Ben de ilk öyküyü okuduktan sonra başka kitaba geçtim. Bakalım devam edebilecek miyim bir ara
Tavsiye etmiyorum ne yazık ki.
Hizmetçi başta biraz romantik bir kitap gibi hissettirse de sonradan epey farklı bir noktaya evriliyor. Normalde muhtemelen önyargıyla ilk sayfalarda bırakırdım ama kitabın muazzam bir akıcılığı var ve gizem en baştan itibaren merakı körüklüyor. Bu sebeple okumaya devam ettim ve pişman etmedi. İyi ters köşeleri olan iyi bir gerilim romanı. Devam kitabını da alıp okuyacağım.
Sessiz Hasta da iyi bir gerilim romanı. Hizmetçi gibi merak ettiren bir gizemle başlıyor. Ondan farklı olarak psikolojik tarafı da var. Psikolojik gerilim demek istemiyorum, bahsettiğim şey şu ki psikoterapi ve psikiyatri bilgisi romana güzel bir şekilde aktarılmış. Farklı bir açıdan bakarak polisiye unsurları olduğunu da söyleyebilirim çünkü gizemin çözülme şekli dedektiflik tarzına uyuyor. Sonlara doğru ufak tefek acemilikler olsa da ben bu kitabı da beğendim. Her ikisini de gerilim sevenlere tavsiye ediyorum.
Çeviri kaynaklı olabilir mi acaba?
Bende yarım bırakmıştım. Bunu da aldım ama henüz okumadım. Almamın nedeni ise tamamen almış olmak için. Almasam rahat etmezdim Bir beklentim yok yani kitaptan
Çeviri kaynaklı da olsa Gibson’ın eserleri aktarmada ve yazmada iyi olmaması. Orjinalinde de durum böyleymiş.
@MelihAntepli ben öykü kitaplarını çok severim bilimkurgu özelinde. Ama yine aynı tarife beklemiyordum.
Ian Rankin’ın okumakta olduğum ikinci kitabı. Edinburgh atmosferini çok iyi yansıttıklarından Fox Serisi’ne ait iki kitabı da çok beğendim. Kitabın ana karakteri bence çok iyi işlenmiş. Yazar, oldukça gerçekçi bir karakter yaratmış.
Çözülmesi birtakım makamlarca engellenen, asıl suçluların yüksek mevkiilerde olduğu kriminal olaylar anlatılıyor.
Kitabı istemeden de olsa yavaş okuyorum. Serinin ikinci kitabını çok beklemiştim. Üçüncü kitap için de çok beklerim diye tahmin ediyorum.
Rankin’ın kalemini, ruhunu çok seviyorum. Rebus serisini takip edemeyeceğim için de çok pişmanım.
Bir eksiklik vardı ve uzun uzun yazmaya da üşeniyorum ama bu eksiklik yüzünden çok beğendiğimi söyleyemem. Belki artık fikirler başka dizilerde/filmlerde karşımıza çıktığından belki de başka kitaplarda benzerlerini okuduklarımızdan. Kesinlikle çok kafa açan öyküler de vardı, okuyamayıp geçtiğimde. Keşke roman formatında daha detaylı yazılsaymış. Çoğunlukla akıcı ve sürükleyiciydi ve zaten hayal gücüne de bir şey demiyorum ama sanırım “Ben, robot” kadar keyif almayı beklediğim için bir tutam hayal kırıklığına uğradım.
Emily Bronte - Uğultulu Tepeler bitti.
Özetle bir aşk ve intikam öyküsü okuyoruz. Yüce lordumuz zavallı bir çocuğu evlat edinir. Evlatlık dostumuz lordumuzun kızına aşık olur ama reddedilir ve sonrasında uzun bir intikam öyküsü başlar. Arka planda ise sınıf farklılıkları, aile bağları ve toplumsal kuralların etkilerini de görürüz. Zaman 19. yy İngilteresi.
Anlatımı akıcıydı. Çok fazla sıkıldığımı söyleyemem okurken.
Kitap bitince içimden iyilikten maraz doğar dedim ama Heatcliff abimize de acımadım değil.
Gibson garip biri. Aklındakini aktarmak için yazmak yerine seni kendi aklını okumaya zorluyor. Onun hayal dünyasına dalıp aynı frekansa girmek lazım falan. Uzun yıllar önce okuyup çok beğenmiştim, şimdi ise hoşuma gideceğinden emin değilim.
Kitap tamamen Atatürk’ün hayatına odaklanmıyor. Dönemin devletlerinin ne durumda olduğuna, savaşlara, anlaşmalara, padişahlara ve daha birçok şeye de değiniyor. Bu açıdan zengin bir içeriğe sahip. Tarafsızlığıyla ve harika anlatımıyla kitabı çok sevdim. Atatürk ve hayatı denilince bu kitap da mutlaka okunmalı.
10/10
“On sekiz yaşındaki Red ve arkadaşları bir karavanla Bahar Tatili için yola çıkarlar. Fakat karavan ıssız bir yerde bozulur. Tekerlekler birer birer patlarken gruptakiler bunun bir kaza olmadığını anlarlar. Karanlıkta onları izleyen bir keskin nişancı vardır; Red ve arkadaşlarının kim olduklarını çok iyi bilmektedir. Ne var ki gruptan birinin bir sırrı vardır ve keskin nişancı bu sır için onu öldürmeye hazırdır.”
Aranızdan Biri ortalama bir gerilim kitabıydı benim için. Kİtabın ilk yarısında pek bir şey olmadı açıkcası ama sonda sırlar açığa çıkmaya başladı ve beklemediğim beni şaşırtan olaylar oldu. Yazarın İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi serisini son kitap hariç daha çok sevmiştim. Çok beklentiniz olmadan çabuk okuyabileceğiniz bir kitap tavsiye ederim. 3,5/5
( Oliver senden gerçekten nefret ettim. )
İhsan Oktay Anar - Kitab-ül Hiyel bitti.
İ.O. Anar’ ın Puslu KItalar Atlası ve Tiamat’ tan sonra okuduğum üçüncü kitabı oldu. Konusu diğer ikisine nazaran daha aşağıda. Pek çekici değil. Osmanlı döneminde yaşayan üç mucidin hikayeleri anlatılıyor özetle. Bu mucidler bazı makineleri inşa etmeye çalışıyorlar. Dediğim gibi konusu bana pek çekici gelmese de, içinde çok fazla makine betimlemesi bulunsa da, bu betimlemeli makine detayları(çizimler olsa da) ilgisi olmayanları sıkacak olsa da İ.O.Anar’ ın üslubu kendisini okutturmayı başarıyor. Bu makineler eğer başka bir hikayenin içine yedirilmiş olsaydı tadından okunmayacak bir kitap olabilirdi.
Jules Verne - Zacharius Usta bitti.
Kısa bir hikaye. Temelinde din - bilim çatısmasını ele alıyor. Belki de maddi olanla manevi olan arasındaki karşıtlığı. İnsanın kibrini de en başa koyuyor. Güzel öyküydü.
Yine kendini okutturan iyi bir Agatha kitabı. Bu sefer gizemi çözme işi biraz gecikiyor. Bu noktaya kadar bolca karakter ve aralarında geçen miras konusunu okuyoruz. Bu hazırlık faslı bitince Poirot ile bildiğimiz ve çok sevdiğimiz o katil kim arayışına hızla girip kitabı bitirmiş oluyoruz.
8/10
Çok beğendim. Büyük beklentiyle başladığın bir kitabın beklentilerini karşılaması gerçekten çok güzel. Fantastik bir kitap olmasına rağmen yazarın dili anlaşılır bu sayede hemen adapte olabiliyorsunuz. Hikaye 3 ana karakter üzerinden işleniyor ki bu benim çok sevdiğim bir şey. Favori karakterime daha karar veremedim, Glokta ve Logen’i eşit derecede sevdim belki ilerleyen kitaplarda fikrim değişir. Serinin ilk kitabı olarak evreni tanıtması, karakterlerin bir araya gelmesi, asıl olaylara geçiş açısından güzel bir başlangıç yaptı. Serinin diğer kitapları daha hareketli olacaktır diye tahmin ediyorum. Biraz ara verdikten sonra hemen 2. Kitaba geçmeyi düşünüyorum.
5/5
Neresine acıdınız diyeceğim, olmayacak Kendisi bana kitabın içine girsem de şunu bi boğsam dedirten tek karakter. Sevmediğim başka karakterler de oldu tabi ki ama bu çok üst düzeydi
Mevki Uygarlığı - Robert Sheckley
Okuduğum en iyi bilim kurgu kitaplarından birisi oldu. Baştan sona heyecan, gizem ve aksiyon içinde geçen ve de abartılı değişik bilim kurgu terimlerinin kullanılmadığı bir distopya. Bayıldım.