Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

images%20(28)

BEN, KİRKE kitabını okumayı yeni bitirdim. Kitap ilk andan beni bağladı diyebilirim, mitolojik olaylar masalcı bir anlatımla bu kadar güzel anlatılabilirdi. Baş karakteri ve çevresini sevdim, karakter çok güzel işlenmiş. Kitap hakkında tek eleştiri yapabileceğim konu sonunun tam da olması gerektiği gibi bağlanması oldu. Tamam bunda kötü bir şey yok ama ben niyeyse biraz daha farklı bağlantılar kurmuştum.

Onun haricinde kendini rahatlıkla okutan bir kitap. Mitolojiye birazcık bile ilginiz varsa alın okuyun seversiniz, hali hazırda Yunan mitolojisi hakkında bilgi sahibi iseniz bu kitap tam size göre. Arada kalmış olayları yakalamak inanılmaz tatmin etti beni. 9,5/10

9 Beğeni

image

Kitapta Nef’i’nin 33 tane gazeli yer alıyor. Gazellerin hem orjinaline hem de tercümesine yer verilmiş. Ben sadece tercümelerini okumama gazellerin çoğunu harika buldum.

3 Beğeni

12-54-12-2Q%3D%3D
Brandon sanderson ile tanışmak istiyordum sonunda bu kitap ile tanışma fırsatını yakaladım daha kitabın 3 te birini okumama rağmen cidden iyi bir kitap.Kurgusu olsun konusu olsun baya ilgimi çekti

3 Beğeni

BEST SERVED COLD (THE FIRST LAW 4)

TÜR: Grimdark

KONUSU

Styria’da bahar vakti savaş demek. Styria’da bahar vakti intikam demek.

Ondokuz yıldır kan akıyor. Zalim Grandük Orso, Sekizler Ligi’yle amansız bir mücadele içinde. Ordular ilerlerken, kelleler gidip şehirler yanarken, perdenin arkasındaki bankerler, rahipler ve daha eski daha karanlık güçler kimin kral olacağını seçmek için karanlık bir oyun oynuyor.

Savaş cehennem olabilir ama aynı zamanda Talins’in Yılanı, Orso’nun en korkulan ve en meşhur paralı askeri Monza Murcatto için zengin olmanın da iyi bir yolu. Zaferleri onu popüler yaptı - belki işverenine göre fazla popüler. İhanete uğrayıp, uçurumdan aşağı atılıp ölüme terk edildi. Murcatto’nun ödülü sakat bir vücut ve intikamı için açlık. Yedi adam ölmeli, bedeli ne olursa olsun.

Müttefikleri: Styria’nın en güvenilmez ayyaşı, en hain zehirleyicisi, sayılara takıntılı bir seri katil ve doğru şeyi yapmak isteyen bir Kuzeyli. Düşmanları ise ülkenin yarısından fazlası. Tabi onu öldürmesi için tutulan dünyanın en tehlikeli adamını saymazsak…

Styria’da bahar vakti intikam demek.

DÜŞÜNCELERİM

Kitap The First Law(Kadim Kanunlar) dünyasında geçen tekil bir hikaye. Önceki üçlemedeki birçok yan karakteri görsek de tek başına okunabilecek kitap. Yine de sırasıyla okumanızı öneririm.

Abercombie alışık olduğumuz intikam hikayelerine farklı bir bakış açısı getirmiş. Hikaye tahmin edilebilir başlıyor ama yarısında ipin ucu kopuyor. Kime ne olacak kestiremiyorsunuz. Grimdark etiketine yakışır ve ironi dolu bir sonla da bitiyor.

Karakterler yine rengarenk ve hikayenin gereği olarak birbirinden kalleş birbirinden alçak. Hikaye ilerledikçe bazı karakterlerden soğudum ve bazılarına ısındın ama kitabın sonuna geldiğimde hiçbirine sempatim kalmadı. Konusunu düşününce olması gereken de buydu.

Adam yazıyor…

12 Beğeni

Joe abercrombie’nin sadece bir kitabını okumuş olmakla beraber, Brandon Sanderson ile Robert Jordan arasındaki ilişkinin bir benzerini Joe Abercrombie ile G.R.R. Martin arasında da görüyorum sanki. Umuyorum ki sevgili Martin’in sağlıklı bir şekilde seriyi tamamladığına şahit oluruz ancak benzer bir senaryoda Joe Abercrombie’nin iyi bir iş çıkaracağına güvenebiliriz diye düşünüyorum.

4 Beğeni

Ülkemizde bence bu yazarın daha fazla kitabını görmeliyiz

3 Beğeni

Benim de aklımdan geçmedi değil. Ya Joe, ya Mark Lawrence ama Joe çok daha uygun.

5 Beğeni

image
Hırçın Kız bitti. Bu kitap Shakespeare’den okuduğum kitaplar arasında en iyilerinden birisi olmakla birlikte aynı zamanda yazarın en sevdiğim komedi oyunu oldu.

Daha önce yazar Hamlet oyununda, oyun içinde oyun yani iki katmanlı bir oyun yazmıştı. Bu kitapta bu bakımdan Hamlet’in de üstüne çıkan Shakespeare oyunun içindeki oyunda 3. bir oyun daha üreterek 3 katmanlı bir oyun yazmış. Başka bir yazar olsa bu giriftin altında kalırdı ama Shakespeare dahiliğini göstererek oyunları birbirlerine mükemmel şekilde bağlamış.

5 Beğeni

Benjamin Fortna - Kuşçubaşı Eşref kitabı bitti. Bilgi veren bir tarih kitabı değil de bir roman okuyormuşsunuz hissi veren bir anlatım tarzı var. Osmanlı’ nın son dönemlerine ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin ilk zamanlarına başka bir açıdan - Kuşçubaşı’ nın yaşamından - bakmak isteyenler için sıkılmadan okuyacakları bir kitap.

Ve ardından da Sabahattin Ali’ nin Kuyucaklı Yusuf kitabına başladım. :smiley:

4 Beğeni

Kızıl Mars


Eseri 2.kez bitirdim.İlk okumamdan bu zamana yıllar geçmesine rağmen sanki ilk kez okuyormuş gibi keyif aldım.“Kızıl Mars” Mars’a olan ilgime,hayallerime yine ilaç gibi geldi.Kim Stanley Robinson ile tanışmak için de ideal bir kitap.Bana göre BKK arasında ilk beşe rahat girebilecek bir eser.Devam kitabını bekliyorum.
Salt bilimkurgu için okuyun - okutturun.

14 Beğeni

A post was merged into an existing topic: Yeni Tasarımda Karşılaştığımız Sorunlar

ZAMAN MAKİNESİ
Çocukken okuduğumda bambaşka bir kitaptı. O zamanlar sadece macera ögelerinin farkına varabilmiş ve sadece onları aklımda tutmuştum.
Bence bu kitap macera ya da bilimkurgu kategosinin yanısıra sosyoloji-felsefe-fizik başlıklarında bile kendisine yer bulabilir.
Yazım dili beni biraz yordu, muhtemelen çeviriden kaynaklı bir durum. 3 tl olduğu ve önceden okuduğum bir kitap olduğu için İndigo yayınevi baskısını aldım. Şimdi de İthaki baskısını alıp karşılaştırsam mı acaba diye düşünüyorum.

1 Beğeni

İthaki Bilim Kurgu Klasikleri serisinden 23. kitap olan “Tanrı Olmak Zor İş” kitabını okudum.

Yazar biraderlerden bu seride okuduğum 3. kitap oldu. Yazarlara giderek alıştığım için bu sefer kolay okudum. Çeviri ve editörlükte güzel olduğu için aksamadan okunabiliyordu. Kapak yine çok hoşuma gitti. Çizenin ellerine sağlık.

Yazarlardan sadece “Pazartesi Cumartesiden Başlar” kitabı kaldı. Kısa sürede onu da okumayı planlıyorum. 3 kitap arasından sıralama yapmam gerekirse; Tanrı Olmak Zor İş, Uzayda Piknik ve Kıyamete Bir Milyar Yıl sıralamasını verebilirim. Bakalım kalan kitap sıralamayı nasıl etkileyecek.

Kitabın konusuna gelecek olursak; Dünyadan farklı bir gezegene gözlem için giden bilim insanlarını konu alıyor. Gittikleri gezegen ise Dünyadan çok farklı, Ortaçağ düzeninde ilerleyen bir gezegenimsi bir yer. Adı Arkanar. Buraya gözlem için giden bilim insanları oradaki kişilerden üstün oldukları için Tanrı olarak görülüyor. Anton -gezegendeki adı Don Rumata- iyi dövüşen, zengin bir insan. Bu gezegendeki olaylara müdahale etme şansı yok. Sadece izliyor. Kafasındaki kamera ile bunları kayıt ediyor. Şehir ise berbat durumdadır. Bütün gelişmeler yasaklanmıştır ve insanlar korku içinde yaşıyorlar. Bu bana çok tanıdık gelen bir durum oldu. Yazar biraderler yaşadıkları dönemdeki sanata, bilime olan düşmanlığı çok güzel aktarmış.

Okunmasını tavsiye ettiğim güzel bir eser. Puanım 9.5/10.

9 Beğeni

Philip K.Dick’in (Androidler… dışında) en iyi 3 kitabı diye sorsam, forum üyelerinin tavsiyeleri neler olur acaba?

@alper bey sizin de PKD önerilerinizi de almak isterim doğrusu…

1 Beğeni

Toplu öyküler ve Gökteki Göz. Alfa’dan çıkacak Yuksek Şatodaki Adam’ı da tavsiye ederim.

1 Beğeni

Toplu Öyküler ve Gökteki Göz de Alfa’dan mı?

Toplu Öykülerini muhakkak okumalısınız. Roman olarak Uzay Piyangosu’nu beğenmiştim ben. Kozmik Kuklalar ise orta halli diyebilirim. Diğer romanlarını daha okumadım açıkçası.

1 Beğeni

Alfa’dan çıkanların hemen hemen hepsini okudum. Ölüm Labirenti ve Vulcan’ın Çekici kitaplarını tavsiye ederim.

1 Beğeni

Gerçekten sevdiğim, bazı yerleri isimlerden ötürü duraksama yaşasa da genel olarak akıcı olan ve bağlayan bi kitap oldu beni. Özellikle -İSİMLER HARİÇ- dünyası ve farklılığı beni kendine çekti. Ben kitap isminden ötürü çok farklı şeyler bekliyordum -Goblin Slayer izleyen varsa bilir. :roll_eyes:- kötü goblinlerler vs… yani. Ana karakteri iyi kalanları kötü bekliyordum daha doğrusu. O açıdan güzel bir sürpriz oldu bana. Onun dışında malesef baskı içinde çok hata vardı o biraz baltalamış oldu. Mesela:


Burası tabii en büyük karşılaştığım idi. Bunun dışında noktalama ve ayni kelimeyi tekrar yazma gibi sorunlar da mevcut idi.

Buranın altını okumayanlar okumasın lütfen.

Hikaye içinde ise kitap isminden ötürü yaptığı yanlış tahmin gibi birkaç farklı düşündüren nokta daha vardı onlar hoşuma gitti baya. Mesela Beslahar ve Cala ile can ciğer olup ülkeyi kasıp kavurur bunlar şimdi derken, çok geçmeden Cala’nın; arkadaşınız olamayız haşmetlimiz diyip mesafeyi koyması ve kitabın çoğunda her ne kadar yardımlar alsa da kendi içinde yalnız olan hükümdarımız çok hoş bir hikaye sundu. Zaten en son dediği; sonunda kendimi evimde hissettim kısmı da o acıdan mükemmeldi.

10/8 veriyorum. :krs:

6 Beğeni

Natsume Sōseki’nin Madenci kitabının son sayfalarına geliyorum. Hazır bu güzelim forumda takılıyorken kitap hakkındaki düşüncelerimi de yazıyım.

Bayağı usta işi bir kitap. Kelimelerin derinliğinde boğuluyorum bazen. Gerçekten sonbahara son derece uygun karanlıkta bir yapısı var. Bulunduğu ortamdan rahatsız olup oradan kaçarak boşluğa düşen insanların bir başkası yardımıyla daha kötü yola sürüklenmesi sürecinde ruhen ve bedenen neler yaşadığına dair bizlere büyüteç sunan bir kitap. Elbette madencilik (özellikle bahsi geçen madenin koşullarının gerçekten epey tehlikeli olduğundan bahsetmem lazım) işinin mental açıdan zorluğunu çok güzel şekilde yansıttığı gibi, 19 yaşında bir bireyin kendi kişiliğini bulamayıp boşlukta yürüyüşüne dair harika tespitler sunmuş Sōseki. Okuduğum her bir sayfa, normal kitaptaki 10 sayfaya tekabül ediyor. 216 sayfanın her bir sayfası depderin.

Sayfaların içinde kaybolmak isteyen herkese tavsiye ederim bu yüzden =)

11 Beğeni