Gerek yok nefret söylemine, ortada nefret edilecek bir şey de yok, rahatsız edici mi bilmem ama anlamsız.
Kendimce nefret ediyorum. Senin sevip sevmemenle herhangi bir derdim yok.
@SOLINARI dostumuzun demek istediği şey bir “temenni”. Yoksa “umarım olmaz Allah onların belasini” falan filan değil, diye düşünüyorum ki öyledir yani. Duyumlarım bu yönde.
Aynen söylemek istediğim de bu. Yoksa ben nefret ediyorum derken, herkes te etmeli demiyorum ki. Kendi düşüncem bu. Kimseyi bir şeyden nefret etmeye zorlamıyorum.
BU arada anlayışınız için teşekkürler.
Sanırım bu karşılaştırma insanların neye ihtiyacı olduğu konusunda şekilleniyor. Mesela teknede yaşıyorsunuz nasıl kitaplık, kütüphane oluşturacaksınız? Ya da karavanda yaşıyorsanız mesela? Forumda Kitaplıklarımız diye bir konu gördüm. Çoğunuzun duvardan duvara hatta tavana kadar ulaşan, yetmemiş kıyıya köşeye sıkıştırdığınız raflarınız, kitaplarınız var. Vallahi imrendim. Hayalimdi aynısını yapmak.
Sabit bir hayatınız var ise sürekli taşınıp durmuyorsanız bende gelenekselcilik derdim. Fakat ev değiştiren, şehir değiştiren ilerde nerede yaşayacağı belli olmayan birisi için böyle kitaplıklar yapmak, kitap biriktirmek çok zor.
Taşınacağım zaman o kitapları valize koyup çekmeye çalışmak, merdivenden indirmeye çalışmak, o kolileri taşımak… Aklıma geldikçe içim daralıyor, zor arkadaşlar… ve bu eylemi de bir kereliğine mahsus yapmıyorsunuz mesela.
Birde o kadar özenip bulup buluşturmuşsunuz, dikkat etmişsiniz kitaplığınıza, dostunuz gelip karıştırıyor “alabilir miyim” diye soruyor hadi ayıp olmasın diye veriyorsunuz sonra koştur o kitabın peşinden, artık geri gelirse…
Bir dönem kitapçıda çalıştım. Kitaba yapılan eziyetleri anlatmaya kalksam… Sayfaların içine ağzından çıkan sakızı yapıştıranlar, dondurma düşürenler, kalemlikten kalem alıp sırf kalem yazıyor mu diye kitabın içinde deneyenler… Neler neler…
X yerinden kitap sipariş ediyorsun yok sayfa ters basılmış ya da kitabın yarısı boş sayfa… hadi buyur iadesiyle uğraş dur. Ya da kitabın temin süresini bekliyorsun ama aradan 1 ay geçiyor komple oluşturulan siparişi iptal ediyorsun. Hadi onu geçtim kargo firmalarından ağzı yanmayan yoktur herhalde… Kargoya verildi mi, eksik mi verildi, doğru kitabı mı koydular, ya teşhir kitabı koydularsa… ne zaman gelecek stresi… Keza yine forumda Aldığı Kitapların Temini ve Gönderimi Sırasında Bunalanlar Platformu diye bir konu var…
Baskısı tükenen kitaplar… Bir daha basılmayanlar… Sahaf sahaf kitap arayanlar… Sahafta satılan kitapların fiyatları…
Çok sıkı bir gelenekselciydim fakat bu tür şeylerle uğraşmaktan benim içim şişti arkadaşlar bu yüzden çok uzun bir süredir fiziki kitap almıyorum. Eee kitapta okumak istiyorum ne yapacağım derken hiç hesapta yokken bende Kindle’a geçmiş bulundum ve cihaz e-kitap ile ilgili ön yargılarımı kırmış oldu. Elimdeki fiziki kitapları da yavaş yavaş sağa sola dağıtmaya başladım.
Velhasıl böyle uzun bir serzeniş yapmışım gibi oldu ama e-kitaplarında yukarıda arkadaşlarında bahsetmiş olduğu gibi Spotify, Netflix gibi bir sisteme, kolay erişilebilirliğe, fiyat düzenlemesine ve yaygınlaşmasına ihtiyaç var.
Güncelleme: Çizgi roman için Comixology, Marvel Unlimited ve Dc Universe uygulamaları altında aylık üyelik sistemi varmış mesela. İstediğiniz kadar çizgi roman okuyabiliyorsunuz. Böyle şeylerin yaygınlaşması lazım artık.
Bu cümle çok güzel özetliyor.
Gelenekselcilik dediğin iş gezisine gidene kadar
Arkadaşlar, e-kitap güzeldir, normal kitap da güzeldir… Ama siz kitaplara şömizi kırışmasın diye hassas davranırken 6 aylık iş gezinize 2 aydır şarj bile etmediğiniz e-kitap gelir
Şaka bir yana, çıkarılan sonuç doğru. Bu bir ihtiyaç meselesi… Sabit yaşayıp, işe araba sürerek giden birisi için ekitap sadece yatakta kitap okurken ışığın kapalı olmasını sağlayabilir… Toplu taşıma kullanan yada sık seyahat eden için ise e-kitap yeri gelir 1000 sayfalık kitabın yerine geçer, insanı yükten kurtarır
Her ne kadar e-kitapla ilgili haber - analiz Fransa ile ilgili olsa da salgın ile ilgili haber bizim ülkemiz yayıncılarının da durumunu özetliyor.
Ben iki şekilde de okuyorum.Ama e-kitap okuyunca bir süre sonra gözlerim ağrımaya başlıyor.Oyüzden hiç ama hiç tavsiye etmem.İhtiyaç duymasam okumam zaten.
Pandemi döneminde mecburiyetten dolayı bir artış olmuştur yurtdışında fakat sonrasında bu ilginin devam edip etmeyeceğine bakmak lazım.
Can Yayınları’nın E-Kitap olarak ülkemizdeki en iyi yayınevi olduğunu düşünüyorum, hemen hemen bütün kitapları Kobo sitesinden alınabiliyor. Keşke aynı azme diğer yayınevleri de sahip olsa. Yurtdışında yaşayan Türkler için gerçekten çok önemli bir hizmet…
Defalarca e kitap okumuş biriyim, bazen satın alarak, bazen de pdf. (kimse eleştirmesin, kütüphaneden okumakla bir farkı yok.)
Tüm eserlerin e-kitap versiyonunu bulamıyoruz bu sıkıntı. Kesinlikle olması gerekir. Özellikle yeni basılan her kitabın.
Ve şunu da anlamıyorum, basılı kitapla e-kitap arasında fiyat farkı yok ya da çok az. Basım, dağıtım maliyeti yok. Neden ucuz verilmez?
Ekitapların da kendine göre ayrı kalemlerde masrafları var.
Aklıma gelenler:
- Uygun format için hazırlama. ve bunun için personel… ( Örnegin PDF için profesyonel bir yazılım kullanımanız gerekir ve yazılımların ticari lisans fiyatları ev kullanıcısına göre yüksektir.)
- Sunucu- depolama
- Dijital Haklar Yönetimi telifleri vs…
Çok farkı var ama burada konuyu dağıtmayayım.
Okur kitlesinin yeterince büyük bir çoğunluğu sizin gibi düşünürse kitapların e-kitap versiyonu olmaz hocam. Adam niye satışlarını düşürmek için ekstra emek harcasın ki tam olarak? Hiç bir mantığı yok.
Alper hocamın dediği gibi e-kitap da maliyetsiz değil, ama tabi basılı kitap lojistiğinden daha ucuzmuştur her türlü. Ama e-kitap basılı formattan çok daha ucuz olsaydı bu hareket kitapların perakendeyle ilişkisinin köküke dinamit koyardı. Kitap duyurup satmakta perakendenin rolünü düşünürseniz kendi ayağınıza sıkmak olurdu bu. Nintendo’nun aşırı yüksek fiziksel maliyetlerine ve korsanın büyük bir tehdit olmamasına rağmen fiziksel oyunlarla aynı fiyata satmasının sebebi de bu. E-shop’da oyunu çok daha ucuza satarsa Mediamarkt fiziksel oyun satamaz. Mediamarkt fiziksel oyun satamazsa Nintendo reyonu yapmaz. Nintendo, reyonu olmazsa Mediamarkt kitlesine ulaşamaz.
Nintendo ve Mediamarkt tabi sadece örnekler, istediğiniz marka ve marketi koyabilirsiniz buraya.
Ben bir okur olarak olaya bakarım ve daha uygun olmalı. Basım süreçlerinde bizzat çalışmış bir editörüm. Elimden kitap geçti, maliyetleri az çok biliyorum. E kitap hazırlamadım ama lisans vb masrafı elbette vardır, fakat basılı kitap kadar olduğunu zannetmiyorum. Dağıtım masrafı da ayrıca yüksek, bizi en sıkıtıya sokan oydu. Üstelik ben de gidip zarar edecek şekilde yarı fyatının da altına satılsın demiyorum. öyle bir izlenim mi uyandı? Ama arada bir yüzde 30 fark olmalı bence. Parekande sektörünün zarar etmesi? Dijitalleşiyoruz, basılı kitap giderek daha da azalacaktır. Buna uyum sağlamalılar.
Konu dağılmasın tabi, oturup arşivlemezsen pdf kütüphaneden okumaktan pek bir farkı yok bence. Hiç arşivlemedim. Hatta klasik birçok yazmaya milli kütüphane pdf sunuyor. Araştırmaların yayınladığı kaliteli siteler de birçok kitabı yayınlıyor.
Kütüphaneden de okurum, pdf de. Sadece güncel yazarları okumam pdf. Adamlar para kazanmalı.
Biraz önce denk geldi bir gelenekselci DVD koleksiyonunu çöpe atmış Hatta çöpe de değil çöpün kenarına bırakmış sanırım alsınlar diye olabilir. En soldaki dogville’i görünce almayı düşünmedim değil ama ne bende ne de çevremde hiç okuyucu yok Eve gelip bu konuyu da görünce düşündüm, belki yanlış bir örnek oluyor olabilir ama bir sinema filmi vizyona girince seyir zevki ve heyecanı için yüksek ücretine katlanarak izlenebilir. Veya o an acelesi yok denebilir film vizyondan kaldırılınca platformlara gelmesi hatta Tv’de bedava gösterilmesi beklenebilir. Bunun gibi kitaplarında hemen o anda olmasa da en azından baskısı tükenince uygun fiyatla ebook olarak sunulmaları aslında güzel olurdu.
Ben de vardı bir sürü DVD. Hepsini çöpe attık, plak değil bu, bir tarzı, kalitesi olsun. Eskiyen teknolojinin sonu. Film sektörünü bilemem. Çok ilgimi çekmez. Ama Kitaplar daha istisna, elbet basılsın ama kesinlikle dijital kullanım daha ucuz, cazip hale getirilmeli.
Üstelik şu bir gerçek, okunmayacak kitap var, başarılı olmayacak, ya da bundan bir beş yıl sonra okunmayacak belli. bunun basımına üzülüyorum. Çok zahmetli bir süreç, onca kağıt, emek. Doğrusu çok Yazık!
5-6 yıl önce ben de bu işlerin ticaretini yapan bir arkadaşıma senelerce biriktirdiğim, dergiler, binlerce DVD, müzik CD, müzik kasetleri , betamax - vhs kasetlerimi vermiştim.
Az da olsa 3-5 gün bir burukluk yaşamıştım ama sonrasında büyük ferahlık yaşamıştım. 90 -120 metrekarelik küçük küçük evlerde oturuyoruz, bir noktadan sonra “çöp ev” gibi olmaya başlıyor ev.
Kitaplar da sınırım 3000- 3500 aralığı bu sınırı geçmemeye çalışıyor, ara ara azaltıyorum kitaplıktan kitapları.
Dijital arşiv, örneğin Google play kitaplar, filmler, Yotube music, Spotfy, bizim ülkemizde yok ama Kindle unlimited bence büyük nimet.
Fiyatlama stratejisi karmaşık bir oyun hocam. Büyük firmalarda kariyeri ürün fiyatlamak olan insanlar falan var. Ben de kısa bir dönem fiyatlama stratejisi üzerine çalışmıştım (daha doğrusu bu konuda çalışan ekiple çalışmıştım), uzmanı sayılmam ama bu işten aldığım en büyük ders maliyetlerin nihai fiyatı belirlerken parametrelerden sadece biri olduğuydu. Kimi durumlarda önemli parametrelerden biri bile olmayabiliyor hatta.
Okur olarak bunlar bizi ilgilendirmez tabi, ama günün sonunda politikalarıyla/söylemleriyle varlıklarını sürdürmeye çalışanlar yayınevleri oluyor.
Bu da o kadar basit değil gibi görünüyor hocam. Korsanın büyük bir tehdit olmaması, inanılmaz yüksek fiziksel maliyetleri ve görece çok daha fazla olgunlaşmış online pazarı sebebiyle yine Nintendo’dan örnek vereyim; dijital satışlardan elde edilen ciro hala fizikselden daha az gibi duruyor. Tabi işin içinde birinci parti vs bağımsız yayıncılar, fiyat farkları (nintendo oyunlarında olmasa da diğer dağıtıcıların oyunlarında ciddi fiyat farkı olabiliyor) gibi detayları görmeden bu sayıları çok ciddiye almak da zor. Ama ana hatlarıyla resim böyle gibi hocam, dijitalleşme önemli olsa da ölçeği tam belli değil gibi henüz. Perakendeyi en azından şimdilik tamamen devreden çıkarmak da imkansız gibi.