Güzel soru. Uzun uzun düşünmek gerek. 
Bu arada Solucan Bank mağdurları çıktı. Geçen sene iş yerinden bir arkadaş az kafamı ütülememişti bunun için. Gerçi o işin çakallığındaydı biraz, erken girersek olay patlamadan kar yaparız diye.
Zaten olay ponziye döndü. Genellikle bu sitelerin arka planındaki kişiler bir sonraki siteleri açan kişiler oluyor. Bir de bu sitelerin global versiyonları var ne yazık ki onlara da para kaptıran çok vatandaş var. Neyse ki bu tarz global sitelerin arka planındaki kişi-gruplara ait bilgileri Kanada’daki arkadaşlarımızdan öğreniyoruz.
Kanada’daki arkadaşlar kim?
Kazanç forumlarından birinde moderatörlük yaptığımdan bu konuda çevrem var. Bu arkadaşlardan biri de Kanada’da farklı bir ekipte developer olarak çalışıyordu, Getmyads gibi sitelerin arka planındaki gruptan ayrılan kişilerin insanları dolandırmak için açtığı yeni siteler ile ilgili bilgi veriyordu.
Ancak şunu öğrendim ki mod olarak insanların önüne somut deliller dahi koysanız para yatırdıkları sisteme sizin kanıtlarınızdan daha fazla güveniyorlar. Sistem patlayınca kıymete biniyorsunuz. Bize düşen yalnızca uyarmak.
O kadar insan aptal mı oynuyor? Bu güvenilirlik açısından yeterli somut kanıttır bize göre.
Forum sessizken kimse karışmadı Teşekkürler bilgilendirmeler için.
1 Beğeni
Neil Gaiman İstanbul sefiridir, biat edin! 
8 Beğeni
Neil Gaiman kapak yapmış. 
En güzel cevap burası olmuş. “democracy concerns all of us”
16 Beğeni
Rast geldiniz mi bilmiyorum ama hani şu kuaför önlerinde hediye kartı müşteri çekmeye çalışan kişiler ya da Kadıköyde ingilizce kursları için olanları da gördüm bu işi dalı neden yapılıyor?? Bir gün çarşıda geziyorsun önüne bir tip çıkıyor, merhaba 18 yaşından büyük müsünüz, epilasyon yaptırmayı düşünür müsünüz ya da ingilizce biliyor musunuz? Bundan daha rahatsız edici bir şey yoktur bence. Kurtulmanın tek yolu da görmezden gelip hızlı yürümek ama insanları görmezden gelmekten nefret ederim o yüzden durup dinliyorum ama günümün içine limon sıkıyorlar. İlgilenmiyorum deyip geçemiyorsunuz bir gelip konuşun nolacak deyip kendini kötü hissettiriyorlar.
Bugün patladım bir tanesine, bu yaptığınız x kuaför için kötü bir reklam oluyor, x kuaföre gideceğim varsa bile gitmek istemiyorum diye. Çok mu faşist düşünüyorum, tüm gün yol üstünde insanlarla nazikçe konuşup aklında yokken kuaföre sokmaya çalışıyorlar kafalarını duvara sürtesim geliyor nasıl böyle bir iş yapmayı kendilerine yedirebiliyorlar bu kadar mı değersiz zamanları ya da rahat iş hiç değilse düşüncesi mi. Bilen varsa söylesin şu yüzden böyle bir iş çıktı haksızsın böyle reklam olur mu ya sosyal medyası var cartı curtu var neden böyle insanlar yolda yürürken rahatsız ediliyor tek ben mi rahatsız oluyorum??
5 Beğeni
Kuaför örneğine erkek olduğum hiç denk gelmedim ama dil kursu reklamına Kadıköy’de bende denk gelmiştim, Gebze’de oturduğum için ilgilenmiyorum dedim ama yine de bana mısın demedi çareyi kaçmakta buldum. 
Getirdiği müşteri başına komisyon alıyordur büyük ihtimalle, bu işe modern hanutçuluk da diyebiliriz.
Komisyon aldıklarını biliyorum, bana hem ingilizce hem kuaför geliyor. Bir gün kuaförün önünden geçerken öğrenciyim komisyon alıyorum demişti benim de o gün merhametim tuttu ilgileniyormuş gibi çıkmıştım yukarıya. Her gördüklerinde çekmeye çalışıyorlar, bu ne ya?? Kafam bozuluyor. Nasıl ana avrat sövmedim bilmiyorum. Caddede yürürken bir anda önüme çıkıyorlar ya bakar mısınız diye kan beynime sıçrıyor. Bunu yapan kuaförleri kafama not edip gitmiyorum.
1 Beğeni
Siz iyiki kredi kartı vermeye çalışanlara denk gelmemişsiniz. Bir ara bizim üniversite önüne kamp kurmuşlardı. Bir tanesi de marketteyken kredi kartı vermeye çalışmıştı.
2 Beğeni
Bizim üniversite önünde geçen yıl bir tane vardı ama ilgilenmiyorum deyince ısrar etmemişti. Gerçi iki dakika köşedeki x bankaya gidip bakın diyemeyeceği için ısrar etmemiş de olabilir şüphelendim şimdi
1 Beğeni
Önemli bir konuya değinmişsiniz. Yürürken en az iki üç kişi bu şekilde durdurup epilasyon yapmayı düşünüp düşünmediğimizi soruyor. Tabi ki rahatsızlık verici bir durum…
Bir de “hayır istemiyorum” dediğin zaman “ben de öğrenciyim, içeriye 5 dakika sorup çıkacaksın ben de paramı alıp akşam yemeğimi yiyeceğim” falan diye direten tipler var. İnsanları kırmak istemiyorum nazikçe reddediyorum lakin ajitasyon falan yaptıkları zaman da kendimi kötü hissediyorum anlık. Rahatsız edici.
Haber güzel,kurum ve kuruluşların bu tarz durumları etkinliklere dönüştürmesi güzel.
Diğer yandan elinde olan kitap da biraz manidar mı olmuş denk mi gelmiş… Neyse Müslüm babanın da dediği gibi “İnsan Ol” 
‘Çiçek değil kitap gönderin’ diyen İzmir Belediye Başkanı Soyer’in çağrısı kampanyaya dönüştü, 10 bin kitap toplandı
15 Beğeni