İsmi mi değişti yayınevinin? Yoksa yan yayınevi mi?
@fortknoxt Doğan Egmont değil miydi attığın?
https://forum.kayiprihtim.com/t/yeni-cikan-kitaplar-en-yeni-kitap-haberleri/34559/1120?u=ali1234512
Doğan Kitap. Tess Gerritsen’in yayın hakları onda. Uzun süredir baskı yapıyor. Daha önce Mart Yayınlarındaydı telifi kaybettiler.
Ayyyyy Yıldız Tozuuuuu çok mutlu oldum
Bu bandroller devamlı alınıyor da bir de canlıları görsek artık.
Operadaki Hayalet karanlık kitaplığa mı dahil edilecek acaba? Bu zamana kadar eklenir düşüncesi ile diğer yayınevlerinden alıp hiç okumadım. Hele bir kapak görünsün diyelim o zaman.
Darısı Kıyamet Gösterisi’nin başına. Geçen yıl çıkartıyorlardı en son. Bakalım Kadim Kanunlar 3 ve Kıyamet Gösterisi’ni ne zaman göreceğiz
Ötüken çevirisi biraz ağır görünüyor. @alper bey’in de dediği gibi anlaşılmaz değil ancak ne gerek varmış bu kadar eski sözcük kullanmaya. İsimler olmasa, olaylar Osmanlı’da geçiyor zannedebiliriz.
@alper bey, Ötüken’in Marco Polo baskısı da böyle ağdalı mıydı? Yoksa dil daha mı sade?
Susan Sontag’lar Daha önce Bilinç Tene Kuşatınca Agora’dan yayınlanmıştı aynı çeviri ile. Kozmik Komedya ise dilimizde ilk kez zannederim ki.
Sontag da telifi bölüşülenler yazarlardan oldu: Can ve Alfa.
(Ve Begüm Kovulmaz )
Ötüken için bu dil meselesi dünya görüşüyle ilgili ve bilinçli bir tercih diye düşünüyorum. Genelde hitap ettiği kitle bu durumdan rahatsız değil diye düşünüyorum
%90 Karanlık Kitaplık serisinde olacaktır. Ben Kara Çınar’dan bekliyordum Operadaki Hayalet’i. Bir soralım onlar da çıkaracak mı acaba?
Sefillerin yazıldığı tarih düşünüldüğünde Türkçe çevirisinde de ‘daha eski izlenimi’ yaratan bir dil kullanmak bana mantıklı geliyor. Tabi ki daha modern bir çeviri tercih edilebilir. Zevk meselesi.
Bende senin gibi Karaçınar dizisine eklenmesini bekliyorum. O yüzden diğer yayınevlerinden almadım.
Bildiğiniz üzere Sefiller’den çok daha eski tarihlerde yazılmış eserler var. O zaman bu eserlerde daha eski Türkçe mi kullanılmalı diye bir sorun çıkar ortaya. Bence önemli olan okurun rahatça anlayabileceği bir çeviri ortaya koymaktır. Sık sık sözlük kullanarak anlaşılabilecek çevirileri ben sevmiyorum. Tabi ki bir eserde geçen tüm sözcükleri-teknik terimleri bilemeyebiliriz. Bunun için sözlük kullanmak normal. Ancak bir paragrafta neredeyse her cümlede sözlüğe bakma gereksinimi doğuyorsa bana göre sıkıntı vardır. Örneğin hemşire sözcüğünün kız kardeş olduğunu çoğumuz bilsek bile çeviride bunun neden kullanıldığını anlayamıyorum. Kız kardeş denilse, eserin yazıldığı tarih açısından bir sorun oluyor mu? Bence olmuyor. Yani biz bu eseri yeni bir eser zannederek mi okumuş oluyoruz? Tabi ki hayır. Yani çevirmenin eski bir dil kullanarak daha eski bir izlenim vermesine gerek yok bence. Biz zaten o eserin eski olduğunu biliyoruz. Bir de zadegan mı ne kullanılmış örneğin. Sözlüğe bakmak gerekecek.
Tabi bunlar benim düşüncelerim. Dediğiniz gibi zevk meselesi. Bazı insanlar da eski sözcüklerin kullanılmasını seviyor.
“Dünyanın Hikaye Edilişi” kitabını okumadım ama biraz karıştırmıştım. Sefiller baskısı kadar çok eski kelime yoktu.
Ötüken Sefiller baskının çevirisi biraz eski (Cumhuriyet öncesi) Osmanlı Türkçesi ve eski harfler ile yapılmış çeviri yeniden Latin harfler ve günümüz Türkçesi olarak uyarlanıp yayına hazırlanmış. Yayınevinin dil konusunda yaklaşımı var elbette ama biraz o ağdalı dilin nedeni bu.