Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Diskdünya -Mort / Terry Pratchett

Bir Diskdünya kitabı da geride kaldı. Ne iyi geldi anlatamam. İnsanın kafasını uçuran cinstendi. :sweat_smile: Öncelikle -daha önce söyledim mi bilmiyorum ama- Niran Hanım’ı gerçekten tebrik etmek gerek. Aralardaki o terimler o kadar hoş seçilmiş ki… İnsan denk geldikçe hayran oluyor.

Mort, Ölüm serisinin ilk kitabıymış. Köşeden bize göz kırpan Rincewind’e rastlamak ve onun şaşkınlıklarını okumak keyif vericiydi. Ölüm’ün kafa karışıklıkları ve Mort’un karakteri gerçekten eğlenceliydi. Karakterleri tanıdıkça Diskdünya daha da keyif vermeye başlıyor. İyi ki Terry Pratchett diye birisi varmış ve Diskdünya’yı yazmış. En darlandığım anlarda imdadıma koşan böyle koca bir seri olduğu için çok şanslıyım/z.

Bu dünyadaki her karakteri ayrı ayrı seviyorum. İyisiyle kötüsüyle… Neyse efendim, bir Diskdünya imrendirmesinin de sonuna geldik. Tekrar görüşmek üzere… Kumlarınız daim olsun. :buyucu:

25 Beğeni

Postacı - David Brin

resim

Teknolojinin çok gelişmesiyle birlikte kullanılan elektromanyetik silahlar ve hidrojen bombası sonucu uygarlıkların sona erdiği bir dünya var karşınızda. Konusu itibariyle son zamanlarda okuduğum Kumsalda (her iki kitabı da çok beğendim, ikisinde de üstün olan farklı yanlar vardı, kıyaslama olarak anlaşılmasın) kitabına benziyor fakat anlatılanlar oldukça farklı, ikisi de savaşın yıkıcılığından bahsederken Postacı yıkımdan sonrasını yeni düzenin kurulmaya çalışılmasını çok iyi anlatmış.

Kıyamet sonrası dünyasında, dağ başında çaresizliğin en uçlarında yaşayan kahramanımız Gordon ile maceraya başlıyoruz. Gordon tamamen tesadüfler ve başlarda biraz da kendi çıkarları için söylediği bir yalan sonucu, kendini büyük bir sorumluluk altında postacı olarak bulur. Dünya hükümet ve profesyonel orduların olmadığı, kasabalarda birbirinden habersiz yaşayan insanlardan oluşmaktadır ve bu insanların umuda ihtiyacı vardır…

Kitap beklentimin aksine oldukça akıcı ve hareketli ilerledi. Kolay anlaşılabilir ve okunabilir bir kitaptı. Hikaye de beklemediğim kadar sürprizlerle doluydu. En sevdiğim kısımlar Gordon’un iç hesaplaşmalarını okuduğumuz yerlerdi. Kahramanımızın içindeki korku ile cesaretin çekişmesi, erdemli olmanın çok güzel işlendiğini düşünüyorum. Savaş sonrası düzen, çaresizlik, insanların içine düştüğü durumun duygusu çok iyi yansıtılmıştı. Alıntıyla noktalıyorum.

‘’… on yıldan fazladır ilk kez, çalışan bir elektrik ışığı görmüş ve yörenin ileri gelenleri onu karşılamaya geldiklerinde hemen izinlerini istemek zorunda kalmıştı. Kendini toparlayıncaya dek bir tuvalete sığınmıştı. Titreşen birkaç ampul karşısında alenen gözyaşlarına boğulmak…‘’

20 Beğeni

Romanı bitirmiş bulunuyorum. Okunmasını tekrardan önermekle birlikte Orhan Pamuk, keşke daha fazla virgül kullansaydın diyorum. Kars, sokaklar, insanlar epey güzel anlatılmış fakat üstte belirttiğim gibi bazı karakterlere ısınamadım. Aşağıda daha detaylı yazdım fakat spoiler belirtiyor.

Öncelikle Kadife, İpek ve Lacivert karakterlerinden hiç hoşlanmadım. Lacivert gibi siyasal İslamcı, Müslüman olmayan herkesi düşman olarak gören birisinin iyi gösterilmesinden de olabilir bu. İpek ve Kadife’nin kalkıp bu adama aşık olmasından da hiç hoşlanmadım. Anakarakter Ka’ya epey üzüldüm.
Ka gibi bir ateist (ateist demek tam doğru değil zira Ka, epey kararsız) birisinin gidip şeyhe ağlamasını da saçma buldum.
Ka’nın neden öldürüldüğü tam olarak anlatılsaydı daha iyi olabilirdi.

3 Beğeni

Güzel ve Esrarengiz - Kenan Hulisi Koray

Yazım yanlışı oldukça fazlaydı. Bu beni rahatsız etti fakat yeni bir yayınevi olduğu için şimdilik gözardı ediyorum.

Ben genel olarak pek beğenemedim. Beğenmeye zorladım kendimi ama olmadı. İçinde irili ufaklı öyküler var. Birkaç tanesi iyiydi gerisi çok düz geldi. İnce olduğu için çabuk bitti. Eski dil terimlerin olması hoşuma gitti ama dipnotlar biraz eksik kalmıştı. Ayrıca dipnotların bazısının ekleriyle birlikte yazılması durumu vardı.

Kısa öykülere gelince karanlık tarafları vardı fakat bana çok yüzeysel geldi bazıları. Daha tekinsiz olsaydılar daha çok hoşuma giderdi. Fazla da söyleyecek bir şey yok aslında okurken çok fazla keyif almadım.

9 Beğeni

Yazar Egwene için daha büyük planlar kurmuş ama bu planları destekleyememiş.Egwene’yi başta ben de sevsem de son zamanlarda nefret etmeye başladım.

Rand her zaman önemli oluyor ama yazar Rand’ın üstünde pek durmuyor. Rand hakkında doyurucu bölümler ancak olayların sonuca ulaştıkları kısımlarda bulunuyor.

2 Beğeni

Alıntıladığın Polgara ile Garion arasındaki konuşma tüm serinin özetini oluşturuyor.

Homo Ludens - Johan Huizinga

Şüphesiz değerli bir kitap ve önem arz eden bir konuyu ele alıyor. Kitap akademik çalışma havasında hazırlanmış ve dili çok akıcı değil, bu durum okuyucuyu zorlayabiliyor. Yer yer çok fazla ayrıntıya girilmesi yine aynı şekilde yorucu olabiliyor. Yazar okuyucunun birçok şeyi bildiğini varsayarak hazırlamış kitabı, Yunan mitolojisi, Latince terimler, Hint mitolojisi vs. Ağır bir kitap, günümüz popüler bilim kitaplarına bakarak bu kitabı okumaya başlamak yanıltıcı olabilir.

Yazarın oluşturduğu teoriyi kabul edersek kuralı veya belli bir düzeni olan hemen hemen her şey “oyun” ile bağlantılı ya da kitapta geçtiği şekliyle söylemek gerekirse “oyunsal”.
Ben bu teoriye çok fazla katılamıyorum, bir şeyin oyun olması için zorunluluk olmaması gerekiyor bence. Sözgelimi üniforma giymek ve savaşı ele alalım. Üniforma giymek ortaya çıkışı bakımından yazarın tabir ettiği şekilde olabilir ancak günümüzde kimse oyunsal olarak üniforma giymiyor. Kimin üniforma giymeme şansı var ki? Lisede mesela gömlek, ceket, kravat olmadan okula girmek mümkün değildi. Aynı şeyi hukukçuların cübbeleri ve askerlerin kıyafetleri için de söyleyebiliriz. Eğer seçme şansı yoksa oyundan bahsedemeyiz bence. Savaş konusuna bakacak olursak ise evet savaş “strateji” kullanıldığından komutanlar için oyunsal denilebilir buna katılıyorum ancak orduların ezici çoğunluğunu oluşturan erler için bir oyunsallıktan söz etmek mümkün değildir. Erler savaş içerisinde kendi iradeleriyle değil emirlere göre hareket etmektedir ve savaş anında emre itaatsizliğin ölüm cezasına varıncaya kadar çok ağır cezaları var.

Sanatın ise yazarın söylediği gibi oyunsallıktan daha çok kendini ifade etmek ile ilgili olduğunu düşünüyorum.

Yazarın oyunun kültür oluşmasındaki etkisine dair düşüncelerine kısmen katılıyorum ancak yukarıda bahsettiğim gibi birçok düşüncesini de indirgemeci buluyorum. Doğru bir yaklaşım değil bana göre.

Bu kitabın 1938 yılında yazıldığını da belirtmek gerekiyor.

Goodreads puanım 3/5

10 Beğeni

J. R. T. Tolkien - Yüzüklerin Efendisi

Daha önce okuduğum bir kitap. Ejderha Mızrağı serisini aklımdan silmek için bunu okumaya başladım. Kalite açısından çok büyük bir fark var.

4 Beğeni

Sadece Şeyma - Şeyma Subaşı


Gerçekten enfes bir kitap. Yazar hayatın içinden noktalara değinip insanın içine nakşeden… Tamam tamam şaka yaptım dostlar, sinirlenmeyin :smiley:

Jared Diamond’un Çöküş kitabını okuyorum. Tüfek Çelik Mikrop’tan farklı olarak sadece çevresel unsurları ele almayıp bunun yanında sosyal unsurlardan da bahsedeceğini söylüyor yazar. Şu anda 50-60 sayfa ilerlemiş olsam da epey keyifli ve merak uyandırıcı başladı kitap. Zaten tam zıt bir olayı inceliyor oluşu da ayrı bir ilgimi çekiyor. Bitirdiğim zaman Tüfek Mikrop Çelik kadar iyi mi yoksa kimilerinin iddia eddiği gibi yazar tekrar tekrar aynı şeyleri mi söyleyip duruyor, onunla ilgili yorum yaparım.

17 Beğeni

Merak edenler için;

Üç editöre laf ediyor. Daha Akılçelen ve beş çevirmenle tanışmamış. :sweat_smile:

8 Beğeni

Cüneyt Özdemir beyefendiyi şiddetle kınıyorum. Yapıtın derinliğini kavrayamamış. Düşünenler için bu kitapta derin bir “ibret ve mana” var… Anlayamaması ne yazık… Cık cık cık… :rofl:

2 Beğeni

9113306988594
Girdiğim bi sınavda bu kitabın içindeki asimovun öyküsünden bir paragraf vardı arayıp tarayıp uzun uğraşlar sonunda buldum hangi kitap olduğunu ve ne zamandır bilim kurguda seçtiğim kitaplardan gülmeyen yüzümü güldürdü gerçekten çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu

18 Beğeni

Derleme seviyorsanız Asimov yok içinde ama ilgilenirseniz bakabilirsiniz.

https://www.metiskitap.com/catalog/book/4971

1 Beğeni

Teşekkürler bakıcam. Aslında sadece derleme aramıyorum da en son seçtiğim bilimkurgu kitapları biraz üst üste yanlış geldi galiba özellikle en son işte insan ı okuduktan sonra biraz ara vermiştim.

2 Beğeni

İşte İnsan’ın konusu biraz farklı galiba o döneme ve dine ait biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor, bende okurken zorlanmıştım. Ama bir arkadaşım sürekli kurgu dışı okur ona önerdim okudu, normalde Bilimkurgu okumadığı halde çok beğenmişti. Benimle de paylaşmıştı görüşlerini onun çıkarımlarının hiç birini ben yapamamıştım mesela okurken. Ön bilgilerin yeterli olursa bazı kitaplar daha keyifli oluyor herhalde.

1 Beğeni

İşte İnsan, okuması, anlaması ve yorumlanması zor bir kitaptı açıkçası. :smiley: :smiley: Ara vermeniz doğal.

2 Beğeni

Eğer Afganistan hakkında bir şeyler okumak isterseniz Khaled Hosseini tam size göre. En son Ve Dağlar Yankılandı romanını bitirdim. Sanki aceleye gelmiş bir kitap gibiydi. Üzerinde düşünülse iki hatta üç cilt bile yazılabilrmiş diye düşündüm. Kurgu da zaman da iç içe geçmişti. Hatta dağınıktı bile diyebilirim. Şimdi anlatılırken birden geçmişe dönebiliyordunuz. Bu da tahmin edeceğiniz gibi okumayı hayli güçleştiriyordu. Arka plandaki Afganistan diğer kitaplarda olduğu gibi iyi işlenmişti. Karaktelerin dünyaya bu kadar dağılması ve bu kadar hareketli olması bana gerçek olamayacakmış gibi gelmişti. Ama dörtyüz küsur sayfalık bir kitapta dini ve tarihi bağlarımızın olduğunu düşündüğüm bir ülkeden söz edilirken Türklerden hiç bahsedilmemesi -ya bir ya iki yerde Türk adının geçtiğini hatırlıyorum- bana garip geldi. Afganistan’ın yeniden kurulması veya inşa edilmesi söz konusu olduğunda Yunanlı gönüllüler bile vardı ama ilaç için bir Türk yoktu.
Yine de zorlansanız da okumaya çalışmanızı tavsiye ediyorum.

5 Beğeni

Kozmik Kuklalar - Philip K. Dick

resim

Okuduğum PKD kitapları arasında okuması çok akıcı, kolay anlaşılabilir ve gene yazara başlamak isteyenler için uygun bir kitaptı.

Eşiyle yollara düşen Ted Barton doğup büyüdüğü kasabasını 18 yıl sonra ziyaret etmek, anılarını hatırlamak ister. Fakat kasabada hiç bir şey hatırladığı gibi değildir. Millgate kasabasındaki caddeler, dükkanlar, yaşayan insanlar değişmiş hatta kendisi 9 yaşında salgın bir hastalık sonucu ölmüştür. Kitap buradan sonra çok hızlı sıkmadan devam ediyor. Çarpıtılmış gerçeklik, farklı boyutlar, özel güçler ne ararsanız var.

Kitapta çeviri konusunda okurken herhangi bir sorun yaşamadım gayet akıcı bir okuma oldu. Yalnız oldukça basit yazım hataları gözüme çarptı. Okumayı etkilemiyor ya da kitabı anlamanıza engel değil ama insan gene de bu kadar basit hatalar nasıl atlanmış, dikkat edilmemiş diye soruyor.

19 Beğeni

R.A Salvatore - Son Eşik

Kitabı dün bitirdim. Genel olarak güzel bir kitap, okurken keyif aldım. Serinin önceki kitaplarına nazaran aksiyonu düşük dramı yüksek bir kitap olmuş. Daha çok karakterler arasındaki ilişkiler önplanda bu kitapta ve bu ilişikiler güzel bir şekilde anlatılmış. Kitabın başlarında karakterler biraz fazla boş vakit geçiyor gibi geldi bana ve zorlama birkaç aksiyona giriyorlar, hikaye içinde Enteri de bu durumlara sürekli laf çakıyor. Beklemediğim bir sonla da bitti kitap.
İthaki tarafında kitap biraz aceleye gelmiş gibi, ilk başlarda daha çok olan bozuk cümleler sonlara doğru azalıyor. Birkaç yerde de yarım cümle var. Kitabın geneline yayılmış az da olsa yazım hataları var. Bu hatalarda anlamadığım bir nokta var; “kol” yerine “kal” yazılırsa bunu otomatik olarak bulamazsınız gözle görmek lazım ama “kpl” yazıldığında yazılım ile çok kolay bulunabilir, bu hatalar nasıl hala kalabliyor? Bana garip geliyor bu durum. Kitabın sonlarına soğruda kelimlerin içine sıkışmış “>” karakterleri var.

14 Beğeni

Yine çıkar çıkmaz aldığımıza pişman ettirdi İthaki. Her seferinde “ulan bir daha alırsam n’olayım” diyorum kendi kendime ama işte yine buradayız…

1 Beğeni