Bu kısımda hoşumuza giden heykelleri paylaşabiliriz.
Mümkünse paylaştığınız eserler hakkında bilgi ve fikirlerinizi de iliştirirseniz çok hoş olur.
Hoşunuza Giden Tablolar başlığında uzun süre vakit geçirmem üzerine pek çok eser ve sanatçı öğrendiğimi, kendilerine has tekniklerini biraz biraz da olsa tanıyabildiğimi fark ettim. Heykeller için de bir alan oluşturup bu dala da aşina olmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Bir heykel hangi ölçütlere göre değerlendirilir, nasıl yorum yapılır henüz bilemiyorum o yüzden sadece gözüme hoş gelen ve içimde uzun süre inceleme isteği oluşturanları paylaşacağım
The West Wind (Batı Rüzgarı) - Thomas Ridgeway Gould - 1876
İki heykelde de görüldüğü üzere kumaşa verilen hareketlilik çok gerçekçi. Kumaşın kıvrımlar üzerinde ve o pürüzlü insan teni üstünde sürtünme sonucu kalabilmesi, aynı zamanda da kayıp gitti gidecek hissi vermesi inanılmaz.
Ben de heykel paylaşmak istiyordum ama diğer başlığa atsam sorun olmaz diye düşünmüştüm. Yine de bu başlığın açılması çok iyi oldu. Yeni başlık hevesiyle birkaç tane paylaşayım.
The Houeseless Wanderer(Evsiz Gezgin) - John Henry Foley - 1858
Bu heykel bana üst üste talihsizlikler yaşamış, başına gelen her şeyi kabullenmiş ve artık sadece huzur içinde ölebileceği bir yer arayan bir kadını düşündürüyor.
Auguste Ottin - Polyphemus Surprising Acis and Galatea
Galatea’nın aşığı olan Polyphemus, Galatea’yı Acis ile yakaladığında onu bir kaya parçasıyla öldürür. Sevgilisinin ölümünü gören Galatea, akan kanlarını bir ırmağı dönüştürür.
Yaban Diyarlarda Yabancı’yı okuyanlar bilecektir Jubal’ın heykel düşkünlüğünü. Bilmeyenler için de ben paylaşmış olayım. Öyle bir yorumluyor ki heykelleri insan görmeden etkileniyor heykellerden.