Devler - Adrian Tchaikovsky Okuma Etkinliği

Uzak duruyorum o kitaptan zaten :joy:

1 Beğeni

Çeviri hatası:

4 Beğeni

Başka hatalar da mevcut maalesef. Bir sonrakine daha iyisini yapar umarım.

4 Beğeni

O zaman insan yenmiyor? Doğru mu anladım :sweat_smile:

2 Beğeni

O başka bu başka. Yeniyor küçük insanlar ama sürekli değil, ara ara.

4 Beğeni

Eline sağlık hocam, okurken dikkat edeceğim bir yer oldu :+1: .

2 Beğeni

Senin okumaya başlaman 2026, bitirmen 2028 gibi olur herhalde :joy:

2 Beğeni

O gece bitiremesem de gündüzüne bitirdim kitabı ve tekrar yorum yapmadan önce tüm mesajları önce bir okuyayım demiştim ancak mesajları da okudum :sweat_smile:

Benim beklediğimden daha fazla katmanı olan bir kitaptı aslında. Birçok konuya değiniyor yazar ve yalnızca kitaptaki dünyaya, evrene ait değil de düşünüldüğünde dünyamıza da ait birçok meseleye rastlamak mümkün.

İsadora tahmin ettiğim gibi gerçekten kilit bir isimmiş ama Minith çok daha kilitti ve sanırım Torquell’ i öldüren de Minith’ ti. Hatta “diğer hizmetkarla her şeyi topluyoruz…” dediğine göre İsadora’ yı da öldürdü diye tahmin ediyorum. Minith bence kitabın sonunda “ÖLÜMÜMÜ SEYREDİYORUM TORQUELL…” derken aslında Torquell’ le birlikte ölen hayallerini seyrediyordu.

İsadora Torquell ile masada oturup konuşurken “Seninki Eşik’ ten bu yana yapılan ilk isyan değil ama en başarılısı.” demişti. Bence o isyanların da Minith ile bir alakası olabilir çünkü Devlere asıl isyan eden Minith gibi ve eğer Torquell’ i bu iş için seçtiyse başka birisini de yine Torquell gibi seçecektir çünkü geçmişte bu kadar uğraştıysa -eğer- devamında neden uğraşmasın. Belki de bunu yaparken yine İsadora’ yı da kullanacaktır ve bu yüzden onu öldürmemiştir.

Neyse. Komplo teorilerim bu kadardı, yazar ucu açık bırakmış ben de vazifemi yerine getirdim :grin:

Kitabı çok beğendim etkinlik için güzel bir seçim olmuş hazırlayan ve çekilişi düzenleyip katkıda bulunan arkadaşlara tekrardan teşekkür ediyorum :pray:

4 Beğeni

2025 te bambaşka bir Vordue olacak :joy: .

3 Beğeni

Çeviri hatası:

İlk baskı, sayfa 57:

Barones Isadora Lavaine dirseklerinin üzerinde öne doğru eğilerek sana bakıyor. Hizmetkârlardan istediğin kadar uzun boylu ol, ayağa kalksa başı ve omuzları hâlâ senden daha uzun ve yüz kilodan daha ağır. Pırıl pırıl parlayan siyah saçları başının üstünde toplanmış, upuzun tokalarla tutturulmuş ve senden 10 santim daha uzun.

Özgün metin:

The Baroness Isadora Lavaine leans forwards on her elbows to look down on you. Tower over the menials as much as you like, she’d still be head and shoulders taller if she stood, and over a hundred pounds heavier. Her vast wealth of gleaming dark hair is coiled up atop her head, secured with long pins and adding another six inches to her height.

Açıklama:

Koyu olarak belirttiğim kısımların çevirisi yanlış. Başı ve omuzları uzun olur mu bir varlığın? Doğrusu: senden bir baş ve omuz kadar daha uzun.

Pound ağırlık birimi kilogram ile eşdeğer değil. Ve karşılaştırma ifadesi yanlış çevrilmiş.
Doğrusu: senden yaklaşık 46 kilo daha ağır.

Hele altı çizili kısım fecaat. 6 inch 15,24 cm ediyor ve zaten aralarındaki fark bu değil. Kadının topuzu sebebiyle aralarındaki farka yaklaşık 15 cm daha ekleniyor.
Doğrusu: ve bu, kadının boyunu yaklaşık 15 cm daha yükseltmiş.

Bu hatalar karakterlerin ölçülerini zihnimizde doğru canlandırmamızı ve hikayeden tam anlamıyla zevk almamızı engelliyor. Devlerden bahseden bir hikayede ölçüleri yanlış çeviremezsin. Hadi çevirmen iş yükü çok diye göremedi, editörün görüp uyarması gerekirdi.

9 Beğeni

Feet olarak verilen boy ölçülerini de maalesef cm olarak çevirmiş çevirmen arkadaş, 3 metre gibi ilginç betimlemelere yol açmıştı. Gözüme çarpan bir kaç şey daha vardı, onları da not alıp aktarmaya çalışacağım sizin tespitlerinizle birlikte.

6 Beğeni

Dün bu bölümü okurken bende takılmıştım, bir de avcı dev Theo geldiğinde köpeklerin ölçüsü rahatsız etti. Orada da bir sıkıntı var gibi, köpekler Torquell’in omuzlarına geliyor diyordu. Ama Theo’nun da beline geliyor diyor. E öncesinde Torquell’in boyu da 1.80 e yakın falan demişti :smile: Bir türlü oturmuyor boyutlar kafamda :smile: .

Neyse, dün 90 sayfa okudum. Öğle saatlerinde başlayabilseydim tek günde bitebilirmiş gerçekten. Bugün kalanını da okur, ondan sonra bir yorum yaparım. Ancak şimdilik 2. tekil şahıs anlatım tercih edilen bir kitapta çok daha iyi bir çeviri ve editörlük işi olması gerektiğini rahatlıkla belirtebilirim. Beni rahatsız eden yeri çok oldu.

5 Beğeni

Eksik Parça’dan bu kitap dışında Tade Thompson’ın Rosewater üçlemesini de okudum. Ne yazıkki kitapların son okuma görmesini bırakın editörlük bile gördüğünde süpheliyim. Bu kitapta da gözüme batan yerler oldu. Anlamını oturtamadığım yerler. Eksik Parça bilimkurgu-fantastik alanında iyi bir ivme yakaladı ama kitapların çeviri, editörlük ve son okuma işlerine önem vermeleri gerek. Yoksa bir anlamı olmayacak.

7 Beğeni

Bende bitirdim sonunda :slight_smile: En sona kalmak iyi olmadı, iki etkinliğin de yorumları okuyayım öyle yazayım dedim ama çok vakit harcadım :sweat_smile: Yarın gündüz vakti bir şeyler karalarım.
:sweat_smile:
Ama PC yi kapamadan boy tartışmasına bende dalayım, çünkü o konuda çevirmene de yazara da çok kızgınım :joy: İlk olarak @Pyrewrath in boy teorisi en baştan doğru, bu adamın hakkı çok geç verilmiş :smile: Bende okurken sürekli bu yöne gittim ama hep ilk sayfalardaki Torquel 1.80, babası 1.70, Sör Peter 3 metre çevirisi işi mahvetti. Kafada hep o ölçü kalıyor. Ama okumaya devam ettikçe devlerin bol bol “Maymun” hitabetini kullandığını görüyoruz. Çünkü bu adamlar genetikleri değiştikten sonra maymun boyutuna düştüler!! Ben sonrasında hep kafada bu boyutlara gittim okurken ama yine de bir yandan ilk sayfalardaki 3 metre işi sürekli kafa kurcaladı maalesef.

Biraz önce İngilizce etkinliğin mesajlarını okurken @Abraxas 'ın ana metinden alıntılarla yaptığı analiz ( yanlış analiz :smiley: ) ile tüm durum bende netleşti;

If you are over six feet tall and your father five and a half, then Sir Peter is ten, easily. Burada If ile başlaması aslında bunların doğru düzgün ölçü birimi farkındalığı kalmadığını da göstermiş, tr okurken fark edemediğim detay burasıymış. Eğer kendi hayatlarında düzenli bir ölçüm sistemi oturtmuş olsalar boyları tam vurgulardı bence.

@Pyrewrath in buradaki ölçü olarak kendi ayak ölçülerini kullanıyorlar teorisi tam isabet yani;

Burdaki ana sıkıntı çevirmen arkadaşın bizim kadar kafa yormuş olmaması, bir kere feet i çevirip 3 metre yi yazdın mı orada işi bitirdin işte. Kafa bırakmadın :smile: . Çevirisine devam ederken boy işinde yazarın yapmak istediğini fark etse belki geriye dönüp 5 ayak/10 ayak vs diye çevirebilirdi…

İnsan yeme kısmı da son mesajlarda geçmiş @MelihAntepli @Epichan @Srbs, ona da şöyle bir ek yapayım. Sadece Torquell’in baba değil bir de Isadora ile beraber Şirket Kasabası gezisinde gördüğü Borçlu Turtası olayı var :smile: Babasının yenip yenmediği o kısımdaki anlatımda tam anlaşılmasa bile burada işsiz güçsüz tayfanın borçlarını kendi etleri ile kapayıp turta olduklarını anlatan bir Minith açıklaması vardı

Son olarak neden hem Ekonomik hem Hesaplı çevirisi var, biri orjinal metinden bakabilir mi? Dialogda farklı terimler mi geçiyor ve onları ayrı ayrı mı çeviriyor çevirmen? Özellikle son sayfalarda Isadora ve Torquell dialogunda 2 sinin birden aynı anda kullanılması inanılmaz canımı sıktı. İkisi de aynı sınıfı tanımlıyor ama bir cümle arayla farklı kelime bastırılınca sanki farklı bir şeyi anlatacak gibi oluyor.

9 Beğeni
3 Beğeni

Kitabı ben de burdan görüp ilgimi çekince aldım ancak daha başlamadım.

Yukarıda bahsedilmiş ama spoiler yemekten korkarak bakmadım, okurken dikkat etmem noktalardan bahsedebilir misiniz özellikle uzunluk ölçüleri kısmında :smiley:

3 Beğeni

Uzunluk ölçüleri için orjinaline bakarsanız daha iyi olur. Anlatıcı şahıs başlarda garip gelebilir ama mutlaka devam edin okumaya.

4 Beğeni

Keşke öyle olsa. Tamamıyla çeviri hatası.
Özgün metin:

I watch you die, Torquell.

Kitap bitti. Ve başıma bir şey gelmeyecekse kitabı beğenmedim.

Öncelikle 2. tekil şahıs anlatıcı beni hiç yormadı. Ben bayılırım deneysel anlatım biçimlerine. Ama kitabın sonunda buna bir kılıf uydurmaya gerek yoktu. Diğer anlatım biçimleri için kılıf bulmaya gerek olmuyorsa buna da gerek yoktu.

Eğer kitabın sonunda ortaya çıkan mesele yüzünden 2. tekil şahıs kullanılacaksa bu en baştan yapılmalıydı. Arada sırada anlatıcı “ben” diyerek varlığını hatırlatmalıydı. Bir de anlatıcı bazen öyle inanılmaz detaylar veriyor ki bunu ancak “Tanrısal anlatıcı” bilebilir diyorsunuz. Bazı anlarda ortada Torquell bile yok. Orada olanları anlatıcıya kim aktardı öyleyse? Yani anlatıcı seçimi şahane ama kılıf berbat.

Kitapta karakter namına hiçbir şey yok. Kimseyle yakınlık kuramıyoruz. Hepsi kelimelerden ibaret. Kanlı canlı karşımıza dikilemiyorlar. Hepsinin görevi belli, yazar kafasındaki eylemler için kağıttan kişiler yazmış. Torquell sadece eylemlerden ibaret. Hisleri yok. Roman bir distopya için çok kısa. Bu yüzden kimseyle özdeşlik kuramadan kitap bitiyor.

Devrimi başlatan kişinin insanların en irisi olması. Zeka ve olgunluktan yoksun olması da rahatsız etti beni. Zamanla bilgi edindi ama bunu da sağlayan kendisi değilmiş. Kitap bitince ellerim boş kaldı. Devrimin gerçekleşmesi için her şeyi planlayan başkası ise biz Torquell’i niye okuduk? Sırf şok edici son yazmak için Torquell heba edildi.

Bir de kitap okuyarak içinde bulunduğu düzeni alaşağı etmek çok eski kafa bir çözüm değil mi? Biz bunu ilk distopya örneklerinde görmüştük. Birazcık daha yaratıcı bir aydınlanma biçimi görebilirdik.

Sör Peter’ın oğlu değil de Sör Peter öldürülseydi. İki oğul karşılıklı mücadele içinde olsaydı. Cahillikleri ve hırsları yüzünden kendi haklarını tehlikeye atsalardı. Torquell zihinsel olarak yorgun düşseydi. Sör Peter’ın oğlu nükleer silahlar kullanmaya yeltenseydi. Ve kitap iki oğulun kanlar içinde öldüğü ama herkesin bundan bir ders çıkardığı bir sonla bitseydi ben daha çok zevk alırdım.

9 Beğeni

Ama yine de iyi ilerledim :slightly_smiling_face:

Şaka bir yana çevirmenliğin, editörlüğün vs. Ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım. Uyardığınız için çok teşekkür ediyorum :pray:

3 Beğeni

Kitabı okuyan herkesten bir şey rica ediyorum. Kitabı elinize alın ve sonunda edindiğiniz bilgi ile, yani anlatıcının gerçek birisi olduğu bilgisi ile, yeniden okumaya başlayın. 2 sayfa sonra bunları o anlatıcının söyleyemeyeceğini göreceksiniz ve kitabın o “şaşırtıcı” sonu ehemmiyetini yitirecek. Yazarın çırpınışlarını ve çaresizliğini hissedeceksiniz.

Beceremeyeceksen ne diye bu tuhaf anlatıcı işlerine girersin be Adrian? Yaz gitsin tanrısal bakış açısıyla.

1 Beğeni