Kitabı az önce bitirdim. Çok uzun süredir kitaplığımın ‘bir ara okurum’ kısmında duruyordu. Kitap okumaya geri döndüğüm şu günlerde açılışım oldu. Yazacaklarımın ne kadarı spoiler olur, olmaz bilemediğim için hepsini spoiler içine alıyorum.
Kitabı okurken en çok hoşuma giden ve beni dehşete düşüren düşünce, yazarın ölümü ne kadar gerçekçi hayal ettiği oldu. Nasıl ?
Ölüm, nasıl desem? Çok büyük bir bilinmez bizim için. Ölüme yaklaşan kişilerden, ya da ölümden önce son sözlerini bizlerle paylaşan kişilerden, konu hakkında az çok bir bilgimiz var. Fakat empati kurması imkansız, en azından benim için. Kimsenin de kalkıp ölüm döşeğinde olan birine “seni anlıyorum” diyebileceğini düşünmüyorum.
Tolstoy bunu bir şekilde başarmış gibi geliyor, sanki ölüme gitmiş ve gelmiş. Belki gerçek tecrübeler yazılanlardan çok uzaktadır, bilinmez ama bu hali bana çok gerçekçi ve dehşet verici geldi. Sürekli hissettiğiniz dayanılmaz bir fiziksel acının yanında gelen psikolojik sorgulamalar. Aklın vücudu yavaş yavaş terk ederken, elinde kalan son bilincinle bunun da farkında oluyor olmak. Bilemiyorum kitabın sonlarına doğru düşündüğüm tek şey ani bir ölüm istemekti.
Suçlayacak birilerini aramak,bulamayınca bunu en yakınınızdakilerden çıkartmak. Sürekli sorgulamak, sürekli, son nefese kadar sorgulamak “neyi yanlış yaptım ?” ve cevabı bulamamak. “Kader” ya da “Hayat adil değil” klişelerinin kaynağı bu düşünceler mi acaba? Ya da şöyle düşünelim; İvan İlyiç, adi şerefsizin tekiydi. Bok gibi bir insandı, karısını kızını döver, oğlunun üniversite parasını kumarda yerdi. Yaşadığı bu hastalık ve acı dolu ölüm hak edilmiş mi olacaktı? Sorduğum soru, kötü bir insandı o yüzden acı çekmeyi hak etti değil. Kötü bir insan olduğu için mi bunları yaşadı?
Bu noktada, kitabın sonunda da belirtildiği gibi, bir önemi yok. Aslında yaşadığımız, yaşamayı seçtiğimiz, yaşatılan hayat tamamen rastgele gibi geliyor.
Üzerine doğru eğlen biri
-Bitti! -dedi
İvan İlyiç bu sözleri duydu ve içinden tekrarladı: “Bitti! Ölüm bitti… o yok artık!”
Uyumadan önce bir kitap daha okumak istedim birikmişlerden. Belki biraz sert olacak ama, aga bu nedir ya?
Okuduğum en sıradan, tek düze kitap olabilir. Korkuyu bırak, gerilim hissi bile tecrübe ettirmedi okuma boyunca. Bu kadar övgünün, yüksek puanların kaynağı nedir acaba ? Yazarın okuduğum ilk kitabı, belki daha iyileri vardır diyeceğim ama araştırdığım kadarıyla yazarın en iyi eseri olarak gösteriliyor. Ölüm Pornosu’ndan sonra ilk defa bir kitap bu kadar beklentilerimin altında kaldı.