Forum Üyelerinin Aylık Okuduğu Kitaplar

İlk 2 kitap biraz zayıf 3 ve 4 oldukça iyi özellikle 4 serinin en iyi kitabı diyebilirim. Uzun süreden sonra tekrar başladım seriye ve fikrim değişmedi. :smiley:

2 Beğeni

Tekrar eden tek şey bizim tekrar tekrar okumamız olarak kalsaydı benim için de çok özel bir seri olarak kalacaktı. :dd

Aman ne yaptın hakkıyla okumadın, göz gezdirdin, anlat bakalım okuduğunu falan derler :smiley:

2 Beğeni

Bu çok uzun bir hikaye, dinlemek istediğinizden emin misiniz? :roll_eyes::grin:

1 Beğeni

Kitaplarını cok sevdim, çoğunu da okudum. Ancak illaki sorgu ile özet isteyen olacaktır :smiley:
Tabikide olacak. Kitap forumuyuz biz yahu :yum::shushing_face:

2 Beğeni

Aslında kara kule de olaylar 5. Kitabın ortalarında sarpa sarıyor. Gizemli yapısı benimde çok etkilemişti. Hatta o kitapçıda ki hatalı basım kitap olayını çok sevmiştim. Ama sağ olsun Stephen amca her gizemi yarım bırakmış. Hele hele kendini romana katması çok berbat olmuş. O dakikadan sonra bitsin diye okudum. Sonu ise çok basit ve olmamıştı işte.

1 Beğeni


Benim de bu ayım bu şekilde geçti. Son Koloni’yi henüz okumadım, ayın kalanında bitiririm diye düşünüyorum. Sisler İçindeki Lut, Karanlık Orman ve Tanrı’nın Gözündeki Zerre en sevdiklerim oldu. Kızıl Kahkaha, Mitlerin Kısa Tarihi ve İnsanın Bir Dakikası ciddi ve öğretici metinler olarak yine saygımı ve beğenimi kazandılar. Ayrıca Otostopçunun Galaksi Rehberi serisini de bu ay bitirmiş olmanın (nihayet) mutluluğunu yaşıyorum.

Önümüzdeki ay okumayı düşündüğüm eserler;

Herkese keyifli, sağlıklı ve rahat kitap okuyabildiği, kafasında sorunların sorun yaratmadığı bir ay dilerim. :slight_smile:

26 Beğeni

1 adet gönderi şu konuya taşındı: Tartışma Köşesi

Tanrı’nın Gözündeki Zerre için çeviri sorunu var denmişti. Nasıl buldunuz çevirisini? Ayrıca kısa bir görüşünüzü alabilir miyim kitap hakkında?

Şöyle yorumlamıştum. Çeviriyi genel hatlarıyla yabancısıyla karşılaştırma yapan olmadı sanırım o yüzden tam bilmiyorum başka hatalar var mıydı. Bahsedilen hatalar her ne kadar çeviri açısından kötü hatalar, yanlışlar olsa da (bunu burada sık sık söyledi zaten bu konuyla ilgilenenler) okurken beni etkileyen, hikaye bütünlüğünü etkileyen hatalar değildi. @ElijahBaley’in de incelemesinde dikkat çektiği “yerel kullanımlar” biraz rahatsız edebiliyor. Genel olarak ben beğendim, akıcı ve güzel bir kurgu okudum. Yüre yepyeni bir soluk getirmiyor ama uzay operası ve askeri/politik bilim kurgu seviyorsanız kesinlikle öneririm

4 Beğeni

Teşekkürler Larry Niven çok sevdiğim bir yazar zaten en kısa zamanda sepete atacağım. :smiley:

1 Beğeni

eylul-books

On Sözcükte Çin - Yu Hua
Polikuşka - Lev Nikolayeviç Tolstoy
Saf Bir Yürek - Gustave Flaubert
Tüm Savaşları Bitirecek Savaş - H. G. Wells
Kıyamete Bir Milyar Yıl - Arkadi ve Boris Strugatski
Maymunlar Gezegeni - Pierre Boulle
Çocukluğun Sonu - Arthur C. Clarke
Artemis - Andy Weir
2001: Bir Uzay Destanı - Arthur C. Clarke

Bu aya Yu Hua’nın Çin hakkındaki görüşlerini seçtiği on sözcük üzerinden içinde anılarının da yer aldığı şekilde anlattığı kurgu dışı On Sözcükte Çin ile başladım. Bu eserle yazarın Jaguar’dan çıkmış olan kitaplarının tamamını okumuş oldu. Kitabı beğendim.

Daha sonra toplamış olduğum Can Kısa Klasikler serisine giriş yapayım dedim. Polikuşka ve Saf Bir Yürek kitaplarını okudum. Saf Bir Yürek’in önsözünde hikaye sonu ile ilgili büyük spoiler olması sinirimi bozdu.

Kısacık da olsalar bu kadar klasik yeter diyerek H.G.Wells kütüphanesinden Tüm Savaşları Bitirecek Savaş’ı okumaya başladım. Kitap Wells’in 1. Dünya savaşı üzerine düşüncelerini anlatıyor ve gelecek ile ilgili tahminleri yer alıyor. Ama daha kitabın ismi ile en büyük tahmini ıskalıyor. Bitiremedi… Beğendiğimi söyleyemem, sıkıcı bir okuma oldu.

Ayın geri kalanında elimde olup da çoğunu okumamış olduğum Bilim Kurgu Klasikleri serisinin üzerine düşmeye karar verdim. Strugatski kardeşlerin Kıyamete Bir Milyar Yıl kitabını ilginç kurgusu ile uzun süre bilimkurgu kitabı mı değil mi düşünceleri içinde okudum. Maymunlar Gezegeni şu ana kadar seri içerisinde okuduğum kitaplardan en beğendiklerimden biri oldu. Çoğu kişinin serideki favori kitapları arasında olduğunu gördüğüm Çocukluğun Sonu kitabını ben de beğendim ama kolay bir kitap olmadığını söyleyebilirim. B.K.K arasına sıkıştırdığım Artemis kitabını da çok keyif alarak okudum. Kitap yazarın ilk kitabı Marslı’ya nazaran daha tempolu ve akıcıydı. Çok kısa sürede bitirdim.
Şuan okumakta olduğum 2001: Bir Uzay Destanı kitabın ile ayı kapatıyorum.

Bu ay okuduğum çizgi romanlar da bu şekilde. Vaiz’in zamanı gelmişti. Harika bir eser.
Şeytani ve İlahi ilginç kurgusu ile öne çıkan bir seri. 2. cilt çok merak uyandırıcı bir şekilde sona erdi. Marmara Çizgi’nin çok ara verdiği bu çizgiromanın devam ciltlerini bir an önce çıkarmasını bekliyorum.

22 Beğeni

Bu ay neredeyse her günümü yeni dünyaya gelen dünyalar tatlısı yeğenim ile geçirdiğim için haliyle okuma performansım da bir hayli düştü ama dert değil tabii ki. :blush:

Sandman’e bugün başladım. İlk cildini en geç yarın bitiririm. İlk kez çizgi roman okuyorum ve çok beğendim. Mitolojik ve tarihi ögeler barındırması çok ilgi çekici geldi. İlk fasikül/kısım(?) biraz kopuk kopuk olsa da sonda o kadar karakter nasıl bağlanacak merakla bekliyorum.

Stefan Zweig genelde okurken pek keyif aldığım bir yazar değil, Amok Koşucusu’nu da ortalama buldum.

Kardinal Napellus içinde 3 farklı kısacık hikaye barındırıyor. Gustav Meyrink düş ve gerçeklik arasında geçen okült yazım stilini burada da sürdürmüş. Üç hikayeyi de çok beğendim. Bence kendisi çok özgün bir yazar.

Dorian Gray’in Portresi daha önce yarısını İngilizce okuduğum fakat sonra sıkılıp bıraktığım bir kitaptı. İlk yarısında Lord Henry Wotton çok fazla “gevezelik” ettiği için o zamanlar bana pek hitap etmemiş olsa gerek. Fakat tekrar şans verdiğimde oldukça beğendiğim ve keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. Oscar Wilde zaten estetizm akımının öncüsü olduğu için cümleleri adeta şiir gibiydi. Kurgu bakımından da bir hayli özgün ve zamansız bir klasik zaten.

Modern Vampir Mitinin Doğuşu oldukça akıcı ve isminin spesifikliği ötesinde genel kültür anlamında da bilgi sağlayan bir kitaptı. İçinde yer yer görsel olması da okumayı keyifli kılan etkenlerden biriydi. İlk çağlardan günümüze, kan emiciliğin nasıl bir serüven izlediğini merak eden veya vampir mitine ilgi duyan herkes bir çırpıda okuyacaktır.

Hayvan Mezarlığı son zamanlarda canım korku kitabı okumak istediği için tercih ettiğim halde beni tatmin etmeyen bir kitap oldu. Korku temasından ziyade gerilim ve psikoloji hakimdi kitaba. Yine de konusu gereği tüyler ürperticiydi ve severek okudum fakat istediğim kadar korkup heyecanlanmadım. Stephen King’den şu an sırada bekleyen kitapalarım Medyum ve Doktor Uyku fakat forumdaşların “Şu kitabı çok korkunç.” dediği bir önerisi varsa seve seve kabul ederim.

Okuduğum her kitap hakkında kısa kısa yorumlarımı paylaştığım 1000Kitap hesabımı da buraya bırakıyorum. Herkese iyi okumalar. :krs:

Geç gelen ekleme: Bu ay okuduklarımdan Yokyer’i eklemeyi unutmuşum ve geçen ay okuduğum Vampir Miti’ni tekrar yorumlamışım. Bravo bana…

34 Beğeni

Bu ay okuduklarım arasından en sevdiğim Bıçağın Kendisi kitabıydı. Arayı çok açmadan kitabın ikincisinden devam edeceğim.

23 Beğeni

Eylül önceki aylardaki gibi manga ve çizgi roman ağırlıklı geçti.Üzüldüğüm nokta Lovecraft’da aylar geçtiği halde 150.sayfaya ancak gelmem,tıkandım ilerleyemiyorum.Umarım Lovecraft’ı yakın zamanda bitirip buraya yazabilirim… :hanci:

-Y: Son Erkek serisine sonunda başladım ve ilk 3 kitabı okudum.Şimdilik çok memnun kaldım.Çizimler,hikaye,diyalog okuyucuyu fazlasıyla içine çekiyor.Umarım devamı da aynı şekilde güzel gider,kasım ayında onu tamamlamayı düşünüyorum.Kesinlikle tavsiye ederim bu seriyi.

-Coelho’nun Veronika Ölmek İstiyor kitabını ben çok beğendim,genel olarak beklentimin üzerindeydi sonu ne kadar tahmin edilebilir olsa da ben gayet mutlu ayrıldım kitaptan,fazlasıyla zevkli bir kitap.

-Jean Dufaux’un Djinn serisine başladım,çizimler ve diyaloglar çok hoşuma gitti,Hikaye gayet tatminkar.Çizimler İstanbul havasını güzel yansıtmış.

Prof. Dr. Haydar Kazgan`a Armağan / Yakın Tarihimizin İktisadi Panoraması kitabı çok çok verimli bir kitap.İçerdiği bilgiler faydalı,Osmanlı iktisadı yapısı özellikle son dönem Osmanlı iktisadi yapısı ve Türkiye’nin yakın tarihinin iktisadi durumu için çok uygun bir kitap.

-Bu ayın benim için en iyisi tartışmasız Alejandro Jodorowsky ve Moebius imzalı INCAL oldu.Tek kelimeyle bayıldım.Olay örgüsü,görsel kalite,hikaye,karakterler başımı döndürdü.Benim için “başyapıt” bir kitap oldu.O kadar çok her şeyden biraz biraz var ki hayran kalmamak elde değil.Evren zaten çok güzel tasarlanmış,kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap.Bu kadar geç okuduğuma hem üzüldüm hem sevindim.Hafızamdan silip tekrar okumaya hayır demem. :sweat_smile:

-Burroughs için fazla bir yorumda bulunmayacağım,iyi desem değil kötü desem değil orta ayar bir çizgi roman.Hatta ortanın biraz altı desek yeridir.Bu ay okuduğum kitaplarda arasında sıralama yapsam son sırada yer alır.

-Bir Çöküşün Öyküsü gayet kaliteliydi,başından sonuna kadar ilgimi korudum.
Zweig eserlerinin her biri diğerinden daha güzel benim için hele Koridor baskısıyla daha bir tatminkar. :100:

-Superman Red Son sunduğu alternatif hikaye,çizimleri ve bazıları beğenmemiş olsa da sonu gayet güzel bir çizgi roman.Ben beğendim,tavsiye ederim.

-Bu ayın 2 sürprizi oldu benim için,Hideo Yamamoto’nun Homunculus ve Etorouji Shiono’nun Übel Blatt manga serileri çok hoşuma gitti özellikle Übel Blatt beklentimin üzerinde gidiyor.Çizimleri mükemmel değil ama ortalama üstü asıl vurucu kısmıysa hikayesi.3 aralık 2004 yılında başlamış ve geçen sene 25 mart 2019 günü bitmiş.Seri toplam 23 kitap,şimdilik Übel’in 3 kitabını bitirdim ama diğer okuduğum seriler gibi,ilerisi için sabırsızlanıyorum.Homunculus ise ne iyi ne kötü,bitirmeden de net bir yorum yapamayacağım sanırım.Ama Homunculus’dan da umutluyum.

Yazdığım her kitabı tavsiye ederim,güzel bir aydı.Umarım elimdeki roman stoğunu eritebilirim çünkü manga ve çizgi romanlardan sıra gelmiyor…:laughing:
Şuan Vinland Saga,Suç ve Ceza,Ruhlar Dükkanını okuyorum.Onları da kasım ayında bitiririm sanırım ama Suç ve Ceza’yı 2-3 aya yayma düşüncem var,kafa yorularak okunması bir kitap öylesine bir roman gibi okumak olmuyor ki zannımca böyle bir esere de yakışmaz. :droll:

30 Beğeni

Henüz ayın bitmesine 1 gün olmasına rağmen yarını dizi/film izlemeye ayıracağım için bu ay okuduklarımı paylaşmak istedim. 7 Eylül sabahından itibaren 22 günde 7 kitap (aşağı yukarı toplamda 1780 sayfa) okumuşum. Türk Klasiklerinden Mai ve Siyah’a da başladım ve 36 sayfa okudum. Ekim ayının ilk günlerinde de onu bitiririm. Okuduğum eserler;

  1. Eylül (Mehmet Rauf)
  2. Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı? (Mizancı Murat)
  3. Sisler İçindeki Lut (Hope Mirrlees)
  4. Ejderhanın Saati: Conan (Robert E. Howard)
  5. Astıktan Sonra (Joe Abercrombie)
  6. Ferda-yı Garam - Aşkın Yarını (Mehmet Rauf)
  7. Siyah Gözler (Cemil Süleyman)
26 Beğeni

1- İrade Terbiyesi - Jules Payot
2- Sineklerin Tanrısı - William Golding
3- Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı - Mark Manson
4- Otomatik Portakal - Antony Burgess
5- Esir Şehrin İnsanları- Kemal Tahir
6- Sol Ayağım - Christy Brown
7- Briç Masasında Cinayet - Agatha Christie

Bu ay Modern Klasikler dizisini (okuduklarımda dahil olmak üzere) sırasıyla okumaya başladım. Bakalım nereye kadar götürebileceğim bu işi.

23 Beğeni
  1. Amin Maalouf - Semerkant 4.5/5
  2. Jasper Kent - On İki 3/5
  3. Alexandre Dumas - Üç Silahşor 5/5
  4. Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi 5/5

Bu ay okuduğum kitapların çoğunu beğendim. Aralarında en sevdiğim Üç Silahşor oldu. Karakterlerin hepsini kendi arkadaşımmış gibi sevdim, hiç bitmesin istedim. Devam kitapları da varmış, bilmiyordum. En kısa sürede onlara da başlayacağım. Bu ayın hayal kırıklığı ise On İki oldu. Bazı yerleri çok güzelken bazı yerleri çok yavan kalmış. Yine de seriye devam edeceğim.

26 Beğeni

Yine planladığımın çok gerisinde kaldığım bir ay oldu. Bu da Mit ve Mitya’yı not alarak okuduğum için ve Yokyer’i okurken çok vakit kaybettiğim için oldu. Haftaya da online dersler başlayacak ve kitap okuma düzenimi ona göre ayarlayacağım. Umarım korktuğum kadar bir azalma olmaz.

Bu ay en çok sevdiğim kitap Işık Tanrısı oldu. Zaten forumda da incelemesini yapmıştım. Mitolojinin bilim kurguda kullanılması çok hoşuma gidiyor, olaylara fantastik bir tat veriyor. Böylece en sevdiğim türler bir araya gelmiş oluyor. Bu yüzden bu kitabı da bayılarak yalayıp yuttum. Bence serinin en “underrated” kitabı olabilir. 5/5
Işık Tanrısı’nın verdiği hevesle Hint mitolojisi hakkında olan Mit ve Mitya kitabını okudum. Piyasada bu konuda çok az kitap var ve bu kitap da isminde direkt Hint Mitolojisi yazmadığı için gözden uzakta kalmış. Ama anlatımı kesinlikle açık ve bilgilendiriciydi. Okumaya başlar başlamaz verim aldığımı hissettim ve notlar alarak okumaya karar verdim. İçinde anlattığı konuya göre çeşitli grafikler ve tablolar, destanlar ya da Hinduizm’in kutsal kitaplarından örnek ve alıntılar ve yazarın kendi çizimleri bulunuyor. Bu yüzden anlatılanlar pekişiyor ve akılda kalıcı oluyor. Hint mitolojisi gibi karmakarışık olan bir konuyu hem basit ve açıkça anlatıyor hem de az veya çok eksik bilgi vermemeyi başarıyor. Bu yüzden hem bu konuya yeni girmek isteyenlere hem de zaten konuya az çok hakim olanlar için okunabilecek bir kitap. 5/5
Forumun ünlü kitabı Kısa Bir Cehennem Ziyareti ise söylendiği kadar vardı gerçekten. Çok kasvetli, insanın içini sıkan bir anlatımı var ki böyle kitaplara bayıldığım için soluksuz okudum. İnsanı sonsuzluk hakkında karamsarlığa düşüren bir eser. Yazarın J. L. Borges’in Babil Kitaplığı’ndan esinlendiğini öğrenince de hemen ardından öyküyü okudum. Zaten önceden okuyup etkilendiğim bir öyküydü ama bunun üzerine daha da anlam kazandı. 5/5
Yokyer konusu açısından çok merak ettiğim bir kitaptı. Başında ve sonunda da çok heyecanlı bir şekilde okudum zaten ama ortalarında kurgunun tekdüzeleştiğini hissettim. Okuduğum zamanlar canım bilgi ağırlıklı bir şeyler okumak çekmişti, bu yüzden olsa gerek kitabı okurken zevk almama rağmen biraz elimde süründü. Bu yüzden araya başka kitap sokup geri dönüş yaptım. Sanki bir tık daha kısa olsaydı daha güzel olurmuş gibi hissettim ama yanlış bir zamanda okuduğumu düşündüğüm için de tam bir yorum yapamıyorum. Yine de konunun gerçekten ilgi çekici ve karakterlerin de bağlayıcı olduğunu kesin olarak söyleyebilirim. 4/5
Uygarlığın Ayak İzleri, sosyal medya üzerinden takip ettiğim bir sanat tarihçisinin kitabı. Bu konuda okumaya başlamak için uygun bir kitap olduğunu düşünerek almıştım ve gerçekten de öyleydi. Sohbet havasında Leonardo da Vinci, Michelangelo, Caravaggio ve Bernini’yi anlatıyor ama gayet bilgilendirici. Özellikle Michelangelo ve Caravaggio kısımlarını çok beğenerek okudum. Yaşadıkları dönem, sanatçıların kendi hayatı, düşünceleri, eserlerinde vermeye çalıştıkları mesajlar, Mitoloji ve kutsal kitap referansları vb. her şey güzelce açıklanıyor. Tek sıkıntılar bazı yerlerde görsel eksikliği hissetmiş olmam ve Leonardo da Vinci’nin kısmının biraz yetersiz gelmesi oldu. 4/5
Kitap kulübü için okuduğum Utopia ise uzun zamandır okumak istediğim bir eserdi. İngiltere tarihinde Tudor dönemi ayrıca ilgimi çektiği için merak ediyordum. Asıl metni okudum, şu an kitabın sonundaki incelemeleri okuyorum. More’un yaşadığı dönemin çok ilerisinde görüşlere sahip olması çok etkileyici, Katolikliğe çok bağlı olduğu için bu derece açık görüşlü biri olduğunu beklemiyordum. Yarattığı ülke gerçekten tam Orta Çağ’a gereken bir çözümmüş. 5/5

28 Beğeni
  1. Fərman Kərimzadə - Xudafərin körpüsü
  2. Fərman Kərimzadə - Çaldıran döyüşü
  3. Thomas More - Ütopya
    Bu ay okuduklarım. :blush: Azerbaycan’da okullar açıldı ve çok kitab okuyamıyorum.
21 Beğeni