Rıhtım Kamarası

Yeni çevirinin öyküsü: Everest baskının çevirmeni Ayçin Kantoğlu

8 Beğeni

Bu ne kadar güzel bir yağmur böyle, yıldırım, karanlık hava ve şiddetli yağmuru seven birisi olarak mest oldum. :sweat_smile: Çoğu yerde yağıyor sanırım.

5 Beğeni

Buraya daha uğramadı. :(Adana) Uğrasa da biz de mest olsak. :smiley: :smiley:

1 Beğeni

Ben çıkınca bu yeni çıkan kitapların hepsini nasıl alayım, kredi mi çekeyim, evi arabayı mı satayım?

Bu kontrolsüz basıma neden bir dur demediniz xd

Çekilişlere çok yüklenmeyin bari de bana çıksın :pp

12 Beğeni

Alamıyorsun o yüzden çok da şey yapma. Ben altı aydır geçen seneyi pas geçmiş olmamı kapatmaya çalışıyorum. Baktım olmuyor saldım. Kaldığım yerden devam ediyorum.

1 Beğeni

TDK drone yerine Türkçesi olarak “uçangöz” kelimesini önermiş. Ama görebildiğim kadarıyla medya bu kelimeyi kullanmıyor. Haliyle yaygınlaşması zor gibi

2 Beğeni

Medya kelimeleri doğru kullansın önce Türkçeleştirilenlere sonra sıra gelir. Çoğu toplum dil konusunda hassas iken bizim bu kadar umarsız olmamız hep garibime gitmiştir. Geçdnlerde ülkemizde bulunan yabancı bir adam “Türkçe on kelimeden oluşuyor. Nasıl konuşabilirim ki? Bla bla küfür küfür küfür… Doğru dürüst günlük konuşma dili yok.” diyordu. Oturup düşündüm ve adam haklı. Konuşmaya başlayan çocuk ilk küfür öğrenir ve kelime dağarcığı kıt. Evim alt kat diye etrafta çok çocuk var. Konuşmalarına bazen kulak misafiri oluyorum. Dur *mk, git *mk, tamam mk, bekle mk, sktr git *mk… Varsa yoksa yediden yetmişe sokak ağzı bu. İnsan gibi konuşmayı unutmuşuz. Herkes bağırarak konuşup hakaret ediyor.

Eskiden kitap okumak çok önemliydi. Öğretmenlerin kitap okutma amacı genelde dili doğru kullansınlar, kendilerini düzgünce ifade etsinler, kelime dağarcıkları gelişsin, bilinçaltında dil doğru pekişsin diyeydi. Şimdi kitaplarda bile doğru Türkçe yazamıyoruz. Ben imlaya, yazım hatalarına bu sebeple de çok takılırım çeviriden ziyade. Sürekli hatalı bir şey okumak geri bellekte hatayı meşrulaştırıyor. Böylece lisanımızı zedeliyoruz. Eski haberleri ve halk röportajlarına bakan aradaki uçurumu çok iyi fark eder. Şu an leş gibi konuşuyoruz. Konuştuğumuz da Türkçe değil Mürkçe.

Bizden birkaç kuşak öncesi bu tarz şeyleri önemserdi. Bizler biraz önemserken bizden sonraki nesillerin umurunda bile değil. Medya arada sırada Türk Dil Kurumu demese veya günümüzde komik görünen öneriler gelmese yeni nesil bu kurumu bilmez bile. Bilmeyen de milyonlar vardır.

Öğlen öğlen canımı sıktın @alper :expressionless:

16 Beğeni

Milli Eğitim Bakanı’nın dahi anlamındaki de’yi ayırmayı bilmediği, eski başbakanın yumuşak g ve sesli harfleri yazmayı beceremediği ülkede dil hassasiyeti de gelişmemiş oluyor tabii.

Eskiden Hasan Ali Yücel’lerimiz vardı, şimdi bunlar. Balık baştan kokar.

9 Beğeni

Son derece haklısınız ama bizler doğru Türkçemizle onlara örnek olmalıyız.

1 Beğeni

Unuttuğumuz bir nokta daha var. Ülkemizin gündemini uzun zamandır belirleyen kim? Şu ara gençlere rol modelliği yapan kim? Lütfen cevap vermeyin…

3 Beğeni

Ben Türkçe öğretmenlerini de yetersiz buluyorum çünkü tek tip anlatımla her çocuğa ulaşmak imkansız. Atamayla o kadar çok yıpranıyorlar ki atamadan sonra bir yılgınlık oluyor. Ben anlatırım, alan alır, almayan kendi bilir bakış açısıyla bir yere varamayız. Bu bir genelleme değil. Mükemmel olanlar da var ama yüzdenin çoğunluğu maaşına bakancılarda toplanıyor.

Belki de Türkçe öğretmeni de demek yanlıştır. İlkokul öğretmenleri demek daha doğru olur. Diğer yandan artık anaokulu, kreş eğitimi de çoğaldı. Orada çalışanların da dil konusunda iyi olması lazım.

Diğer yandan dediğiniz doğru bizlerin ciddi anlamda yılmayıp bu konuda hassas olmamız lazım. Özellikle kitaplar konusunda eleştirel olmalıyız. Hataları ne kadar çok kişi dile getirirse o kadar düzeltme şansımız olur. Biz de boş verirsek yirmi sene sonra Mürkçe bile konuşamaz olur herkes.

Ek olarak @Abraxas ve @azizhayri ben siyaset tartışması veya eleştirisi yapmam çünkü toplum olarak maalesef gruplaşmalar var. Objektif yaklaşım tarzı yok denecek kadar az. Bir anda herkes geriliyor. Bu forumda da çok şahit oluyorum ben buna ve çok üzücü. Yoğun okuyucu kitlesi olmasına rağmen karşıt görüşlere hemen bir yaftalama, aşağılama, savunma ve saldırma eğilimi var. Siyaset, din ve cinsel konularda özellikle kutuplaşmalar mevcut. Baskın bir taraf hep var. Azınlıkta olan çoğu üye fikrini bile söylemekten çekiniyor. Topluluk sırf kendi bakış açısına ters diye gönderiyi bildiriyor. Kavgayla, hakaretle, bastırmakla hiçbir yere varamadık. Senelerdir şu forumdayım kimse kimsenin fikrine pozitif anlamda etki edemedi bu konularda. Eğer bir düşünceyi değiştirmek istiyorsak önce anlamalı ve ona göre yaklaşmalıyız. Ben meclis olarak medyada aktif rol olan kim varsa hepsinin dilini kusurlu buluyorum. Biri diğerinden pek farklı değil. Eğitimli insan duruşunu ne olursa olsun bozmaz. Bilge insan cahile laf anlatmakla vakit harcamaz. Mevlâna’nın bilinmiş bir sözü var. Bu söz demek istediğimi çok güzel açıklıyor.

“Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana ya da yazık olur adabına.”

10 Beğeni

Bu sadece Türkçe öğretmenlerine hatta tüm öğretmenlere yüklenecek bir sorun değil. Ane ve babalar, yazarlar, aydınlar, santaçılar, politikacılar, youtuber vb hepimizin sorunu.

3 Beğeni

Kesinlikle öyle fakat ben eğitimi bir tık önde buluyorum. Çocuk vaktinin çoğunu okulda veya kreşte geçiriyor. Evde zaten höt yapan aileyle hiçbir yere varılmaz. Çocuk okulda yetkin bir yerde olacak ki düşünüp sorgulasın. Benim ailemin okul eğitimi yok denecek gibidir fakat sınıf öğretmenim ve anaokulu öğretmenim o kadar mükemmeldiler ki o temel eğitim beni bugün olduğum noktaya getirdi. Bir de dedem ciddi anlamda tane tane konuşurdu. Her seferinde imrenirdim. Ne kardeşimin öğretmenleri ne de lise veya ortaokul öğretmenlerim iyiydi. Üniversite iyice kötüydü. Eğitimcinin kendisi bile kendi dersine önem vermiyordu.

4 Beğeni

Bu resmi çoğumuz görmüştür

16 Beğeni

Haklısınız yerden göğe kadar, o zaman çocuklara hangi örneğin iyi hangisinin kötü olduğunu öğretelim. Böylece ne yapması gerektiğini bildiği kadar neyi yapmaması gerektiğini öğrensinler.

1 Beğeni

Geçen haftasonu yapılan LGS’de dil bilgisi sorulmadı. İlerleyen yıllarda da sorulmayacakmış. Önceden öğrenciler sınavda çıkıyor diye yine biraz öğreniyorlardı dil bilgisini, artık ona da tenezzül etmezler.

3 Beğeni

Kpss çalışırken ögrenirler öğrenebilirlerse… Her sene Ösym sınava katılan kişi sayısı ve başarı ortalamasını açıklıyor. 2020 verilerinde yanlış bakmadıysam Genel Kültür ve Genel Yetenek doğru bilinen soru ortalaması 19 idi. 60 soruda 19 Türkiye ortalaması ne kadar içler acısı bir halde olduğumuzu ispatlıyor bence.

1 Beğeni

Fuarlar başlıyor gibi. Bu vesileyle yakında Malazan’ı da görürüz diye düşünüyorum.

@Bunn-Y Güzel insan bu işe ne diyorsun? :grimacing:

2 Beğeni

Forum ilginç bir hassaslığı var, sorunun ana sebebini görmek yerine sonuçlarına odaklanmayı tercih eder. Dolar ilk fırladığında bununla paralel kitap fiyatları da uçmaya başladığı dönemde bir arkadaş kitap fiyatlarının durumuna isyan ediyordu. Ekonominin halini, doların durumu anlatılınca “bunlar beni ilgilendirmiyor siyaset konuşmak istemiyorum, kitaplara neden zam geldi onu söyleyin” diye tekrar tekrar yazıp duruyordu.

Eğitimin durumu da öyle, ana nedenler yerine sonuçları konuşmak daha kolay geliyor.

4 Beğeni

Medeni bir şekilde siyaset konuşacak yetkinlikte değiliz demek ki. Agape’nin dediklerini okuyunca vaziyeti daha iyi görüyorsun. Karşıt fikirlere tahammülü geçtim, o görüşleri sansürlemeye yönelik istekler geliyormuş denetmenlere… Bir edebiyat ve açık görüşlülük forumunda… :slight_smile:

O yüzden burada siyaset işin içine karıştı mı o konu zehirleniyor, çıkış yolu olmuyor. Tepemizin attığıyla kalıyoruz. Kabul ediyorum ve pas geçiyorum.

2 Beğeni