KR Kitap Kulübü Soru Cevap #3 - Mevsim Yenice

Merhaba KR Kitap Kulübü sakinleri.

Kulübümüzün 11. etkinliğinde Mevsim Yenice’nin Can Yayınları’ndan çıkan öykü kitabı "Bilinmeyen Sular"ı ağırladık. Güvenli limanlardan tekinsiz diyarlara açılmanın çekinceleriyle boğuştuk.

Şimdiyse sıra özel etkinliğimize geldi. Burada yazara hem kitabıyla hem de genel olarak edebiyatla ilgili sorularımızı yönelteceğiz. Kendisi de bu cumartesi (24.08.2019) günü forumumuza konuk olarak gün boyu sorularımızı yanıtlayacak.

Sizlerden ricamız, etkinliğimiz keyifli geçmesi açısından sorularınızı açık ve net olarak yazmanız. Aklınıza geldiği sürece bu başlığa şimdiden merak ettiklerinizi yazmaya başlayabilirsiniz.

Mevsim Yenice’ye davetimizi yanıtsız bırakmayıp KR Kitap Kulübü’ne konuk olacağı için şimdiden teşekkür ediyoruz.

Sorularınızı merakla bekliyoruz!

Merhaba,

Öncelikle Rıhtım’a hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. :blush: Sorularım şöyle:

  • Biyografinizde fizik eğitimi aldığınız yazıyor. Peki, yazma serüvenine başlamaya karar vermenizde en önemli olan etken neydi?

  • Bu kararınızı çevreniz nasıl karşıladı? Hiç zorluk yaşadınız mı?

  • Öykülerinizi yazarken çevrenizden ne kadar etkileniyorsunuz?

  • Yazmadan önce en ince detayına kadar düşünüyor musunuz yoksa sözcüklerin sizi götürdükleri yeri mi görmeyi tercih ediyorsunuz?

Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim. :blush:

Merhaba, hoş geldiniz.

  1. sorum: Sizi öyküden başka bir tür kitap ile görecek miyiz? Bir novella veya roman.

  2. sorum: Yazarken yaşadıklarınızı veya kendinizi metnin içine denli katıyorsunuz? Ev, aidiyet gibi kavramlar kişisel kaygılarınız mı?

Mevsim Hanım merhabalar,

Öncelikle etkinliğimize teşrif ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Sizi buralarda görmek çok güzel :slight_smile:

Merak ettiğim, öncelikle ödül kazandığınız daha sonra da yayın kurulunda yer aldığınız altkitap ve altzine hakkında, özellikle internet üzerinden yayın yapan bu tür oluşumların yazmak isteyenlere ne gibi şeyler kattığını düşünüyorsunuz?

Başka bir soru: Akıcı ve yalın bir diliniz var ve cümlelerinizi ifade ediş şekliniz oldukça imrendirici. Söz sanatından ve laf ebeliğinden uzak, minimal ama dolu dolu. Bu kelimeler anlık olarak mı hayat buluyor yoksa üzerinden defalarca geçiyor musunuz?

Merhaba Mevsim Hanım, hoş geldiniz. Eylülde CerModern’de görmeyi umuyordum sizi, öncesinde buraya gelmiş olmanız çok mutlu etti.

  • Türk öykücülüğü çok güzel bir dönem yaşıyor. Siz de günümüz öykücüleri arasında önde gelen isimler arasındasınız. İki kitabınız da oldukça iyi yorumlar aldı. Acaba hem okurların hem de eleştirmenlerin gösterdiği bu haklı ilgi ve takdir sizin üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu? Mesela beğenilmekle kalmayıp ödül de alan Tekme Tokatlı Şehir Rehberi’nin ardından Bilinmeyen Sular yayınlanacağı zaman beklentileri karşılayamama korkusu yaşadınız mı?

  • İlk kitabınızdaki karakterler yalnız, kusurlu, hayatla veya toplumla sorunu olan insanlardı. Ancak genel olarak bakıldığında karakterlerin bir mücadele içinde olduğunu, bazı durumlara ses çıkardıklarını ya da karşı koyduklarını görüyorduk. Henüz okuma fırsatı bulamadığım ikinci kitabınız için yapılan yorumlara baktığımda ise karakterlerin artık içinde bulundukları durumu kabul ettikleri söyleniyor. Peki sizce bu değişimin bir sebebi var mı? Sizin veya içinde yaşadığımız toplumun geçirdiği değişim ikinci kitabınıza ne kadar etki etti?

  • İlk kitabınızdaki öykülerin tamamı birinci tekil şahıs bakış açısı ile yazılmıştı. Okurun karakterle özdeşleşmesini kolaylaştıran bu tercihi bilinçli olarak mı yapıyorsunuz yoksa yazmaya başladığınızda anlatım kendiliğinden bu şekle mi giriyor?

  • Anlatımınızda en sevdiğim şeylerden biri de yazdığınız diyaloglar. Bana kalırsa gerçekten zor bir meseledir diyalog yazmak, eğer biraz dahi olsa yapay kalırsa okur hemen hikayeden soğuyabilir. Ama sizin hikayelerinizde diyaloglar anlatımı güçlendiriyor, hikayeye hız katıyor. İyi diyalog yazmanın bir sırrı var mıdır?

  • Bilinmeyen Sular’ın tamamı Pink Floyd şarkılarından oluşan bir Spotify çalma listesi var. Zaten kitapta da her öykünün başında da bir Pink Floyd şarkısından alıntı yer alıyor. Birçok söyleşinizde gruba olan hayranlığınızı ifade etmiştiniz. Bu kitaptaki öykülerin yazılmasında ilgili şarkıların bir etkisi oldu mu yoksa öyküler yazıldıktan sonra mı bu şarkılarla ilişkilendirdiniz? Bir de neden özellikle bu kitap, yani neden bir önceki ya da bir sonraki değil de Bilinmeyen Sular Pink Floyd ile eşleştirilen kitap olma şansına erişti?

  • Son olarak Engin Türkgeldi’ye de sorduğum, aslında oldukça klişe bir şey soracağım: Sizin bizlere tavsiye edebileceğiniz, kesinlikle göz atmalısınız dediğiniz yeni kuşak yerli yazarlar var mıdır?

Vaktiniz ayırıp buraya geldiğiniz, sorularımızı cevapladığınız için çok teşekkürler. Umarım önümüzdeki ay görüşürüz.

Merhaba.
Bir yazar için eleştiri çok önemlimidir ya da bir yazar ne için yazar? Övgü veya yergiler almak için mi yazar?

Merhaba Mevsim, Kayıp Rıhtım’a hoş geldin. :slight_smile:

  • Türkiye’de çoğu öykü kitabının birinci baskıyı bile bitiremediği bir dönemden, pek çok romana taş çıkartan hızda baskıların yapıldığı bir döneme geçtik gibi geliyor. Benim gözümde sen de bu yükselişte büyük emeği olan kıymetli bir parçasın. Son dönemde çıkan öykü kitaplarına baktığımızda, “Demek ki Türkiye’de de öykü okuru varmış,” diyebiliyoruz. Bu gelişmeyi sen nasıl değerlendiriyorsun?
  • Dergi ve fanzinlerde ( :stuck_out_tongue: ) de sık sık karşımıza çıkan bir yazar olarak ‘edebiyatın mutfağı’ hakkında neler söylemek istersin?
  • "Bilinmeyen Sular"daki favori öyküm Pes olmuştu. Maskeler ve roller bir yana, kırılma noktaları. Senin yazım serüvenindeki kırılma noktan hangisiydi?
  • Dünya haritasında parmağını koyup tek bir yere gitme fırsatın olsaydı, bu neresi olurdu?
  • Bir yazma rutinin var mı? Varsa, müzik bunun neresinde?

Merhaba.

Öyküleriniin görsel yoğunluğu yüksek sinemaya yakın bir izlek takip ettiğini düşünüyorum. Yazma seruveninizde audio-visual anlatının etkisi nedir?

Hoş geldiniz,

İlk kitabınız Tekme Tokatlı Şehir Rehberi büyük oranda beğenildikten sonra Bilinmeyen Sular’ı yazma sürecinizde o kitaptan daha iyi yazabilir miyim ya da bu kitap beğenilecek mi gibi bir kaygınız oldu mu? Olduysa nasıl üstesinden geldiniz?

Çoğu iyi yazarın sıkı bir okur olduğuna ve etkilendiği yazarlar olduğuna inanırım. Bilinmeyen Sular’daki çoğu karakterin de kitap kurdu olduğu söylenebilir öyküler içinde ufak bir detay olmaktan öteye gitmese de karakterlerde böyle bir ortak nokta gözüme çarpınca sizin de kitap kurdu olabileceğinizi düşündüm. Sizi etkileyen yazarlar ve kitaplar hangileri?

Kitabı okurken bazı öykülerin roman olmasını istediğim doğrudur -roman okumayı daha çok sevmem sebebiyle. Kısa da olsa roman yazmayı düşünüyor musunuz?

Merhaba, hoş buldum :slight_smile:
“Yazmak” hayatımda ilk-orta okul dönemlerinden bu yana vardı aslında. Fakat her şeyi bir kenara bırakıp buna odaklanma fikri bir türlü mümkün olmuyordu. Daha sonra 2014 yılının başında -birkaç yıldır çalışmıyordum- yıllardır çeşitli sebeplerle ertelediğim şeyi yapmak için yola koyuldum. En güçlü motivasyonum mevcut durumumu avantaja çevirmeye çalışarak yeni bir şeyler keşfetmekti.

2 Beğeni

Bu yönden oldukça şanslı biriyim, hayatımda yer alan ve “yakın” kategorisinde değerlendirdiğim herkes geçmişten bu yana ne kadar istekli olduğumu da bildiğinden olabildiğince destek verdi bu süreçte bana.

2 Beğeni

Ben iyi bir gözlemciyim. Öte yandan dikkatle gözlemlediğim hiçbir şeyi genelde öykülerimde “bütünüyle olduğu gibi” kullanmaktan keyif almıyorum. Onları dönüştürmek, değiştirmek, başka amaca hizmet ettirmek bana daha oyuncu bir haz veriyor. O nedenle hem etkileniyorum hem de o etkilendiğim şeyi başka şeye çevirmeye, yeni etkilenecek alanlar açmaya çabalıyorum diyebilirim.

2 Beğeni

Yazmaya başlarken aklımda hep tek bir sahne olur -genelde son sahne-. Gerisi yoldayken açılıyor.

2 Beğeni

Merhaba, hoş buldum :slight_smile:
Kafamda şu an için bir novella fikri var. Gittikçe serpiliyor, genişliyor. Ancak, ilk kitaptan sonra da novella yazma fikrim vardı :slight_smile: 4 bölüm de yazmıştım. Sonra onları birbirinden bağımsız 4 ayrı öyküye çevirdim. Öykü aşkı peşimi bırakmıyor. O nedenle ben de ne olacağını bilmiyorum, sanırım yine yola çıktığımda netleşecek.

1 Beğeni

Yazarken olabildiğince dışarıda bırakmaya çalışıyorum Mevsim’i. Hiçbir karakterime benim söylemek istediğim bir şeyi söyletmemeye özellikle çabalıyorum. Ancak tabii yazdığım her şeyi “mesele” anlamında ele alırsak, hepsi benim meselelerim. Benden, içimdekinden, aklımdakinden çok uzağa düşmüş konular değil elbette. Tüm bunlara “kişisel kaygılar” diyemesem de, hakkında uzun süre kapsamlıca kafa yorduğum, düşünmekten zevk aldığım ve tekrar yıkıp yapılandırmak istediğim kavramlar diyebilirim.

1 Beğeni

Merhabalar, 19-20 yaşlarında yazar olmak için didinen birine ne söylemek istersiniz?

Merhabalar :slight_smile:

Altzine ve altkitap ile ilgili soru sorulduğunda çok seviniyorum :slight_smile: Her ikisi de neredeyse aynı ekiple uzun yıllardır devam eden ve benim aralarına sonradan katıldığım, katıldığım içinde inanılmaz mutlu olduğum birer oluşum. Orada yaptığımız işin emek ve kalite anlamında, matbu bir yayından çok da farklı olmadığını düşünüyorum, o nedenle sorunuza tüm dergiler olarak cevap vermek isterim: Yazmak isteyenler için en güzel mutfak dergiler bence. Ben de Tekme Tokatlı Şehir Rehberi yayımlanmadan önce epey dergiye öykümü yollamış, kiminden red alarak üstünde tekrar çalımam gerektiği konusunda hem fikir olmuş, bazı öykülerimin de yayımlanmasına şahit olup sevinmiştim. Bu nedenle bu tip platformları çok yararlı ve ekip çalışmasını da oldukça değerli buluyorum.

1 Beğeni

Çoğu anlık olarak hayat buluyor. En fazla üzerinden geçtiğimde birkaç kelimenin yeri değişiyordur. Bazen de çok sık olmasa da bir cümlede anlatmaya çalıştığım şeyi, biraz karışık anlattığımı düşündüysem, bakış açımı değiştirip “bunu daha farklı nasıl anlatabilirim” in peşine düşüyorum. Ama genelde öykülerin üstünden defalarca kez geçsem de ilk halinden çok çok farklı bir hal almıyorlar :slight_smile:

1 Beğeni

Ödül çok güzel bir motivasyon oldu bana ileride yapacağım işlerle ilgili. Bunun devamında beklentiyle ilgili bir korku yaşamadım ama asıl korkuyu bilinmeyen Sular’ın ilk öykülerini yazmaya başladığımda hissettim. Çünkü Tekme Tokatlı Şehir Rehberi’nde oldukça kabul gören ironik anlatımın dozu kırılmış, yeni öykülerde biraz daha “kara mizah” sularında yüzmeye başlamıştım. Daha tekinsiz daha karanlık bir atmosferde geçiyordu öyküler. Bu beni ilk zamanlarda korkuttu, okuyucunun beklentisini karşılayamamak anlamında. Ancak daha sonra yaptığım ve yapmak istediğime odaklanmanın daha verimli ve ileriye doğru atılmış bir adım olacağını hissettiğimden bu endişelere kulaklarımı tıkadım.

1 Beğeni

Kabullenmenin, vazgeçmenin, taş gibi sessiz olabilmenin de cesur bir yanı var bana sorarsanız, öncelikle onu belirteyim, bu yönden karakterlerim kesinlikle “sinmiş, silik” kimseler değiller. Aksine çoğumuzun yapamadığı kadar, kendilerine bir dünya yaratıp orada kimseye ihtiyaç duymadan, olduklarından farklıymış gibi davranmadan yaşayabilen güçlü kişiler. Öte yandan elbette onların da değişimi bendeki dönüşüm ve toplumsal etkiyle kol kola devam ediyor. Ben bize ayrılan sosyal medya platformlarında her konu hakkında daha çok konuşmamıza, daha çok etrafta gözüküp, herkesle yakın, dost konumunda duruyormuş gibi yapmamıza rağmen daha da yalnızlaştığımızı düşünüyorum. Kendi hayatında da son yıllarda kelime tasarrufuna gitmiş ve savaşa daha farklı bir yerden devam eden biri olarak, karakterlerimi de biraz o yola sokmak, meseleleri o taraftan okumak kaçınılmaz oldu :slight_smile:

1 Beğeni