Merhaba arkadaşlar. Bitti dediğime bakmayın, üzerinde hala çalışmam gereken noktalar var. Prototip hazır diyeyim. Felsefeye ilgi duyan, bu alanda donanımlı arkadaşların okumasını özellikle rica ediyorum. İncelemelerinizi uçsuz bucaksız bir SABIRSIZLIKLA bekliyorum 
http://m.yollayap.com/bbtc/1524518365896.pdf
Not: A4 olarak 96 sayfa, bu haliyle kitaba uyarlansa 200’ü geçmez bence 
İyi okumalar…
Tebrikler.
Okumaya başladım ve şu ana kadar oldukça iyi gidiyor. Bir seferde okuyamayacağım için sık kullanılanlara ekledim. Zaman buldukça okumaya çalışacağım.
Başarılar.
Teşekkür ederim, kolay gelsin 
Taslağınızı okudum biraz. İlk 25 sayfayı. Şunu söylemeliyim ki çok okumanız gerek. Hem de çok. Öyle çok okumalısınız ki yazmaya yeltenmemelisiniz. Bu okumalar çeşitli de olmalı.
Çünkü taslağınızdaki kişi ve yer isimlerinden tutun da kişilerin kullandığı ifadelere kadar bir çok şey yapay, taklit, özenti.
Hikayeyi sık sık okuduğunuz çeviri eserlerin yapısında kurmuşsunuz çünkü orası sizin için güvenli. Çok sık okuduğunuz o çeviri eserler sizde bir yazma alışkanlığı oluşturmuş. Sıkışınca aklınıza o eserlerden bir sahne geliyor ve işiniz kolaylaşıyor. Bu hikayeyi Türk karakterlerle Türkiye’de yazamazsınız çünkü bir anda bu ezbere yapı boşa çıkar. Bu eğilimi yazmaya başlayan bir çok gençte görüyorum. Hemen geniş anlatılara meylediyorlar. Sorsan ilk 6 cildi tasarlamış, yan hikayeleri bile oluşturmuş. Kendi ülkesinde geçen, gerçekçi 3 sayfa yazamazken çok kültürlü, çok mekanlı hikayeler yazmaya kalkışıyor.
Tavsiyem bu taslağı rafa kaldırmanız, 1-2 yıl boyunca bol ve çeşitli okuma yapmanızdır. 1-2 yıl sonra bu yazdıklarınızı okurken güleceksiniz, eminim. Eğer gülmüyorsanız çok daha kötü çünkü kendinizi bir adım ileriye taşımamışsınız demektir.
İnsanın yazdıklarına çok güvenmesi, hele ki sizin kadar gençse, çok doğal. Söylediklerimi saygısızlık olarak algılamayın. Yazar olmak istiyorsanız bu tür değerlendirmelere karşı sabırla yaklaşıp değerlendirmeniz gerekir. Pohpohlamalar sizi geliştirmez.
Lütfen okuyun. Şunu diyene kadar çok kitap okuyun: Yahu adamlar ne kitaplar yazıyor, böyle yaratıcı ve yetenekli insanların olduğu bir dünyada benim yazdıklarımın hiçbir önemi yok.
Ama siz şu ayardasınız: Ohooo bunu ben de yaparım.
Yazmak için günde 2 saatinizi ayırıyorsanız okumak için 4 saatinizi ayırın. Ya da bu yazdığınızı wattpad’e koyun, üç beş görüntülenmeyle, bir iki ergen hayran yorumuyla muhteşem bir yazar olduğunuza ikna olarak mutlu mesut yaşayın.
Öncelikle, hikayemin sağlam bir kurgusu var. Kurgu 25 sayfa ile sınırlı değil. Sanıyorum ki büyük bir önyargıyla okumuşsunuz, çünkü yanıldınız. Ben dedektif türü roman okumam. Birkaç sherlock dışında okumadım. Genç olmam, sizi çok daha az beklentiye sokmuş olmalı. Hangi karakterin nerede söylediği hangi söz size yapmacık geldi? Ayrıca bu tamamen orijinal bir hikaye, sonuna kadar okursanız anlarsınız. Kesinlikle; Hugo Beltz’in ukala tavrı sizi böyle söylemeye yöneltti.
Okumaya başladım, Periyodik Neşriyat’ın dediklerine katılıyorum. Aynı şey hepimiz için geçerli, Stephen King’den tutun da Patrick Rothfuss, Tolkien’e kadar kimse okumadan yazamaz. Periyodik Neşriyat’ın bahsettiği yapmacıklık cümle kalıplarından, küçük olay parçacıklarının oluşturduğu yapıdan doğan bir yapmacıklık sanırım. Açıkçası bana da eğreti gelen bazı yerler var. Bunu sakın yazarlığınıza hakaret olarak algılamayın.
Keşke benim de öykülerimi böyle sert eleştirseydi insanlar, keşke daha çok okumalısın deseydi zamanında. Eh, buraya geldikten sonra sağ olsunlar söylediler, ama birkaç sene kaybettim böyle. Bitirirsem, ya da ilerledikçe yorumumu daha da detaylandıracağım.
Elinize sağlık.
Kurgu sağlam, ancak belki “bazı yerlerde” mantık hatası vardır. Biçim olarak, ufak tefek hatalardan dolayı “okumanız gerekli” demeniz komik. Bu zaten son hali değil, daha çok felsefi ve psikolojik yönüne odaklanmanızı beklerdim. Bu bir sherlock holmes hikayesi değil.
Neresi size eğreti geliyor?
Merhaba,
@periyodiknesriyat’ın eleştirisini çok ağır ve yersiz buldum.
Genç bir insanın hevesini kırmak adına sanki bilinçli bir şekilde yapılmış ve buram buram kıskançlık kokan bir eleştiri okudum.
Bu kadar acımasızca eleştiri yapan bir kişinin, sayfasında kendi hakkında tanıtım yazısı bulunmuyor olması da çok düşündürücüdür.
Genç arkadaşımızın hevesini baltalamak adına yapılan yorumları kınıyorum.
@Liebert kardeşim belli ki senden korktular, yaşı bu kadar genç ve güçlü bir kalem karşısında düştükleri dehşet, yorumlarına yansımış. Bu durum doğru yolda olduğunun işaretidir, şevkin hiç kırılmasın, başarılar!
Teşekkürler! Katılıyorum
Aksine @periyodiknesriyat’in eleştirisi çok doğru ve yerinde bir yorum. Bende hikayeye göz attım ancak Periyodik Nesriyat kadar 25 sayfa okumadım, okuyamadım. Yine o iyi gidebilmiş oraya kadar. Onunda dediği gibi cidden çok okuması gerekiyor. Okumaması, onun yazımına etki etmiş. Yazının bir düzeni yok. Her şey birbirine girmiş şekilde ortaya çıkıyor. Şimdi @Liebert dostum böyle yorumlara alışmalısın. Birisi sana bir eleştiri yaptığı zaman elbette kendini savun ancak haklı sebeplerle savun. Onlara savunacak bir şeylerin olduğunu göstererek savun. Bu yorumların seni yazmaktan soğutmasını istemem. Ancak kalemini güçlendirmek istiyorsan, bir çok kitap oku ve bir çok kısa hikayeler yaz. Uzun hikayeye hele ki birde “Felsefesi” olan bir hikayeye şuan girişme. Yaşını bilmiyorum ancak her seferinde “Genç” olduğunu belirtiyorsun. Genç yaşta başlaman iyi ancak bu demektir ki acemisin. Her yeni başlayan, genç yazarlar gibi sende acemisin ve bunu geliştirmelisin. Umarım yorumlarım yararlı olmuştur. Senin yaşadığın durumu en iyi ben anlıyorum zira bende senin durumundaydım. O yüzden başarılar kardeşim. Umarım ileride hikayeni okuma şansım olur.
Ayrıca
yazan kişinin @umit 5 gündür ziyaret ettiği ve yazdığı kişinin ise Kayıp Rıhtım Yazarı olması da çok düşündürücü.
Kayıp Rıhtım Yazarı olmak bir ayrıcalık değildir.
Gruplaşmış bir şekilde yeni yazarların önünü kesmeye çalışmak ise etik olmadığı gibi, hiç de yazarlığı sindirememiş birisi olduğunu göstermektedir.
Kendisi madem Kayıp Rıhtım Yazarı, o zaman daha profesyonelce hareket etmesi gerekir.
“Ohooo” yazan bir Kayıp Rıhtım Yazarı da insanı daha fazla düşünmeye itiyor.
Kurgusu karışık zaten. Eleştirilerinizden bir şey anlamıyorum, çok bulanık. Bence eleştiriler, hikayemden daha karışık.
Yanılıyorsunuz. Gruplaşmış bir şekilde yeni yazarların önlerini kesmek gibi bir niyetimiz yok lakin onlara yol göstermeye çalışıyoruz. Yine söylüyorum, periyodiknesriyat’ın eleştirisi çok yerinde bir eleştiriydi. Emin ol bende ilk yazmaya başladığımda bu ve bundan daha ağır eleştirilere maruz kaldım. Ancak eleştiriler sizi eritmez ve ya size zarar vermez aksine bu eleştirileri dikkatli ve mantıklı kullanırsanız, üzerinizde ki etkiyi, değişimi fark edersiniz.
Yerinde eleştiri nasıl yapılır, araştırın ve öğrenin o zaman çünkü eleştiri böyle bir üslupla yapılıyorsa art niyetli sayılır.
Eleştiri yapmanın bir adabı vardır, karşı tarafı yazmaktan soğutacak kadar alaycı ve küçük gören ifadeler ile eleştiri yapan @periyodiknesriyat’ın da yaşı tahminimce çok genç olmalı, bu tavrın başka açıklaması olamaz.
Öncelikle size samimi bir şekilde katılıyorum. O kadar haklı bir eleştiri ki…
Sonrasında, kitaba geçersek, daha başlangıcında bir yabancı isimle karşılaşmak rahatsız etti beni. Sürekli çeviri okuyan kişi bir şeyler yazmaya cürret ettiğinde (gerçekten de yazmak bir cürret işidir) karakterler hemen John, Jack, Sam vs vs. şeklinde tezahür ediyor. Tasvirler, mekanlar ve diyaloglar da çevirilerde gördüğümüz kalıplaşmış cümlelerden ibaret kalıyor. Sanırım Türkçe isme ait bir karakterin Türkiye coğrafyasında macera dolu olaylar yaşamaları genç okuyuculara saçma ve komik geliyor. Aşağılık kompleksinin bir çeşiti olsa gerek diye düşünüyorum.
Kesinlikle. Egonun başlangıçta yumruklanmaya ihtiyacı var.
Eleştirilerin bir anlama kavuşması için bunu değerlendirecek bir bilincin oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bu bilinç olmadığı sürece yapılan yorumlar boşa kaçacaktır.
Bence bu tavsiyeye ciddiyetle önem verin.
hocam şunuda eleştirirmisiniz
ben sadece denemek için yazdım birde ilkokulda bir hikaye yazmıştım
yinede eksikleri burdaki gibi söylerseniz iyi olur sevinirim
https://forum.kayiprihtim.com/t/yazdigim-hikayeyi-elestirirmisiniz/2517/3
Benim ne düşündüğümü nereden biliyorsunuz? Afedersiniz ama, bu tip önyargılara sadece acımayla bakıyorum. Çünkü bu işin ehli bazı kimselere de (yine yüzlerce kitap hatmetmiş kişilere) okuttum, önce övdüler, bazı eksiklikleri söylediler, üzerinde uzun uzun tartıştık (özellikle kurgu ve romanın ana düşüncesi hakkında). Herhalde “30 yaşındayım” deseydim veya ne bileyim, “üç tane basılmış romanım var” tarzı yalanlar yumurtlasaydım sonuna kadar okur, ondan sonra konuşurdunuz.