilmesi çok güzel oldu. Kitabın akıcı ve merak uyandırıcı olduğunu söyleyebilirim fakat mitolojiyi her seferinde aşure gibi karmaşık bulduğumdan ilk yüz sayfada beynim bulandı. İlk yarısında çok yoruldum okurken fakat sonra kafamda neredeyse oturtunca kitabı beğendim. Sözlük kısmı en önde olsaydı eğer kitaptan daha çok keyif alırdım çünkü en azından yarım yamalak veya karışık bilgim tazelenir böylece hikayeyi okurken işkence çekmezdim.
İkisi aynı şey değil ama Hektor buralı, Truvalılar Luvi kolonisi, Truva savaşında O dönemin Anadolu halkı, toplulukları Truvalılar ile birlikte savaşa dahil olmuşlardı. Diyojen ise Doğu - Roma imparatoru zaten işgalci. Elbette tarafımız Alparslan.
Ben de Hektor taraftarıyım. Kadim bir taraf bu. Kadim bir kavganın tarafı olmanın sonucu bu Doğu İle Batı’nın Asya ile Avrupa’nın, Anadolu ile Helen’in kavgası.
Söyleyip söylemedikleri, biraz tartışmalı ama Fatih için de Atatürk için de Hektor’ın intikamını aldık dediği rivayet edilir. Belki demediler ama yaptıkları tam da buydu. Doğu’nun Batıya ( coğrafi değil kültürel siyasal anlamda) karşı savaşıydı.
Teşekkürler. Kitleler malesef ister istemez olumlu veya olumsuz anlamda bir etki yaratıyor. Örneğin bu forumdaki Hangi Kitabı Okuyorsunuz? veya Son Aldığınız ve Sipariş Listenizdeki Kitaplar gibi konular kitlelerden edinilen olumlu etkilerle cüzdanı boşaltıyor
Bende özellikle bahsini ettiğim insanları takip etmiyorum fakat kitap hakkında, çevirisi olsun, dili olsun, türü olsun az da olsa bir fikir edinebilmek için kitap hakkında yaptığınız en ufak bir aramada bu tür insanlara denk gelmemenin imkanı yok. En basit örneği ile yayınevleri bile bu tip kişilerin gönderilerini kendi sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar. Ben kaçamıyorum hiçbir şekilde ve malesef etkileniyorum.
Ben görmezden geliyorum. O tip şeyleri virüs gibi görerek direkt beynim siyah bir şey gibi algılıyor. Eğer başarabilirseniz size de öneririm. Hangi Kitabı Okuyorsunuz başlığı ise bence çoğu platformdaki goygoylardan daha başarılı. Çok harika kitaplar öğrenip edindim. Evet, cüzdanım boşalmış olabilir ama güzel edebi ve fantastik eserler okudum. Şikayetçi değilim.
Hayatımın son 6 ayı bir hiçlik gibi tanımlanabilir. Aslında bir hiçlik değil çünkü kendime çok güzel hayat dersi niteliğinde tecrübeler kazandırdım. Olmayacak şey için çok çaba sarf etmenin, o olmayan şey için “oluyor” deyip kendini adeta kendi oluşturduğun simülasyona kapatmanın, o olmayan şey hakkında olmadığını aslında gördüğün halde adeta hırs yapıp oldurmaya çalışmanın hatası. Evet belki aranızdaki bireylerin birçoğundan yaşlıyım, ancak insan her yeni yaşta yeni bir şeyler öğreniyor. Daha o olmayan şey için birçok kelime sarf edebilirim, ancak değer mi bilemem. Siz siz olun kendinizden asla taviz vermeyin.
Neredeyse 5 aydır yarınki sunumum için hazırlanıyorum.Bu dersi bu kadar zorlaştıran ve herkesi çok büyük strese sokan hocama teşekkürler(!) Türkiyede sadece burada böyle işleniyor diye öve öve bitiremiyor dersi.Sonra da sunum yapanlara baskı yapıyor sunum esnasında.’‘Hadi hızlan artık bitir!’’ veya ‘‘Of bitsin artık şu ders.Sonunda bitiyor! vb.’’ cümlelerden sıkıldık.Ben aylardır doğru düzgün kitap okuyamıyorsam bu sunum yüzündendir.Hepimiz korkuyoruz hocadan.Çünkü acımayıp herkesi bırakıyormuş.5 ay boyunca 30 tane etkinlik/materyal yaptım ve gerçekten canım çıktı.Sinirden ağladığım zamanları bile biliyorum.Şimdi bu 30 materyali yarın yarım saat içinde anlatıp bitirmem lazım.Bu sunum yüzünden hali hazırda vizelerime bile çalışamadım.Umarım geçerim.Yoksa emeklerime yazık gerçekten.Oturup ağlayabilirim saatlerce.Şimdiden heyecan bastı beni. Yalvarırım iyi geçsin sunumum!
Merhaba herkese. Umarım iyisinizdir. Hep iyi olun. Gece gece bunu söylemek istedim.
Neden bendeki midichlorian sayısı bu kadar az. Bazen çok ihtiyaç oluyor.
Bugünkü 29. Ekim kutlamalarında, ilçemizdeki okullardan biri görevli idi. Cumhuriyet Bayramı’nı konu alması gereken konuşmalar, metinler, şiir ve skeçler yerini 15 Temmuz’a bıraktı. Atatürk’ün ismi sadece 2 kez zikredildi. Programı izleyen herkes tarafından fark edildi bu durum. Üzüldüm, çok üzüldüm.
Her şeyi birbirine karıştırır hale geldik, çok yazık.
Bir gün sırf evde böcek öldürecek ya da atacak birisi olsun diye evleneceğimden korkuyorum. Böcek fobim ezelden beri olan bir şey de, geçen yaz yüzüme çarpan kelebekten sonra korkunç bir şekilde arttı
Tamamen aynı durumdayım. Odaya çekirge girse biri atana kadar 3 gün geçse giremem oraya. Sivri sinek bile elimi değdirip öldüremem kırbaç filan gerekir.
Ben de öyleydim ama kamp yapmaya filan başlayınca yavaş yavaş hafifledi. Tabii yine de iri yarı hayvanların orama burama çarpmasından haz etmem ama en azından panik olmuyorum. Her şey bir yana kakalak görsem bende de şarteller atar.
Bende onlarla baş edebilir hale geldim biraz. -Çok büyükleri değil tabii.- Sürekli kaçma derdindeler bir şey yapamıyorlar ama büyük ve uçanına denk gelsem kalp krizi geçiririm heralde.
En son annemlere bıraktığım eşyanın içinde kertenkele gelmiş. Annem küçük çaplı bir kriz geçirmiş elbet. Uçanlarla da çok kalp krizi geçirmiyorum yeter ki bir yerime konmasınlar. Elime bir şey alıp savuruyorum gidiyorlar zaten. Sorun farkında olmadan üstünde yürüyenler. Onları bile görünce krize girmiyorum ama atana kadar biraz kalbim duruyor. Eskiden arıyı on metreden görsem koşarak uzaklaşırdım.
Ben de biraz üstüne gitmeyi denemiştim ama çok fena bir “ya yüzüme atlarsa ya üstüme gelirse” korkusu var. Kelebek çarpması da yardımcı olmamıştı tabii, ilk 15 dakika ağlamış ve kalan günü titreyerek geçirmiştim. Yakın bir zamanda yeniden korkuların üstüne gitme şeysini yapmayı düşünmüyorum bu yüzden.
Ne olur? Siyanür yok ya bu hayvanların üstünde. En fazla yüzüne değmiş olur. Biraz hafife almak gerekiyor. Bu sene kampa yabani eşek girmişti. Geceleri gelip ortadaki yemekleri karıştırıyordu. Eğer yaklaşırsan çifte atıyordu. İlk birkaç gece milletin kampına saldırınca millet canhıraş bağırarak kaçıştı. İki gün sonra bizim adada kimse kalmadı. Biz de havuç, karpuz filan alıp besledik yavrusu vardı. Gece bazen uyurken tam kafanın üstünden bir anırmaya başlıyor insan yerinden sıçrayarak kalkıyor. Bir keresinde de ayağımın üstünden çıyan geçmişti. O anı mesela reddetiğim için hemen atlattım. En iyisi öyle bir tecrübeyi reddetmek ve olmamış gibi davranmak. Zor bir durum. Biraz üstelemek lazım ya da maruz kalmak gerek.