Kitaplardaki Çeviri Sorunları

pozbeklediği yazımıyor orada.

Orta çizgiyle ayrılan ara cümlecik satır sonuna denk geldiği için öyle anlamışsınız.

Şöyle yazıyor:

Nicholas, Julian’ın bir bacağını yakındaki bir taşın üzerine koymuş hâlde –etrafta kendisine hayran olacak hanımların bulunduğunu düşündüğünde verdiği o her zamanki poz– beklediği yere doğru tırmanırken

18 Beğeni

:us: *The old civilization and the rising
Christianity corrupted the barbarians of the ancient world, as the old
Christianity
and the modern capitalist civilization are corrupting the
savages of the new world."

:fr: “La vieille civilisation et le christianisme naissant corrompirent les barbares du vieux monde, comme
le christianisme vieilli et la moderne civilisation capitaliste corrompent les sauvages du nouveau monde.”

Say Yayınları’ndan çıkan Tembellik Hakkı kitabında yukarıdaki cümleler şu şekilde çevrilmiş:
Yaşlı Hıristiyanlık ile modern kapitalist uygarlığın Yeni Dünya’nın barbarlarını bozduğu gibi, eski uygarlık ile yeni doğan Hıristiyanlık Eski Dünya’nın barbarlarını yozlaştırdı.”

Evet çok küçük bir detay ama Allah aşkına “old Christianity” ifadesini “yaşlı Hristiyanlık” diye çevirmenin mantığı nedir acaba?

6 Beğeni

Bir Oğlanın Yaşamı - Robert McCammon, çeviren Esat Ören, 1. Baskı, Şubat 2022, İthaki Yayınları

Özgün Metin:

No one on that disappearing riverbank, there in the pouring rain, thought the Tecumseh was going to be turned aside. It had never been so.

Çeviri:

Giderek gözden kaybolan o nehir kıyısındaki hiç kimse, Tecumseh’in yönünü değiştirilebileceğini düşünmüyordu. Daha önce hiç düşünülmemişti. (s. 109)

Altı çizili kısmın çevrilmemesini bir kenara bıraktım, koyu kısımda kastedilen nehrin yönünün hiçbir zaman değiştirilemediği, değil mi?

Yani doğrusu:

Giderek gözden kaybolan o nehir kıyısındaki hiç kimse, Tecumseh’in yönünü değiştirilebileceğini düşünmüyordu. Daha önce hiç değiştirilememişti.

8 Beğeni

Evet cümledeki ana olay düşünülememek değil, nehrin yönünün değişmesi :smile: Bende öyle anlıyorum bu cümleyi.

2 Beğeni

Orijinali:

Name none of the fallen, for they stood in our place, and stand there still in each moment of our lives. Let my death hold no glory, and let me die forgotten and unknown. Let it not be said that I was one among the dead to accuse the living.

@GKS ile biraz sohbet ettik de, onun en çok etkilendiği yerlerden birisi imiş burası (let my death’ten sonrası) ve çeviriden pek memnun değil, reductionist olduğunu düşünüyor. @nefarrias_bredd ne diyorsun bu çeviriye?

@ilydious ve @periyodiknesriyat in fikirlerini de merak ediyorum.

4 Beğeni

Kitabı okumadım. Bağlam da yetersiz ama “stand” ve “fall” zıtlığı aktarılamamış. O yüzden eğretileme boşa çıkıyor. Bir kaç yerde de özet çeviri yapılmış.

Ama şu bir gerçek ki bu kadar dar zamanda çeviri yaparken bu tür şeyleri atlamak doğal.

2 Beğeni

İlgili yere kadar gelip bağlam içinde okuduktan sonra yorum yapmam daha sağlıklı olur sanırım ama şimdilik sadece bu alıntı üzerinden fikir belirteyim. :slight_smile:

Bu tarz çarpıcı ya da şiirsel kısımların çevirisi her zaman daha zor oluyor. Çünkü yaratıcılık gerektirmesi yetmezmiş gibi dil farkı da sıkıntı oluşturuyor. İngilizce okuyunca asıl yaratıcı öğe olan yazarın etkileyici bir şekilde kelimelere döktüklerini, orijinal dilin kendine has vurgulu kelimeleri ve gramer yapısıyla beraber okuyoruz. Çeviride aynı şeyler Türkçe ifade edildiğinde o kadar etkili olmayabiliyor, hatta bazen kulağa tekdüze geliyor. Çevirmen de o an yaratıcılığını ne kadar konuşturabilirse Türkçede aynı etkileri bırakacak kelimeleri ve yapıları gözeterek cümleyi oluşturmaya çalışıyor. Ama bu şekilde hem yazarın üslubunu koruyup ekleme çıkarma yapmamak hem de aynı duyguyu Türkçede hissettirmek çok zor. Zaten yazarın tüm yazdığı kelimeleri çevirmek direkt mümkün değil, öyle daha da göze batan bir çeviri ortaya çıkar.

Bu çeviri de ikisinin ortası gibi olmuş bence. Çok değiştirmeden Türkçede garip durmayacak ifadeler seçilmiş. Burada bana etkiyi kıran şey “bırakın” ifadesinin üç kere tekrar etmesi gibi geldi. İngilizcede aynı kalıbın tekrarı göze batmayıp şiirselliği sürdürebilse de Türkçe çevirisinde sırıtıyor sanki. Ya da cümlenin üzerinde çok durduğum için kelimeye yabancılaştım. :slight_smile:

Her cümlede bırakın yerine farklı farklı seçenekler olsaydı ya da birleştirerek vs. cümle yapıları değiştirilseydi biraz daha etkili kurulabilirmiş. En azından ben Türkçede daha vurucu olması için biraz oynama yoluna giderdim. Ama bu haliyle de ilk okumada çok sıkıntılı gelmedi bana. Mutlaka çevirmen de üzerinde rahat rahat düşünebilse eninde sonunda daha güzel ve etkileyici bir seçenek bulurdu ama şartlar buna müsaade etmiyordur diye tahmin ediyorum maalesef. :slight_smile:

5 Beğeni

İlk kitabı okudunuz mu Bülent hocam? Okuyacağım ilk fantastik demiştiniz, ben de heyecanla yorumunuzu bekliyordum.

Katılıyorum, ben de böyle düşünüyorum.

Çevirmen değil de çeviri eleştirisi gibi düşünüyorum ben tüm bu süreci. Yani bunu @ilydious sen çevirmiş olsaydın da benim için bir şey değişmez idi.

Peki, yazarın dilini daha iyi aktaran ancak metinle kelime olarak örtüşmeyen çeviri hakkındaki düşünceleriniz nedir?

@Artorias rica etsem çeviri konusuna taşır mısın bunları?

1 Beğeni

@isos81 Dışarıdayım. Kitaplardaki Çeviri Sorunlarına mı taşımamı istiyorsun? Farklı bir konu ise linki buraya ekle de taşıyayım.

@ilydious Yazdıklarını kopyala çünkü ışınlanıyoruz.

3 Beğeni

Okuyacağım ama elimde incelemesini yazacağım kitaplar var. Onlardan sonra umarım okuyabilirim.

2 Beğeni

Anlam olarak farklı bir şey demediği sürece yazarın dediğini kelime kelime çevirmektense doğal duracak ve okurken duraksatmayacak hale getirerek çevirme taraftarıyımdır ben. Buna bir-iki kelime eklemek ya da çıkarmak vs. dahil. Hep böyle düşündüm. Bunun yazara saygısızlık vs. olduğunu düşünmüyorum zaten. Ortada bir dil engeli var ve robotik bir metin okumaktansa aynı şeyi anlatan ama daha akıcı bir metin okumayı tercih ederim. Sonuçta kaynak ve anlam hala aynı. Doğrusu bunu böyle örnek vermeden yalın bir şekilde söylemek ikna edici gelmeyebilir. Örneklerle anlatan makaleler okuduğunuzda hangi metinde hangi çeviri yöntemleri kullanılabiliyor ve gayet başarılı bir sonuç ortaya çıkıyor diye daha rahat görüyorsunuz. Çeviri Eleştirisi dersini alırken birkaç eserin çeviri karşılaştırması hakkında yazılar okumuştum ki birçok eser hakkında bu tarz makaleler mevcut, meraklısına iletebilirim. :slight_smile:

@Artorias
Şimdi gördüm, yetişebildim mi? :slight_smile:

3 Beğeni

Senin yazmanı bekledim. Baktım ki bitirmene az kalmış ışınlanırken evrende yırtık oluşmaması için tedbiri elden bırakmadım. :slight_smile:

2 Beğeni

Neyse ki bu sefer çok uzun yazmamışım yoksa evrende yırtık oluşmasını tercih ederdiniz sanırım. :sweat_smile:

2 Beğeni

O zaman devreye Tars(Sjack) girerdi. Bizi kurtarmak için kendini feda ederdi. :face_with_hand_over_mouth: İsyan çıkartırsa elimizle iterdik :rofl:

Bu manevra insanlar için yıkıcı olabilir fakat robot için bir şey ifade etmiyor.

2 Beğeni

Son cümlenin çevirisi hatalı gibi geliyor bana. Cümlenin yapısına ve kitapta bir önceki paragrafa bakılırsa canlıları suçlayanların ölüler olduğu anlamı çıkmıyor. “Yaşayanları suçlamak için, ölenlerden biri olduğum söylenmesin” gibi bir cümle daha doğru olurdu diye düşünüyorum.

Hiçbir çeviri eğitimi almamış biri olarak biraz da cahil cesaretiyle konuşuyorum ama bana kalsa “bırakın” ibaresini de hiç kullanmazdım burada, anlama bir katkı sağlamıyor ve çok tekrarlanıyor. :slightly_smiling_face:

3 Beğeni

Hocam bence son cümle hariç gayet iyi. Yani ilydious hocamın söyledikleri çerçeveden bakınca diyorum.

Son cümledeyse bilemedim. Herhangi bir eğitimim ya da bir şey bildiğim yok, o yüzden eleştirmeyi kendime pek hak görmüyorum ama o biraz yavan kalmış gibi. Ha daha iyisi nasıl olurdu diye düşünüyorum; aklıma gelen aşternatifler daha iyi olur muydu tartışılır. Misal:

Motamot çeviri “Yaşayanları suçlayan ölüler arasında olduğum söylenmesin”. Ama ekstradan ima edilen 2 şey şu:

  1. Hayatta kalanları suçlayan ölüler var
  2. Ben onlardan olmak istemiyorum.

Aklıma gelen alternatif şu: “Sağ kalanları suçlayan ölülerdendi denmeye.” Tabi burada gizli olan “ben” zamirini önceki satırlardan alacak şekilde onlara düzenleme gerekebilirdi :thinking:

5 Beğeni





Kitabın İngilizce aslı elimde olsaydı Türkçesiyle karşılaştırabilirdim fakat bu karşılaştırmaya gerek bile olmadığını düşünüyorum. Kitap resmen berbat bir şekilde çevrilmiş. Cümleler tekrar tekrar okunmasına rağmen anlaşılmıyor. Özne yüklem uyumsuzlukları, anlam belirsizlikleri havada uçuşuyor. Bunları da örnek olsun diye attım. Şu cümleleri tekte anlayabilen çıkarsa tebrik edeceğim. Bu arada kitabın çevirmeni Murat Erden’miş.

18 Beğeni

Bende bu serinin Semboller & İşaretler ile Efsaneler & Mitler kitapları vardı. İkisini de okumaya çalıştım fakat çeviriden dolayı içerik o kadar anlaşılmazdı ki kitapları elimden çıkardım.

Demek ki çeviri sorunu o iki kitaba has değilmiş. Bu seri maalesef koleksiyonluk gibi geliyor bana.

11 Beğeni

Ben de özellikle büyük boy, bol görselli kitaplarda çok karşılaşıyorum böyle cümlelerle. Bunlar da genelde Alfa’nın kitapları oluyor ki Alfa’nın editörlük konusundaki sıkıntıları forumca biliniyor. Bu kitaplar editörün elinden hiç geçmemiş bile olabilir. Konuya pek hakim olmayan bir çevirmen tarafından çevrildiyse de durum böyle oluyor işte. Taurenim’in dediği gibi ben de Efsaneler & Mitler’i okurken bir yerden sonra hataların fotoğrafını çekmeye başlamıştım hobi olarak. Verdiğim paradan çok kitabın güzelliğine üzülüyorum resmen. :slight_smile:

13 Beğeni

Bana direkt olarak makine çevirisi gibi geldi. Hiç çevirmen çevirmiş gibi durmuyor.

Screen Shot 2022-07-19 at 00.12.30



Screen Shot 2022-07-19 at 00.13.51

7 Beğeni