RTE’yi Allah, Peygamber sanan ,Allah’ın AKP li olduğuna inanan kitle bile varken KK’nın işi çok zor ya valla.
İktidar değişikliği umudu bitti bence, bir dahakine erken seçim yaparak tekrar aday olabiliyor rte, 2033’e kadar ülkeyi yönetmesi demek bu.
Önceden olduğu gibi yabancı dil bilen ve mesleği yurt dışına gitmeye uygun nitelikli kişiler burada birkaç yıl tecrübe edinip gidecekler, kalanlar da sürünecek yapacak bir şey yok.
KK acaba Oğan’a içişleri bakanlığı teklif etse ve bunun reklamını yapsa 2 hafta boyunca şansı olur mu? Milletin terör hortlayacak korkusu bu şekilde hafifletebilir mi? Ak partiye ekonomi yüzünden kızgın ama KK’ya oy vermeye gönülsüz seçmen bu şekilde çekilemez mi?
Şurası kesin ki çok ekstrem bir hamle lazım KK’ya.
Halka kızıp insanları seçim sonuçlarından sonra aşağılayan tayfadan hiç olmadım ancak insanlar evlerine peynir almazken, depremde bunca insan ihmallerden dolayı ölmüşken sadece kendilerinden olarak gördükleri adaylara oy vermeleri açıkça kendi çıkarlarına aykırı olmasına rağmen bunu yapmaları düşündürücü. Meclis çoğunluğu kaybedildi ki Türkiye tarihinin en aşırı sağ meclisi oluştu belki de. Ben yine oyumu kullanacağım, insanları ikna etmek için elimden geleni yapacağım ne yapabilirsem.
Ekstrem bir hamle yapmayıp İmamoğlu’nu aday çıkarsa ilk turda %58-60 bandında bir oyla hükümeti alacaktı. Mevcut durumun tek sorumlusu Kılıçdaroğlu’dur.
Tüm Türkiye “Aday olma, kırsal kesimin oyunu alamazsın” demesine rağmen seçimi garanti görüp aday oldu. Aday olduktan sonra da yıpratmamak adına bir kişi bile “Keşke şu aday olsaydı.” demedi. Yani seçmen bu seçimde kendine düşen görevin tamamını yaptı fakat buna rağmen kaybetti. Oğan, Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alsa bile; tamamı milliyetçi olan Oğan seçmeninden Erdoğan’a %0,5 oy kaymayacağını düşünmek bence Pollyannacılıktan başka bir şey olmaz. Sonuç olarak; Kılıçdaroğlu, kişisel çıkarlar uğruna seçimi kaybetti. İkinci turda sandığa gitmeyi dahi düşünmüyorum. Yazık.
Ekrem İmamoğlu içinde siyasi yasak vardı bu sebeple riskliydi diyorlar. Doğru mu ? Tamamen bilmediğim için soruyorum siyasi yasağı var evet aday olmasına ciddi bir engel miydi?
“Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildi.”
Bu karar en son yargıtaydaydı. genelde bir şekilde süründürüp bu tip son dakikalarda patlatıyorlar. Yargı mekanizması çok berbat.
- benzeri bir durumla BARIŞ PELİVAN tekrar hapse gidiyor şimdi.
Evet, İmamoğlu için böyle bir risk vardı. Tayyip’in kurnazlığını hafife almamak lazım.
Adaylığı en çok konuşulan isim olduğu için İmamoğlu üzerinden örnek verdim falat bunun gibi bir çok isimle çıkılabilirdi. Sonuçta İmamoğlu 2019’da İstanbul için aday çıkarken ülkenin %90’ı tanımıyordu kendisini. Aday yok, çıkacak adam yok gibi bir şey söz konusu değil o nedenle.
Ülke bu haldeyken bile Tayyip 300 bin oy daha asla ilk turda seçim bitiyordu arkadaşlar. Pazar günü hayatımdaki en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşadım. Bu nedenle biraz sitemli yazıyorum. Artık bittiğine göre de bunları konuşmamak söylememek için bir neden yok. Çünkü adayın yıpranacağı bir seçim yok.
Genel olarak fikrimi yazmak gerekirse, herkesin yazdığı yorumlara mutlaka ama mutlaka bir yerlerden katılıyorum. Şu an “Bu ne saçmalıyor ya?!” dediğim bir yorum bile olmadı. Herkesin bakış açısı bir noktada doğru.
Bu seçimde anladım ki; birini suçlamak en kolayı. İnce, KK, Oğan hatta ve hatta Bahçeli, RTE suçlaması en en kolay kişiler. Biz bu milletin, bu coğrafyanın potansiyelini çok hafife aldık. Kendi fanusumuzda mı yaşadık? Bilmiyorum. Ama bu ülkenin hala çok ciddi bir kesimi okumuyor, geri kalıyor, dini açıdan maneviyata haddinden fazla düşkün vs. vs. Biz kendi çevremize bakarak, büyük şehirleri inceleyerek iş bitti sandık. Bu toplum çok geri kalmış arkadaşlar. Bu toplum bir yerde takılı kalmış ilerleyememiş. Şu gün bile okula gidemeyen binlerce çocuk var, artı olarak okumaya çalışıpta bu iğrenç sistem yüzünden hiçbir şey anlamayan çocuklar ve insanlar dolu etraf. Zaten bunu istiyorlardı en başından beri, bu toplumu böyle affedersiniz salaklaştırmak istiyorlardı. Nitekim başarmışlarda görünen o ki bu millet geri kalmış.
Fark ettim ki yani bu insanlar işin laiklik, demokrasi kısmında değil ki, bu adama oy verenler gerçekten bu adam bayılıyorlar tapıyorlar peygamber gibi görüyorlar.
Ek olarak KK süper bir aday değildi. Siyaseti güncel takip etmiyorum lütfen yanlışım varsa düzeltin öğrenmeye çok açık bir insanımdır. Ama anladığım kadarıyla İmamoğlu için siyasi yasak söz konusu ve riskli bir adaydı, Mansur solcu ve kürt oyu toplayamayacaktı. Bu iki insandan biri seçime yakın hapisi boylayabilirdi diğeri ise %30 toplardı.
KK bu millete İNSAN gibi bir şeyler anlatmaya çalıştı. Kırsal kesim anlamadıysa bu kesimin sorunudur. Hallerinden memnunlarsa ne yapabiliriz? Adam ekonomik problem görmüyorsa, kadınların bu ülkede maruz kaldığı zulüme ses çıkartmak istemiyorsa ben yemişim öyle insanı ha İmamoğlu gelmiş ha Oğan gelmiş. Bunlara ses çıkaracak bunlardan rahatsız olacak adam zaten olur. Biliyorum, İmamoğlu çok çok daha iyi bir adaydı ama bu kırsal yine RTE’ye verecekti yine RTE diyecekti. Bu adamlar fanatik çünkü. Dinin siyasetten ayrılması gerektiğinin en önemli örneğidir hatta bu durum. İmamoğlu gider 2-3 şehiri kendisine çevirirdi. Maksimum elde edeceği buydu. Şahsi görüşüm.
Toplumdaki bu dar görüşlülük, zihniyet ve yapı değişmedikçe biz her zaman siyasal islamcılarla devam edeceğiz.
Lütfen oy kullanın lütfen bunu bu ülkeye yapmayın M. Kemal Atatürk herkese seçme ve seçilme hakkı sunmuş arkadaşlar. Kendi görüşünüze en yakın kimse ona verin oyu, elbet bir gün tamamen size hitap eden bir ay gelecektir. O günler için güzel bir demokratik atmosfer yaratalım. Bu ilk adım olsun.
Edit: Biraz eleştiriye açık bir şaka yapmıştım sonrasında herkesin yorum yapacağını düşünüp sildim özetle Atam kalkıp gelse %55 oy alacağını düşünmüyorum yine RTE alır
Hocam söylediklerinize büyük oranda katılıyorum ancak bu yazdığınız bence doğru değil çünkü toplumlar şekillendirilebilen yapılardır. Tıpkı “Her toplum hak ettiği gibi yönetilir” sözünün doğru olmadığı gibi.
Devlet eliyle cahilleştirilen, dünyadan izole edilen bir topluma “sen hak ettiğin gibi yönetiliyorsun” denilemez.
Toplumlar devletin kontrolünde olan eğitim, medya, din gibi araçlarla şekillendiriliyor. Bunların yönlendirmesinden bağımsız bir toplum düşünemeyiz.
Yani toplum şöyle, toplum böyle demek kolaya kaçmak oluyor.
Mevcut ekonomi, medya, eğitim politikası devam ettiği sürece toplum nasıl değişebilir? Büyük şehirler hadi neyse de Anadolu’da doğduğu andan itibaren beyni yıkanan bir gencin fikrini değiştirmesi ne kadar mümkün?
Yani bence önce devlet değişecek sonra toplum değişecek. Atatürk’ün yapmaya çalıştığı ve 1980 darbesinde olumsuz örnek olarak yapılan da buydu.
Önce toplum değişecek ve devleti değiştirecek önermesi bana gerçekçi gelmiyor.
Demokrasinin sadece %10’u seçimdir. Demokraside en önemli olan şeyler sivil toplum örgütlerinin güçlü olması, açık toplumun bulunması, sendikalar, İlerici bir eğitim ve sağlık sisteminin olması vs. dir.
Bunlar olmadan bakın demokrasi var ve bu toplumun tercihi bunlardan yana kullanıyor demek iktidarın oyununa gelmek oluyor, onlar bizim tam olarak böyle düşünmemizi ve bu ülkenin insanlarından nefret etmemizi, yabancılaşmamızı istiyorlar.
Tamamen katılıyorum. İnsan yazarken yükselip, sinirlerip " Hak ediyorlar ya lanet olsun taş yağsın başımıza " moduna giriyor
Teşekkürler çok güzel açıklamışsınız. Toplumun gelişimi durmuş, gerilemeye başlamış. Bu gerilemeyi durdurup sisteme pozitif yönde azda olsa ivme katabilcek biri gelirse başımıza, sonrasında herkes kendisini temsil eden adaya oy vermeyi düşünüp tatlı tatlı her adayın eksi artılarını değerlendirir diye düşünüyorum.
O yüzden lütfen umudunuzu kesmeden oy kullanın.
İmamoğlu’nu Tayyip’in light versiyonu olarak görsem de diyelim ki 1. tura katıldı, seçimi 2. turda alacağı kesindi. Siyasi yasak gelseydi, Tayyip’in şiir okuması yüzünden hapse atılmasıyla yarışırdı. Ayrıca Tayyip kendi seçmenine İmamoğlu’ndan korkuyor imajı yaratırdı. İmamoğlu’na taşlar atıldığında dahi mikrofonu bırakmayıp nasıl konuştuğunu hatırlayın. RTE 2.0.
Kürt seçmenin minimum yüzde 40’ı eğer aday olsaydı Yavaş’a verecekti. Konuştuğum insanlar oldu her zihniyetten. KK’ya deccal, şeytanın tohumu diyenlerle bile.
İnsanlar cidden birbirleriyle konuşmuyor. Taraflı anketlere, Twitter ve Facebook balonlarına kapılıp giden insanların çoğu ne yazık ki sol kesime yakın.
KK sola yakın aday gerektiğinde Ekmeleddin’i, sağa yakın aday gerektiğinde Muharrem’i koydu. KK’nin şimdiye kadarki zorlama adaylıklarını da es geçiyorum. Şimdiki seçimde aday olmamalı iken oldu. %1’lik çakma AKP’lilerde masa kurup 33 milletvekili verdi. Tayyip kazanırsa küstük barıştık deyip her an dönebilecek adamlar. Atatürkçülüğü faşizm olarak gören ex-fetöcüleri aday da yaptı.
EYT işi seçim sonrasına bırakılması lazım, kurcalamayın dedikçe emek düşmanı ilan edildim ne zaman ağzımı açsam. Sadece seçim yüzünden de değildi karşı çıkma sebebim. Çalışanlardan bazılarına 17 yıla kadar erken emekliliği verdiler. KK’ye vermeyi düşünenlerden bazıları bile 2 günde koyu RTE’ci oldu. Sonra çıkıp bir kerelik 15.000 tl vereceğiz deniyor.
@murgul halkla alakalı yazacaklarımı güzel ifade etti. Kendini okumuş, aydın gören küçük bir kesiminin CHP yönetimine söz geçirememesinden de kaynaklı. Elini taşın altına koyan ama sürekli yakınmayan elitimizin olmaması da büyük etken. Yurtdışına giden çokta insan oldu.
KK’nın 2. turda kazanma oranı %1 alacağı oy maksimum %48. Üstte yazdığım gibi KK çekilip Oğan’a bırakırsa kazanma oranı %10-15, alacağı oysa %38 ile yüzde %52-53 arasındadır. Oy oranı önemsiz kazanma oranı önemli. 0.5’i RTE çok rahat almasını bilir. Ne olursa olsun %1 yüzde birdir, lütfen sandığa gidelim.
Yıllardır halkı bilinçsizleştirme, kültürsüzleştirme toplumu ümmetçileştirme politikası yürütülüyor. Bu üstü kapalı yapılan bir şey de değil. Eğitim seviyesi arttıkça oylarımız düşüyor diyen kendileri. Fakat gelgelelim ortaçağda da yaşamıyoruz. Birilerinin insanları cahil bırakmaya çalışması onların cahil kalacakları anlamına kesinlikle gelmiyor.
Örneğin sokak röportajlarında gördüğünüz “Delefonunu çıkar göster yeğenim, Amariga bizi gısganıyor, Lozanın gizli maddeleri var” diyen ibretlik akepeli dayıların hepsi ama hepsi bütün gün tiktokta kıçını sallayan kadınların videolarını beğenip “yalarınnnn ” diye yorum yazıyorlar. İnterneti ve sosyal medyayı bu seviyede dahi kullanabilen biri pekala girip en basitinden Devlet nedir? Hükümet nedir? konusunda bilgi alabilir, o bilgiye erişebilir ki birileri çıkıp hükümet istifa dediğinde “bunlar dövled yığılsın istiyo, biz dövledimizin yanındayığk” diyecek kadar kör cahil kalmasın. Demem o ki eğer siz sosyal medayada veya çevrenizde böyle kör cahil insanlara denk geliyorsanız bunlaın çok çok çok çok çok çok büyük bir kısmı kendileri istediği için öylelerdir, birileri cahil bıraktığı için değildir.
Devleti oluşturan şey zaten toplumdur. Siyasi güç dikta ile değişmediği sürece toplum değişmeden devlet değişmez. STK’lar, sendikalar, yerel örgütlenmeler, dernekler, muhalif sosyal medya platformları vs. bunun için var. Atatürk devrimlerini referandum sonucuna bakarak yapsaydı şu an sarık takmayan, burka giymeyen cami önünde kırbaçlanıyordu.
Yalama olmuş neo-liberal hümanist itkilerle “Onun fikrine de saygı duymalıyız, bunun fikrine de saygı duymalıyız. Herkesin fikirlerine saygı duymayı öğrenmeliyiz” diye diye etraf salak salak konuşan aptal insanlarla doldu. Ben temelinde bilgi olmayan, veriye dayanmayan, rasyonel olmayan hiçbir fikre saygı falan duymuyorum. “biyontegin içinde çip varmış, yabdırırsan ibine oluyomuşun” diyen adamın fikrine birileri sürekli saygı duyduğu için de bu haldeyiz. Yıllardır kendini geliştirmiş, okumuş, kültürlü, bilinç sahibi insanlar entel, monşer, elit diye yaftalanıp, adını sorsan üç kere düşünüp cevap verecek cahil cühela “işte yurdum insanı, işte ülkenin gerçek sahipleri” diye lanse edildi. Bunun meyveleri toplanıyor.
Eğer ucuz ekmek alabilmek için 2km’lik halk ekmek kuyruğunda beklemesine rağmen uzatılan mikrofona “esgiden egmeg guyrugları varıdı yeğenim, şindi herşey çoğ eyi” diyen ruh hastasının ya da “Suriyeliler yüzünden işimden oldum, çocuğum yatağa aç giriyor ama oyun erduvana” diyen sığırın seçimleri beni işsiz bırakacak, tecavüze uğrayan çocuğum ile tecavüzcüsünü evlendirmeye çalışacak, sokak ortasında bıçaklanan eşimin katiline çay ikram edildikten sonra adli kontrol şartıyla serbest bıracak ise ben bu cahil cühela güruha her türlü şeyi söylerimde, aşağılarımda, ötekileştiririmde. Çünkü yukarda yazdığım gibi ortaçağda yaşamıyoruz, dağdaki çoban bile koyunlarını otlatırken tiktoktan canlı yayın açıyor. Bunlar kendi istedikleri için öyleler. Dolayısı ile “Onlar cahil bırakıldı” söylemini ben kendi adıma kesinlikle kabul etmiyorum ve bu insanlara tepki gösterilmesinin “Toplumu ayrıştırmayın” kılıfı altında engellenmesini doğru bulmuyorum. Hiçkimse cehalete biat etmek zorunda değil bence.
Toplum kendi kendine değişebiliyor olsaydı dünyada demokrasi olmayan ülke kalmazdı.
Arabistan, Afganistan, Rusya vb. ülkelerde toplum neden değişmiyor?
Toplum kendi kendine değişebiliyor önermesinin karşılığı dünyada da yok.
Kalırdı, toplumlar tamamen kendi yararları için çalışan, mükkemel yapılar değiller. Bunun için aşağıdaki kitapta çok detaylı bir analtım var.
Örneğin İran’da baş örtüsünü protesto için çıkaran 3 kadına karşılık, o 3 kadını protesto etmek için 300 kara çarşaflı kadın toplanıyor, bu yüzden değişmiyor. O 3 kadın yarın 3000 olur ise devrim olur. Devrim dediğimiz şey devlet politikalarından bağımsız olarak değişen toplumun, devlet yönetimini yada yöntemini değiştirmesidir. Eğer toplum, bağımsız olarak kendi kendine değişmeseydi tarihte tek bir devrimin dahi yaşanmamış olması gerekirdi.
Harika bir yazı olmuş. Tamamına katılıyorum.
Kitabı listeme aldım mutlaka okuyacağım.
Herkesin fikirleri ve sundukları çok özel. Okurken keyif alıyorum. Keşke milletimin %50’si bu şekilde her şeyi tartışabilse ve farklı görüşlere açık olsa.
Elinize sağlık.
3’ün 3000 olması ne kadar sürecek? 10 ay mı 10 yıl mı 100 yıl mı? Devlet mekanizmasına bağlı yapılarca bastırılmamaları için devlete de bunun biraz dahi olsa sirayet etmesi gerekiyor. Yapılması daha kolay olduğundan yönetimlerin değişip fikirlerin halka dikte edilmesi gerekiyor. Her devrimin, toplumun bağımsız bir şekilde değişip gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Belki yanılıyorumdur.
Ciddi bir aydın grubuna ve elitistlere ihtiyacımız var.
Genele yazıyorum, şu kitabı okumayı düşünüyordum bende bu sene. Hem Hasta Toplumlar için hem de Toplumsal Hareketler için kitap kulübü ile okuma yapılabiliriz dilerseniz.