Forum Üyelerinin Aylık Okuduğu Kitaplar

Öncelikle geçmiş olsun. Korkunun Bütün Sesleri’ni beğendiniz mi acaba, biraz yorum yapabilir misiniz? :slight_smile:

2 Beğeni

Gauguin içerik ve dil olarak nasıl? Sanırım yeni baskıları da gelmeyecek.

Tamamını bu ay mı okudunuz bunların :face_with_monocle:

2 Beğeni

Teşekkür ederim. Öykü derlemelerini seven biri olarak ben beğendim ve tavsiye de ederim. Ellison ve Ballard’ın öyküleri çok güzel. Yine Asimov’un ki ilginç bir fikir üzerine kurulmuş. Lem’in öyküsü biraz farklı nasıl desem herkese hitap etmez gibi, diğerlerine göre de oldukça uzun. Ama ben beğendim. Sonuç olarak bilim-kurgu seven herkes bu öyküleri okumalı bence.

5 Beğeni

Evet (20karakter…)

Valla hayretler icerisinde kalıyorum bazen bu başlıkta. 7000 civarı sayfa yapıyor günlük hiç aksatmadan 240 sayfa okumanız lazım bunların hepsini 1 ayda okumak için. Yapamazsınız demiyorum, yapmışsınız zaten de 1 saatte 100 civarı sayfa okuyan benim her gün sabit 2.5 saatimi vermem gerekiyor hic bir gün boşluk bırakmadan.
Tebrik ediyorum o yüzden. Ayda 5 6 tane 300 sayfalık kitap okuyan benim paylaşma hevesim bitmiştir böylece :sweat_smile:

9 Beğeni

Benim gibi onu da yapmayanlar ne yapsın. :sweat_smile:

1 Beğeni

Hergün 220sayfa okudum günde 3saatimi vererek.16 yaşında olduğum için yapıcak başka bir şeyim yok oyüzden evde keyifle kitap okuyorum her gün.

5 Beğeni

Dune Mesihi ve Dune Çocuklar’ı (nerdeyse) mükemmel kitaplardı. Özellikle Dune Çocukları’nda 2.Leto beni en çok şaşırtan ve meraklandıran karekterlerine birisiydi. Hâriku’l-Âde’nin kim olduğunu öğrendiğim için de çok mutlu olduğumu belirtmem gerekir.
The Witcher da ne zamandır başlamak istediğin bir kitaptı. Son Dilek bana göre çok fazla akıcı değildi ama kendini okutturuyordu. Akıcı değil diye diye kitabı bitirdim.
Kader Kılıcı kesinlikle daha fazla hoşuma gitti. Özellikle son bölümleri.
Oniki gayet (özellikle ortalarında) akıcı bir kitap. Yazarın bahsettiği soğuğu ve ortamı gözümde canlandırmakta sıkıntı yaşamadım. Kitabın sonu da tatmin ettiğini söyleyebilirim.
Temmuz ayı okuduğum kitaplar açısından çok güzel geçti. Gelecek ayda umarım böyle veya daha iyisi olur.

19 Beğeni

Sizi samimiyetle tebrik ederim. O yaşın güzelliği var… Daha nice okumalara…

2 Beğeni

Benim açımdan verimli bir aydı. Umarım bu hız ve hevesle devam edebilirim.

24 Beğeni


Bu ay okuduklarımın hepsi birbirinden güzeldi. Bilim kurgu okumayı özlemiştim.
Yakın bilim kurgu ögesi çok fazla içermese de okurken çok etkilendim.
Martin Eden’da sinir olmadığım karakter kalmadı diyebilirim.
Genç Werther’in Acıları’nda depresyona girdim. :smiley: Yazarın anlatış tarzından kaynaklı içim karardı…
Zaman Çarkı’yla depresyondan çıktım.Bildiğim bir evrende dolaşmak iyi geldi.
Hayalet Öyküleri’ndeki öyküler gerçekleşebilecek olaylar olması yönüyle beni ürpertti.
Umarım gelecek ay daha fazla okuyabilirim.

26 Beğeni

Öss’ye hazırlanırken ilk kitap yeni basılmıştı (evet sene 2000’lerin başı). Beklentiye girmeden okuyayım derken o heyecanla 2.5 günde bitirmiştim. Şimdi olsa imkansız okuyamam ama gençlik ve boş zaman birleşince resmen anasını ağlatılıyor okuma hızının.

1 Beğeni

Evet yeni basımlar gelmeyecek gibi görünüyor malesef güzel bir seri aslında. Keşke bunu aldığımda seriden başka kitaplar da alsaymışım diye hayıflanmıştım sonradan. Ben severek okudum, bulunmayacak bilgiler yoksa da seçici hazırlanmış metinler, anekdotlar var zevkli bir kitaptı benim için. Birkaç sayfasını paylaşıyorum.

12 Beğeni


Bu aya Antik Yunan’ın Kısa Tarihi ile talihsiz bir giriş yaptım. Büyük ihtimalle çeviri problemi yüzünden 50 sayfadan sonrasını asla getiremedim. Kitap için çok hevesli olduğum için moralim bayağı bozuldu.
Sonra Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabını okudum. Tam anlamıyla mükemmel bir kitaptı. Şu başlıkta da incelemesini yapmıştım zaten. Mitolojiyle ilgili olanların mutlaka listelerine alması gereken bir kitap.
Planlarımı bozan diğer bir kitap Büyünün, Cadılığın ve Okültizmin Tarihi kitabı oldu. Üç bilemedin 5 gün ayırmak isterken bir haftadan fazla süremi aldı. Bu da kitabın boyunun büyük, yazılarının da küçük olması yüzündendi. Aslında aşırı keyif alarak okudum. Bu konulara ilgisi olanlara da mutlaka tavsiye ederim. Eski uygarlıklardan itibaren başlayıp son zamanlara kadar okültizmin tarihini anlatıyor. İlk başlarda daha çok tarih ya da mitoloji kitabı okuyor gibi hissediyorsunuz hatta. Kabala, Templar Şövalyeleri vb. gibi ilgi çekici konularda bilgiler veriyor. Sonlara doğru, sıra cadılığın yaygın olduğu vakitlere geldiğinde gerçekten tüyler ürpertici bilgiler vermeye başlıyor. Yani kısaca bu konuda aklınıza gelebilecek her şeye değinip merakınızı gidermeyi başarıyor. Çok vaktimi alsa da değdiğini düşünüyorum.
Lovecraft’ın Bütün Romanları’nda Delilik Dağlarında, Charles Dexter Ward Vakası, Bilinmeyen Kadath’a Düş Yolculuğu Innsmouth Üzerindeki Gölge ve Zamanın Uçurumunda eserleri bulunuyor. Bunlardan iki tanesini önceden okuduğum için diğer üçünü okudum sadece. En beğendiğim Charles Dexter Ward Vakası oldu. Hatta en sevdiğim Lovecraft kurgusu bile olabilir. Geçmişle bağlantı kuran ve okudukça havası değişen müthiş bir romandı. Dr. Jekyll ve Bay Hyde ile Dracula kitaplarını anımsatan yerleri oldu. Zamanın Uçurumunda ise tipik bir Lovecraft kurgusuydu, yani gayet tatmin ediciydi. Ancak Bilinmeyen Kadath’a Düş Yolcuğu burnumdan geldi resmen. Yazarın tarzından oldukça uzak buldum. Lovecraft’ı eleştirmem için kırk değil kırk bin fırın ekmek yemem lazım ama yeni bir şey denemek isteyip tam oturtamamış gibi hissettim. Romandaki karakterler tanıdıktı aslında. Pickman’ın Modeli öyküsünde karşımıza çıkan iki karakteri barındırıyordu ama iki eser birbirinden çok farklıydı. İlk başta Unutulmuş Fantastik Klasikler’den bir roman okuyormuşum gibi hissettim ve ilgimi çekti. Ama sonra sık ve kısa aralıklarla yapılan yolculuklar ve bitmek tükenmek bilmeyen betimlemeler karşısında çok yoruldum. Ancak olay içeren kısımlarda keyif alabildim.
Cehennemlik Yürek bir çırpıda biten etkileyici bir öykü. Pandora’nın kutusu mitini aklıma getiriyor. Kısaca Zeus’tan habersiz ateşi elde eden insanlara ceza olarak Pandora ve kötülükleri içeren kutusunun gönderilmesi miti. Burada da karakterlerin doyumsuzlukları, hazza olan açlıkları ve umursamazca yaptıkları günahları ateşi temsil ediyor ve kutuyu açtıklarında da günahlarının bedeliyle karşılaşıyorlar.
Üç Sahtekar ise bu ay en beğendiğim hatta hayran olduğum roman olabilir. İçerisinden ana olayla bağlantılı birçok hikaye var. Onlar bile o kadar sürükleyici ki okurken bu hikayeye nereden geldiğimi unutup geriye dönmek zorunda kaldım. Sonunu ise bir sürü ipucu almış olamama rağmen tahmin edemedim ve şoka girdim. Yazar resmen gözünüzün önünde olan şeyi görmemeniz için dikkatinizi dağıtıyor. Kitabın arka kapağını ve giriş kısmını okumayın diyorlar ama ben okumuş olmama rağmen son sayfaya kadar olayları tam olarak çözemedim. Şimdi düşündüğümde ise nasıl anlamadığıma şaşırıyorum. Resmen kitabı okurken illüzyon yaşamışım.
Bu Ölümsüz kitabı çok ilginçti. Beni okumaya teşvik eden Yunan mitolojisiyle ilgili olmasıydı. Tam olarak konusunun içinde mitoloji olmasa da bol bol gönderme vardı ve bunları okumak keyifliydi. Bunun dışında olayları ve kişileri oturtmak için bir süre okumanız gerekiyor. Bu süreçte yine de kitabı ilgiyle okuyabiliyorsunuz. Olanları anladıkça da daha çok sarıyor. Yazar bazı şeyleri tam olarak açıklamamış ama buna rağmen sonunu beğendim. Yine de kitabın evreni hakkında daha çok okumak isterdim.
Son olarak aralara serpiştirerek okuduğum Kyklops ve Trakhisli Kadınlar var. Kyklops, Polyphemus ile Odysseus arasındaki olayları anlatıyor. Günümüze kadar gelebilmiş tek satyrikon dramaymış. Bu da oyundaki koronun satirlerden oluşması ve oyunun komik öğeler içermesi anlamına geliyor. Zamanına göre değerlendirildiğinde de gerçekten komik bir tarafının olduğunu görebilirsiniz. Trakhisli Kadınlar ise Deianeira ve Herakles ile ilgili olan mitleri anlatıyor. Deianeira karakterini Daenerys ile çok benzetiyorum. Martin gerçekten bu mitlerden yararlandı mı emin değilim ama hem isimleri benzer hem de bazı olaylar benzerlik taşıyor. Daenerys, Drogo’yu kurtarmak için bir cadıyla anlaşmıştı ama sonucunda kandırıldığını öğrenmişti ve işler daha da kötüye gitmişti. Cadı da yanlış hatırlamıyorsam bunu intikam için yapmıştı sanki. Sonuç olarak Drogo’yu kendi elleriyle öldürmek zorunda kalmıştı. Dizide tam olarak böyleydi ama ilk kitaptaki olaylar da böyle mi olmuştu tam hatırlayamıyorum. Mitte ise Deianeira, Kentaur Nessor tarafından kandırılıyor. Nessor ölürken aslında zehirli olan kendi kanını Herakles’ten intikam almak için Deianeira’ya veriyor ve kocası eğer başka kadınlara göz dikerse o kanı kullanarak Herakles’i tekrar kendisine döndürebileceğini söylüyor. Deianeira da yıllar sonra yuvasını korumak için bu yöntemi kullanıyor ve istemeden kocasının ölümüne sebep oluyor. Sonuçta iki kadın da kocaları için iyi bir şey yapmaya çalışırken kandırılıyorlar ve onların ölümlerine sebep oluyorlar.

30 Beğeni

Teşekkür ederim yorumlarınız için. Almak konusunda kararsızdım ama sayenizde bir sonraki sipariş listemde yer alacak :blush:

2 Beğeni

Maymunlar GezegeniMaymunlar Gezegeni by Pierre Boulle
My rating: 3/5

Özellikle bilimkurguya başlangıç için ideal bir eser olduğunu söyleyebilirim. Bol maceralı güzel bir eser. Gelgelelim kitabın 60 yıl önce yazılmış olduğunu unutmamak gerekiyor, kitaptaki hemen hemen tüm "Twist"leri defalarca film, dizi ve kitaplarda gördüğümü söyleyebilirim.

Kitabın kurgusu da bana oldukça basit geldi. Fikir elbette zamanına göre oldukça ilerici ve ilham verici ancak mükemmel olanın fikir olduğunu kurgunun bu fikirin gerisinde kaldığını söyleyebilirim.

Birçok kişinin Bilimkurgu Klasikleri Serisi’ndeki favorileri arasına girmiş ne yazıkki aynı şeyi söyleyemeyeceğim fakat kesinlikle okuduğuma pişman değilim ve zaman kaybı olarak görmüyorum. Sırf genel kültür amaçlı dahi okunmalı ve okumaya değer diye düşünüyorum
View all my reviews



2.
Hançer Yolu (Zaman Çarkı, #8)Hançer Yolu by Robert Jordan
My rating: 4 of 5 stars

Önceki kitaplardaki soruların cevaplandığı değil de yeni sorular ve gelecekten olacak olayların altyapısının kurulduğu bir kitap oldu. Mat ve Loial gibi ana karakterlerin olmadığı bir kitaptı. Kalite olarak belirli bir seviyeyi tutturmayı başarıyor kesinlikle ancak evrene ait büyük olayların sonuçlanması için biraz daha beklememiz gerekecek sanırım.
View all my reviews



3.
Mars YıllıklarıMars Yıllıkları by Ray Bradbury
My rating: 4 of 5 stars

Okuduğum en farklı kitaplardan birisiydi. Klasik anlamda başı sonu belli olan tüm kitap boyunca tek bir hikayeyi takip ettiğimiz romanlardan değil bu kitap, birbiriyle bağlantılı denilebilecek aynı evrende geçen hikayelerden oluşuyor ancak her hikaye bir öncekinden zaman olarak ileride olduğu için zaman bakımından bir ilerleme söz konusu.

Bradbury bu kitabında postmodern denilebilecek bir anlatım tarzını seçmiş. Kitabı hikayenin sonunu merak ettiğiniz için değil hikayenin kendisini sevdiğiniz için okuyorsunuz, en azından bende öyle oldu. “Varılacak yerden ziyade yolculuğun kendisini sevmek” de denilebilir. Ben bu durumdan çok memnunum.

Bana göre bu kitapta Bradbury’nin psikolog yönü ön plana çıkıyor. İnsan davranışlarını gözler önüne seriyor. İnsanın en ilkel dürtülerinden kaynaklanan davranışlarını harika bir şekilde gözler önüne seriyor. İnsanı bu kadar iyi çözümlemiş yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmez muhtemelen.

İnsanın varlığını sürdürmesi için bulunduğu ortama uyum sağlamak zorunda olması, ölümü kabullenememesi, anlamlandıramaması veya problemleri dışsallaştırarak kendisini masumlaştırması gibi şahane konular işleniyor. Poe’ya yapılan saygı duruşu ise taktire şayan.

Açıkcası bu kitabı salt bilimkurgu olarak görme taraftarı değilim çünkü yazar bilimkurguyu bir araç olarak kullanıyor ve bize insan hakkında yaptığı çözümlemeleri anlatıyor. Tabii bunları yaparken akademik bir anlatıdan uzak bir şekilde ve oldukça eğlenceli olarak yapmayı da başarıyor. Kesinlikle okuruna bir şeyler katacak bir kitap, tavsiye ederim.
View all my reviews


Dune MesihiDune Mesihi by Frank Herbert

My rating: 3 of 5 stars


Dune Mesihi,

Yazar bu kitapta serinin birinci kitabından oldukça farklı bir yol izlemiş. Birinci kitabın sonunda bıraktığımız yerden devam etmiyoruz, bir zaman atlaması oluyor. Birinci kitap siyasi çekişmeler, kültürel temaların oldukça yoğundu ancak bu kitapta hikayenin bir ana karakter etrafında toplandığını görüyoruz. Birçok soru cevapsız kalıyor ve evren hakkında yeni çok az şey öğreniyoruz.

Yazar ne yazıkki ayrıntı verme konusunda oldukça cimri davranmış bundan dolayı kitapta bahsi geçen yapıların Dune Evreni’ndeki konumlarını okurun kafasında oturtması zor olabiliyor. Sadece bir kişinin etrafında geçen bir hikaye değil Dune Evreni hakkında daha fazla bilgi aldığımız bir hikaye beklemiştim.

Yazar neden zaman atlaması tercih etmiş anlamadım açıkcası çünkü 2 kitap arasındaki anlatılmayan bölümden bu kitapta anlatılanlardan daha iyi bir hikaye çıkabilirdi ve bu kitap ile de birleşebilirdi.

Siyasi çekişmeler ve inanç temaları nedeniyle birinci kitabı çok sevmiştim. Bu seride bir dinin nasıl ortaya çıktığını görebileceğimizi düşünmüştüm ancak bu kitapta aradığımı bulamadım açıkcası…

3/5
View all my reviews



Yüzbaşının KızıYüzbaşının Kızı by Alexander Pushkin

My rating: 5 of 5 stars


Okuduğum ilk Puşkin eseri oldu ve favorilerim arasına girmeyi başardı. Rus klasiklerine giriş yapmak isteyen ancak nereden başlayacağını bilemeyenler için Yüzbaşının Kızı önereceğim ilk eser olacak. Bence başlangıç için doğru bir tercih olur.

Puşkin’in dilini ve anlatımını çok beğendim. İnanılmaz duru bir anlatım tarzını benimsemiş ve bu anlatım insanın ağzında lezzetli bir tat bırakıyor. Kitap 120 sayfa olmasına rağmen rahatlıkla 250 sayfa haline getirilebilecek bir eser.

Puşkin bu eseri 1836 yılında yazmış ancak hikaye teknik olarak son derece modern. 2020 yılında daha eskimiş ve basit bir hikaye okuyormuş hissine kapılmıyorsunuz. Karakterler o kadar iyi düşünülmüş ve oluşturulmuş ki günümüzde dahi hemen hemen her hikayede görüyoruz benzer hikayeleri.

Puşkin mükemmel bir yazar ve bu kitabı okuyunca edebiyatı ve hikaye anlatıcılığını nasıl derinden etkilediğini görmek mümkün oluyor. Bence yazar olmak isteyen herkes bu kitabı tekrar tekrar okumalı ve karakterleri tek tek analiz etmeli. Teknik olarak bu kadar başarılı eksiği fazlası olmayan çok az eser var. Herkese tavsiye ederim.



View all my reviews

32 Beğeni


En verimli ayım olabilir. Ya da bu bir başlangıçtır ve artarak ilerleyecektir. (inş) :smiley:
Türleri farklı olsa da en zevk alarak ve beynim yanarak okuduğum kitap Dune Tanrı İmparatoru oldu. Neil Gaiman’ın yazdığı Batman’in bitiş hikayesini de çok sevdim.

33 Beğeni

Ben de bu ay bunları okudum.

Silo

Rüyalar Karabasanlar 2

Doktor Ox’un Deneyi

Zweig Mecburiyet

Ölüm Diken Üstünde

Vardiya

Zweig Bir Çöküşün Öyküsü

21 Beğeni

Temmuz ayında 3 tane Türk Edebiyatı klasiği, 3 tane de Karanlık Kitaplık’tan kitap okumuşum.

  1. Kağnı (Sabahattin Ali)
  2. Gurabahane-i Laklakan (Ahmet Haşim)
  3. Küçük Paşa (Ebubekir Hazım Tepeyran)
  4. Karanlık Yazılar (Mary Shelley)
  5. Hayalet Öyküleri (M. R. James)
  6. Kumadam (E. T. A. Hoffmann)

Bu ay hazırlandığım sınavın son ayı olduğu için 2 ya da 3 kitap hedefim var. Bakalım neler olacak?

19 Beğeni