“O kolaylık. Biz, çocuklar… İnsanların köleliği kabullenmeleri için bu kadar kolay eğitilebildiklerini hiç fark etmemiştim.”
Yakın - Octavia Butler
Alışverişe çıkan ihtiyarcıklar vardır. Yavaş yavaş yürürler. Bir işe yaradıkları, kendilerine ağır gelen fileleri taşıdıkları için sevinçlidirler; ama belli etmezler. Gün gelir, içlerinden biri görünmez olur, “Hastalandı mı ki,” diye tasalanırım. Sonra gene ortaya çıkar. Hastalığından arta kalanları adımlarında, yüzünde, kollarında taşır. Çünkü o yaşlarda hastalıklar, çekilen acılar, iyi ya da kötü huylar yerleşir kalır gövdemize. Kimileyin de aylar geçer, yaşlı adam hiç, ama hiç görünmez. O zaman anlarım.
Bir Solgun Adam - Selçuk Baran
Duiker gözlerini üstünde oturduğu kayayı çevreleyen taşlık toprağa dikerek uzun bir dakika boyunca sessiz kaldı. Sonra genzini temizledi. “Her birimizin kendi eşiği vardır, dostum. Asker olalım veya olmayalım, o eşiği alıp da… başka bir yere adım atmadan önce ancak bir yere kadar dayanabiliriz. Öyle yaptığımızda da etrafımızdaki dünya farklılaşmış gibi gelir ama sadece bize göre. Bakış açımız değişse de bu değişikliğin akılla bir ilgisi yoktur - görürsün ama hissetmezsin; veya ağlarsın ama kendi elemine sanki başka bir yerde, dışarıdaki bir noktadan bakarsın. Orası cevap bulunacak bir yer değildir, Lull zira orada bütün sorular yanıp kül olur. Daha fazla veya daha az insan olmak - karar sana kalmış." ( Duiker - S.703)
Ölühane Kapıları - Steven Erikson
Sevdiğin zaman kendin için yaşamayı bırakırsın; bir başkası için yaşasın.
Aksın Gözyaşlarım Dedi Polis - Philip K. Dick - sayfa 154
" Hayatım hiç hak etmediğim olağanüstü bir bahtsızlığın damgasını taşıyor ve birkaç kez yaptığım gibi Tanrı’ya sövmemek için bahtsızlığımı insanlara mal ederek onlara öfkelenmek istiyorum."
Monte Cristo Kontu, Alexandre Dumas
Sadece evdekiler değil, bütün kasaba Meryem’in kendisini ortadan kaldırmasını bekliyordu. Onun intihar haberini alır almaz herkes yine gündelik işine gücüne dönecekti; çocuklar neşeyle koşturup çember çevirecek, patlak çamur oyunu oynayacak, büyükler alışverişlerine, ibadetlerine, kısacası normal hayatlarına döneceklerdi. Hepsi, Meryem’in ortadan kalkmasına bağlıydı. Açık bir gerçekti bu. Daha önceki kirlenmiş kızlar gibi, Meryem’in de artık yaşamaya hakkı yoktu.
Mutluluk - Zülfü Livaneli
“Dinleyicilerin rolü hiçbir zaman yeterince takdir edilmemiştir. Halbuki çoğu kişinin dinlemediği, iyi bilinen bir gerçektir. İnsanlar genellikle, bir başkasının konuştuğu süreyi kendilerinin daha sonra ne diyeceklerini düşünerek geçirirler.”
Terry Pratchett - Piramitler (#diskdünya7)
" O bir fikre sadık ve bozulması en zor sadakat odur. "
Ay Bahçeleri - Steven Erikson
Aaaa ben.
Kedinin canı balık istiyor ama ayağını suya sokmaktan korkuyor.
Karagöz’ün Son Günleri - Osman Cemal Kaygılı
Benim vatanım çocukluğumdu ve ben büyüdükçe uzaklaştım ondan, uzaklaştıkça da o büyüdü içimde.
Masumlar - Burhan Sönmez
“İnsan, evet, simyacıdır; kıymıkları, çizikleri, ufacık şeyleri soy bir kedere dönüştürmeyi başarmıştır. Evrenin muazzam boşluğu madde, anti-madde ve kederle doludur.”
Barış Bıçakçı - Sinek Isırıklarının Müellifi
Benzer işler (20 karakter)
“Üstelik insan gerçekten farkındalığa sahipse başarı acı verir, vasat zekalar ise her zaman bir şeyler umar.”
Muriel Barbery - Kirpinin Zarafeti
Pancarla başlayan hikâye şeytanla biter.
Tom Robbins Parfümün Dansı
Çürük üzümler ülkesinde kuru üzüme kraliçe derler.
Kovboy Kızlar Da Hüzünlenir Tom Robbins
“O halde, bir fincan çay içelim. Sessizlik olur, dışarıda esen rüzgar işitilir, sonbahar yaprakları hışırdar ve uçuşur, kedi sıcak bir ışık içinde uyur. Ve her yudumda zaman iyice yücelir.”
Muriel Barbery - Kirpinin Zarafeti
Not: Metin çay güzellemesi değil. Bağlamı da buraya aktarabilmek isterdim. Yavan bir çay edebiyatı gibi görünmesini istemem.
Eric - Diskdünya - Sf 28
Yine güldürdün yine kopardın Pratchett Reis .
Koşarken mi çektin naptın xd