Haziran
Wonder Woman En Büyük Savaşları
Şer Saati
Marquez kitaplarına eli yüzü düzgün yorum yazabildiğim gün benden olmuş demektir. O yüzden okumaya devam. Kısaca konusunu yazacak olursam dedikodunun (yakıştırmalar) yol açabileceği felaketleri anlatıyor. En son bu şekilde yazıp bırakmıştım. Alay Eden Adam kitabını okuduktan sonra yorumlamaya karar verdim. Kitap genel Marquez tarzında ilerliyor. Yine dönem eleştirileri yer alıyor kitapta. Yolsuzluk, rüşvet, kamu malına çökme, töre cinayeti vs. AEA ile arasındaki benzerlik ya da benim yorumlamama neden olan şey iki kitapta da dini bütün bir halk ile ispiyonculuk veya dedikodunun verebileceği zararlar aktarılıyor. Marquez bize bunu “yakıştırmalar” ile aktarırken, PKD “ahlâkî iyileştirme” ile aktarıyor. Şer Saati’nde mevcut sorunla savaşması gerekenler (rahip, yargıç ve belediye başkanı) sorunu hafife alıp neredeyse görmezden geliyorlar. Bu arada kendi ahlaksızlıklarına devam ediyorlar. Hal böyle olunca yasa koyup uygulaması gerekenler işi gevşek tutunca halk kendince sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. Yakıştırmalar vasıtasıyla hedef gösterip sorunu çözüme kavuşturmak. Burada bana kalırsa sorun yakıştırmalar değil, sonuçta bunlar uydurma değil bilakis gerçek ve üzerine düşünülmesi gereken bu olması gerekirken belediye başkanı çözümü yakıştırmaları asanı ortadan kaldırmakta görüyor. Toplum temelinden çürümüş ve bu çürümüşlük insanları ortaya çıkana kadar rahatsız etmiyor. AEA’da ise ahlâkî iyileştirme adı altında toplumun her bir ferdinin ahlaki yine toplumun her bir ferdine emanet. Sürekli izleniyor PKD’nin evreninde insanlık. Düşünmek yasak. Bilinçaltına etki edecek televizyon yayınları ve oyunlar ile insanlık uyutuluyor. Bu evrende insanlığı kontrol altında tutmak için oturma ve yaşam hakkı kira sözleşmeleri ile sağlanıyor ve aklaki değerinize göre bu hakkı elinizde tutmaya devam ediyorsunuz. Herkes birbirini gözlüyor ve sizi en ufak ahlaksızlığınızda yargılama haklarına sahipler. Burada da yine kamu gücü ile sorunlara çare bulmak yerine kişisel çözümler (haftalık komite toplantıları) devreye giriyor.
Temmuz
Çocukluğun Sonu
Kurgusu çok iyiydi. 10/10
Micromegas
İçindekiler: Micromegas
Scarmentado’nun Seyahatlerinin Öyküsü, yaşadığı dönemde bir dünya turuna çıkarıyor bizi yazar ve her yerde ahlaksızlık, çürümüşlük. Para da her kapıyı açıyor her devirde olduğu gibi. Zina esnasında şehadet getirince müslüman oldun deyip sünnet etmeye kalkmak da ayrıca düşündürücü.
Memnon ya da İnsanın Bilgeliği
Platon’un Düşü
Cosi-Sancta (Büyük Bir İyilik Uğruna Küçük Bir Ahlaksızlık" Afrika Öyküsü), Zweig’in Zıt İkizler öyküsünü andırıyor.
Avunan İki Kişi
Akla Kara, Aziraphale ile Crowley ortalığı karıştırıyor.
Alay Eden Adam
Orwell’ın 1984’ü kadar korkutucu olmasa da, bugün kadar yakın bir geleceğin toplumsal eleştirisi olduğu konusunda hemfikirim. Ahlâk bekçiliği olayı kabaca ifade etmek gerekirse toplumu içten içe yiyen, çürüten bir şey bana kalırsa. Burada da “ahlâkî iyileştirme” adı altında insanlığın düşünemez konuma gelişini görüyoruz. Morec insanlarını bizim ülkemizde bolca görmek mümkündür sanırım. Sürekli belli kanalları izleyen, hep aynı propagandaya maruz kalan, eleştiriye kapalı, gerçekleri görmek istemeyen ve bunun için başka şeylerle meşgul olan bir toplumla Pkd’nin anlattığı toplumu karşılaştırmadan duramıyorum. Bunu toplumumuzun iki tarafı için de düşünüyorum.
Bir de şu söz hoşuma gitti.
“Herkesin bildiği gibi cezai eylemin ciddiyeti, belirli bir suçun sıklığını azaltmaz. Bildiğimiz gibi bir zamanlar yankesiciler asılırdı ve bu cezanın hiç bir etkisi olmadı.”