Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Tür: High Fantasy, Comedy

KONUSU

Dünyamızdan daha az ünlü harf ama daha fazla büyü içeren Arth’ın lisanslı büyücü ve savaşçıları için kötülüğün güçlerini öldürüp yağmalamak profesyonel bir iş. Kahramanlar Loncası maceracılığı bir endüstriye dönüştürdü. Canavarların ganimetleri yatırım fırsatı olarak borsada işlem görüyor ve büyük şirketler kahramanlarla sponsorluk anlaşmaları imzalıyor.

Ünlü Dwarf Berserker Gorm Ingerson da bir zamanlar böyle bir kahramandı. Ta ki görevin birinde partisinin çoğu öldürülüp, adı korkağa çıkıp kazandığı tüm ünü kaybedene dek… Yirmi yıl sonra ayyaş bir haydut olarak yaşayan Gorm, deli bir tanrıçanın rahibinin önderlik ettiği ve tamamlanacağına imkan verilmeyen bir görevi kabul etmeye zorlanır. Ama Gorm’un yeni işi çılgın bir kehanetten çok daha fazlasıdır; Arth’ın en zengin şirketi ve hükümet de bu göreve alışılmadık bir ilgi gösterir.

DÜŞÜNCELERİM

Sokakların bileklerini kesip şifa iksiri dilenen eski maceracılarla dolu olduğu, Orc ve Goblin gibi ırkların av olmaktan usanıp toplumun birer bireyi olmaya çalıştığı, ekonomisinin %40’ının maceracılık ve yan sanayisinin oluşturduğu ilginç bir dünyada geçiyor.

Hikayenin çıkış noktası Suicide Squad’a çok benziyor. Kariyeri sallantıda olan birkaç kahraman toplanıp zorlu bir göreve gönderiliyor, kimi şantaj zoruyla katılıyor kimi de yıldızımı tekrar parlatabilirim umuduyla. Ekibimiz ise oldukça renkli: kendini kehanetteki kahraman sanan bir kâtip, iksir bağımlılığı kariyerini bitirmiş bir Elf, hırsızlığa tövbe etmiş ama hiçbir enstrümanı da çalamayan bir ozan, birbiriyle hiç anlaşamayan iki büyücü, bir zamanlar ırkının kahramanı şimdiyse ırkının yüz karası olan bir Dwarf ve onun şans eseri hayatına kurtardığı bir Goblin.

Macera sırasında başka ilginç karakterlerle de karşılaşıyoruz: aşık ve utangaç bir Troll ve savaşçı halkını eğitip büyük silah şirketlerine rakip olmaya çalışan bir Orc şefi gibi.

Mizahi bir kitap olduğu için eğlenceli ve hafif bir tonu var ama sürekli öyle kalmıyor. Dünyası gereği birçok çirkin ve iç karartıcı şey de görüyorsunuz. Üç dört yerde durup kahkaha attım ve sayısız yerde kıkırdadım.

Sonuç olarak, sıradan fantastik ırkları içeren ama sıradışı bir dünyada geçen ve sizi bol bol güldürecek bir kitap arıyorsanız okuyun. Türkçesi yok ve popülerliği nedeniyle çıkmasına da ihtimal vermiyorum.

17 Beğeni

Merhaba. Kitap açıkçası ilgimi çekti. Nereden temin ettiniz?

1 Beğeni

Korsan epub. Amazonda kağıt baskısı var ama tuzlu biraz.

2 Beğeni


Sappho’nun Şiirler kitabı bitti. Sappho’nun Antik Yunan Medeniyetinin bilinen en eski kadın şairi olduğunu öğrendiğimden beri şiirlerini okumak istiyordum, bugüne kısmetmiş.

Şairin şiirlerinden günümüze 1 tanesi tam, 2-3 tanesi tama yakın şekilde şiirleri ulaşmış, geri kalan şiirlerin ise birer ikişer tane mısrası günümüze ulaşmış. Şiirler çok bölük pörçük olduğu için kitaptan fazla tat alamadım ama günümüze ulaşan kısımlarından bile Sappho’nun iyi bir şair olduğu anlaşılıyor.

6 Beğeni

Dune Tanrı İmparatoru Dune 4
Kitap gerçekten müthiş.Bilmiyorum özellikle ana karekter baya ilgimi çekti çok ilginç bir karekter spoiler dolayısıyla bir şey demek istemiyorum ama Dune okumadıysanız okuyun okutturun

8 Beğeni

Efsuncu Baba nasıl bir kitap be öyle! HP Lovecraft üstat mezarında ters dönmesin ama neredeyse onun yazdıklarından bile etkileyiciydi diyebilirim.

9 Beğeni

Daha önce Lovecraft okumadım ama Efsuncu Baba kitabı gerçekten de çok başarılı bir kitap. Diğer okuduğum Hüseyin Rahmi Gürpınar kitaplarını da çok beğenmiştim.

4 Beğeni

Karıncalar - Boris Vian

Kısa öykülerden oluşan bir kitap. Vian’ın nasıl bir yazar olduğunu anlamak için almıştım ki amacıma da ulaştım. Yazım tarzı sade ve gizli bir alaycılık içeriyor. Cümlelerin sade olması sebebiyle öyküler akıcı ve vurucu bir şekilde bitiyor. Anlatım kabiliyetini göstermek için bir alıntı bırakmak istiyorum.

“Aynı anda atlayıp bir bıçakla birbirlerinin paraşütlerini kesme oyunu oynamışlar. Maalesef, rüzgar onları birbirinden ayırınca, birbirlerine ateş ederek devam etmek zorunda kalmışlar. Ben bu kadar iyi nişancı görmedim. Onları derhal gömmek zorundayız, çünkü biraz yüksekten düştüler.”

Yazar ben olsaydım, kesin öldüklerine dair bir cümle eklemiş olurdum. Burada açıkça belirtmiyor ama ironik bir şekilde öldüklerini anlıyorsun ve metin daha trajik oluyor. Kitapta en hoşuma giden kısımlardan biriydi.

Bununla birlikte Boris Vian okumaya doymuş vaziyetteyim. Çünkü iki öykü okuduktan sonra biraz dinlenmeye çekiliyorsun ve sonra aynı şevkle devam etmen zor oluyor. Kitabın sonunu zor getirdim.

Boris Vian’ın diğer kitaplarını alır mıyım? Hayır almam, ona gelene kadar kısıtlı bütçemle almak istediğim çok kitap var.

Bedava bulursam okur muyum? Zamanım olduğunda okurum.

Karıncalar’ı puanlayacak olursam da -bu arada alıntı yaptığım kısım kitaba adını veren Karıncalar öyküsünden- yani genel olarak kitabı puanlarsam 7/10. Bazı öyküleri okurken adapte olamadım ve sonlarını çok aceleye getirilmiş buldum.

8 Beğeni

Dune Tanrı imparatoru 4
Frank Herbert
Ve bu kitapta bitti.Seri her kitabı değiştikçe daha derinleşen ve leveli/çıtayı yükselten bir seri.Gerçekten müthiş bir kitaptı.Tek kötü yanı kalan 2 kitabı olması ve ithakinin henüz çıkarmaması,neyse zaten Kabalcı ebup okuyacağım.Herkese tavsiye ederim.Okuyun,okutturun.

6 Beğeni

Terry Pratchett - Fantastik Işık bitti. İlk kitap güzeldi. Farklı bir fantastik hikayeydi, mizahiydi, ironikti. Okuduk ve beğendik. Sonra ikincisine başladık o gülümseyen yüzle. Daha sonra farkettim ki sıkılıyorum. Herhalde ben fantastiğin içinde bu kadar mizah, bu kadar karmaşa sevmiyorum. Kitabın okunmasında bir soru yok. Takılmadan okuyup bitiriyorsunuz. Sanırım üçüncü kitabı almayacağım ya da belki ilerleyen zamanlarda, A-TUİN sarı güneşin yakınlarından geçerse alıp okurum. :smiley:

4 Beğeni

Bilimkurgu klasiklerinden okuduğum ilk kitap oldu. Açıkçası kitabın yarısına kadar pek birşey anlamadim. Bu surekli kurgu romanlar okumamadan kaynaklanıyor olabilir, çünkü neredeyse yarısına kadar bi olay örgüsü yoktu ve içinde bulunduğumuz dünyayı tanımlıyorduk sürekli. Bu durum alışkın olmadığım için sık sık kitaptan kopardı beni ve bazi kısımları anlayamadım. Ikinci kısmı okurken ilk kısım biraz daha netleşti ve daha rahat okunabilir hale geldi ve gayette beğendim. Bu yüzden bu sene içinde ayık kafa ile iyice anlayarak tekrar okurum diye düşünüyorum.

Hikayeye gelir isem de; İnsanlığın değiştiği, bireylerin artık doğmayıp tesislerde üretildiği, üretilirken embryo hallerinden gruplandırılıp bulunduğu gruplara has özellikler verildiği, bi’ bakıma proglamlanarak yaratılan birbirinin aynısı insan topluluklarının birbirine uyum içinde yaşadıkları, yaşlanmadıkları, mutsuz olmadıkları, ve toplumun temelinin mutluluk ve cinsellik üzerine kurulduğu bir distopya da geçiyor hikaye. Ki bir çok benimsenmiş olgu var toplum tarafından. “kural ve öğreti gibi.” Ve insanlar tamamen daha doğum şişelerinden buna proglamlanıp bunu benimseyip bununla yaşıyorlar.

Hikaye içinde eski zamanlardan ve bizim degerlerimize daha yakın topluluklar da bulunuyor ve onların gözünden -bi bakıma bizim gözümüzden" yeni insanlığın nasıl göründüğünü, yeni insanlık gözünden bizim toplumumuzun nasıl göründüğünü okuyoruz ve ortaya karmaşık, etkileyici ve insanı yerine göre şaşırtan, hayrete düşüren, duygulandıran, zıt hisler yaşatabilen durumlar ortaya çıkıyor.

Uzun lafın kısası tam anlamadığım halde beni derinden etkileyen bir kitap oldu. Okuyun okutturun diyorum.

Puanım 10/9

Burada kitapla ilgili bir şey soruyorum. Okumayanların bakması tavsiye edilmez.

Ve lütfen birisi son sahneyi açıklayabilir mi? Tam olarak ne oldu orada? Teker teker yönlere dönmesinden ve öncesinde olan sahneden pek bir şey anlamadım. Kızı öldürdü mu mesela? Gibi.

8 Beğeni


Otomatik Portakal bitti. Uzun bir süredir kitaplığımda okunmayı bekliyordu, okumak bugüne kısmetmiş.

Kitapta benimseyebilceğim ve seveceğim bir karakter olmadığı için kitabın ortalarına kadar kitabın içine giremedim. Ortasından sonra artık karakterleri ve kitabın dünyasını tanıdığım için bundan sonra kitabın geri kalanı su gibi aktı.

Kitap yer yer çok fazla rahatsız etsede ve kitabı bırakma isteği gelsede kitabı bitirmenizi tavsiye ederim çünkü kitap çok sağlam bir felsefi argüman içerdiği için karakterle birlikte sizinde düşünce yapınız da değişecektir.

8 Beğeni

Şu sıralar sorun bende mi kitaplarda mı çözemedim.Ada kitabını yarım bırakmamla Yerdeniz Büyücüsü’ne başladım.Kitaptaki insanlar neden konuşmuyor yahu kendimi betimlemeler denizinde buldum.Konu güzel yaratılan dünya güzel ama sürekli betimleme okumak da yoruyor.

3 Beğeni

Ben Rilke şiirlerini genelde Yüksel Pazarkaya’dan (Cem Yayınevi) okumuştum. Merhum Ahmet Cemal’in bu derlemesini yeni okudum. Çok başarılı. Çeviri zaten muazzam. Şiir seçimleri de çok iyi. Ara ara açıp okurum illa ki. Şiir ve Rilke sevenler kaçırmasın.

‘’…ve ben okudukça perde perde açılmakta zaman.’’


6 Beğeni

Benjamin Fortna - Kuşçubaşı Eşref kitabına başladım.

5 Beğeni

image

Paralel Hayatlar Serisi’nin Theseus-Romulus adlı kitabını bitirdim. Plutarkhos’dan daha önce Lykurgos’un Hayatı kitabını okumuştum ve beğendiğim için yazarın Paralel Hayatlar Serisi’ne başlamaya karar verdim.

Bilmeyenler için bu serinin kitaplarında bir Yunanlı ünlü kişi ile bir Romalı ünlü kişinin hayatları anlatılıp bu kişiler birbirleriyle karşılaştırılıyor. Bu kitapta ise Atina’nın efsanevi kralı Theseus ile Roma Şehri’nin ve Roma Krallığı’nın Kurucusu Romulus’un hayatları anlatılıyor. Theseus’un hayatını genel olarak biliyordum ama Romulus’un hayatını fazla bilmediğim için seriye bu kitapla başladım. Hem çok fazla şey öğrendiğim hem de okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Serinin tüm kitapları dilimize çevrilmemiş ama çevrildikçe serinin tüm kitaplarını okumayı planlıyorum.

6 Beğeni

Bilimkurgu klasiklerinden okuduğum ıkıncı kitap oldu Fahrenheit. Bir çok yerde gördüğüm için uzun zamandır okumak istiyordum ve insanların neden bu kadar sevdiğini de anlamış oldum. Benim yetersizliğim sebebiyle anlamadığım kısımlar olsa da bundan önce okuduğum cesur yeni dünya kitabına oranla daha anlaşılır ve aralarında ki toplumsal benzerlikten ötürü de ayrıca hoşuma giden bi kitap oldu. Cesur yeni dünyanın önsözünde bahsedilen; insanların iki kitabı zaman zaman kıyaslaması ve birbirinin önüne geçirmesi durumunu da anlamış oldum. Ve kendisi de, daha anlayarak okuyacağımı ümit ederek ilerde tekrar okuyacağım kitaplar arasına eklendi. -Bilim kurgu klasiklerinin hepsi böyle bir tık ağırsa ve bu iki kitap gibi bazı yerlerini anlayamayıp, koptuğum noktalar olacaksa biraz daha kendimi geliştirdikten sonra okuyayım yahu. :roll_eyes: - Ben daha çok Asimov gibi akıcı ve anlaşılır kitaplar beklemiştim. Yoksa bilimkurguya giriş için ağır mı oldular acaba?

Puanım ise 10/9

10 Beğeni

Özelden Cesur Yeni Dünya kitabınızın son sayfasını atarsanız yardımcı olabilirim.

2 Beğeni

Robert Jordan gerçekten büyük bir yazar. Şüphesiz ki Zaman Çarkı Serisi en önemli fantastik serilerden birisi. Değinmek istediğim olumlu olmayan bir nokta var. Kitabın 1000 sayfadan fazla olması ve bu kadar hacime rağmen betimleme ağırlıklı bir kitap okumak yer yer zor olabiliyor.
Eminim ki Zaman Çarkı Serisi daha rafine bir eser olsaydı Robert Jordan tartışmasız bir şekilde çağının diğer yazarlarının önünde anılırdı.
Puanım 8/10

Okuduğum kitapların ayrıntılı yorumları için Goodreads hesabımı ziyaret edebilirsiniz :slight_smile:

12 Beğeni

0000000064038-1

Lise dönemlerinde okuduğum 1984 kitabını, yakın zamanda "Hayvan Çiftliği"ni okumam ve çok beğenmem üzerine tekrardan okudum. çokta iyi yapmışım tekrar okuyarak. kitap aklımda sadece ütopik ve sistem eleştirisi üzerine bir kitap olarak kalmış. fakat geçen zamanla birlikte hayata bakış açımın değişmesi kitabı hazmedip, George Orwell’ın bu harika kitabını tekrar değerlendirmem için güzel bir fırsat oldu. üzerine yapılan tüm övgüleri hak eden bir kitap. Baş karakterimiz Winston Smith’in sistemin süregelen çarkına karşı başkaldırış ve bu başkaldırışın sonuçları ele alınmış. düzenin ve iktidarın “kötü” niyetli insanların elinde ne hallere getirilebileceği çok açık bir şekilde ele alınmış. sonuç olarak bence 10/10’luk muhteşem bir kitap.

ikinci kitabım ise Leonid Andreyev’in “Yahuda İskariot” adlı kitabı. yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. rus edebiyatının betimleyici anlatım tarzında olan bu kısa kitap yazım dili ve hikayesi olarak fena sayılmasa da ben Yahuda’nın hikayesini anlatırken başka bir yaklaşım tarzı beklediğimden pek tatmin olamadım. kitabı okumadan önce Yahuda’nın İsa’yı ele veren kişi olduğunu bildiğimden bu olayın farklı bir şekilde ele alınışı ve aslında İsa’yı Romalılara satarken ardında bambaşka sebeplerin olduğu gibi konular işlenecek sanıyordum. fakat kitap hiçte o yönde ilerlemedi. bir solukta okumuş olsam da kitabı pek beğenemedim.

6 Beğeni