ben varım ![]()
(202020)
Kitap Storytel’de varsa katılırım. Yoksa da katılırım gerçi. ![]()
+1
Önemli konuları en temelinden tartışmalı, en çok güvendiğimiz fikirlerimizi çarpıştırmalıyız.
Bana bu kadarı bile yetti valla siz devam edin. ![]()
Tartışmaları normatif ve pratik etiğin alt dallarında faydacılık, pazarlama ve tüketici etiği vs. diye ayırmadan okunabilecek Türkçe kitap temel eserler hariç yok. Bence en iyisi önceden 5-6 soru belirleyelim arkasına Fred Feldman - Etik Nedir? okuyup tartışalım. Katılımda yüksek olur. Kitap için önerilere açığım.
Korsan muhabbeti üzerine de makale ekliyorum.
https://open.metu.edu.tr/handle/11511/58173
Sistem izin veriyorsa yaparım, kendi duruşumu da sistemin izin verdiği her türlü yoldan sızmak üzerine ayarlarım fikri bana neresinden tutarsanız tutun iyi bir fikir gibi gelmiyor. Saygı, güven, sevgi, işbirliği, etik, duruş. Bunların hiçbirisinin esamesini okuyamaz olacağız yakında, mağdura sen mağdur konumda kalmaya devam ediyor aksiyon almıyorsan ben de seni mağdur etmeye devam ederim demekten çok da farklı bir şey değil bu söylem. ‘‘Orada ne işi varmış?’’, ‘‘Açarsan bakarım.’’, ‘‘Sistem izin verirse yaparım.’’.
Benim için en temizi, forumda birçok başlıkta dominant bir şekilde değişik değişik hiç sevmediğim tarzda betimlemelerle, anlatımlarla ve biraz da sanki bir yapay zeka ile konuşuyormuşum hissiyatı veren bazı kullanıcıları bu vesileyle engellemek olacak sanırım. Bakalım kendi adıma bir çözüm olacak, şurada günün yorgunluğunu geçirirken 3-5 kelime bişey okuyup rahatlayayım diyebilecek miyim? Keyifli sohbetler edebildiğimiz eski zamanların hatrına.
Sözler biraz daha çarpıtılırsa başlık “Öyküyü Bir Sözcükle Değiştir” başlığına dönecek.
Bir çarpıtma yok. Toplumla nasıl ilişkilendiğinize göre istediğiniz yerden okumakta tabii ki özgürsünüz, saygı duyarım; ancak bu konuda sizinle iletişim kurmak istemiyorum, mümkünse de benimle iletişim kurmazsanız ben çok memnun olacağım, sizden ricam bu yönde olur.
Esenlikler dilerim. ![]()
Bu arada refah değil güven ve adalet duygusu üzerine yazmak istemiştim. Bu konu konuşulurken aklıma Türklerdeki eski kurallar gelmişti. En yakın dönem Osmanlı zamanında ihtiyaç sahiplerinin alması için bırakılan paraların bir bahçe de bulunan bir yere bırakılıp, oradan ihtiyaç sahiplerinin gelip alması var. Türkiye’nin belki bazı yerlerinde devam ediyordur. Eskiden bazı yerlerde insanlar dükkanlarının kapılarını kilitlemez, eşyalarını içeri almazdı. Bu konuda bir çok şey yazılabilir. Ama ne yazık ki şimdi öyle değil.
Bırakın Türkiye’yi geçen sene cadılar bayramında çocuklar şekerleri evin önünden alsın diye koyan yabancıların evlerinin önünden bazı ablalar (bu ablalar kapalı müslümanlar) tüm şekerleri çantalara doldurup kaçıyorlardı. Bunun gibi çok örnek var ve belki bazı sosyoloji çalışmalarına konu olmuştur. Toplum ne yazık ki bozuluyor.
@metelot fikir bence güzel, hem de geliştirici. Ben katılmak isterim daha önce okumadığım bir konu. Üzerine tartışmakta güzel olabilir.
Forumda herhangi bir yönetici var mı?
O konuda durumlar ne acaba?
Yani güncel hiyerarşiyi merak ettim.
Vov, bir baktım 100 civarı mesaj var. Neler dönmüş ![]()
Çok da tartışmamın anlamlı olduğu bir konu gibi görünmüyor ama, olaya biraz perspektif kazandırmak isterim. Fraud/sahtecilik/çakallık/akıllılık (ya da artık ne derseniz) önleme konusunda bir dönem bir kaç farklı firmada iş yapmıştım.
Şimdi hocalarım öncelikle bu tarz yapılan şeyler satıcı/platform gözünde genellikle fraud/sahtecilik olarak ele alınıyor. Çoğu durumda firma sizi müşteri olarak tutmaktan hiç de mutlu olmuyor. Bu suistimal edilen kuponlar, indirimler vesaireler birinin (duruma göre platformun, satıcının ya da tedarikçinin) cebinden çıkıyor sonuçta çünkü. Ve de çoğu sektörde çakallık peşinde koşan adamlar müşteri olarak tutulsalar da uzun vadede pek kar getirmiyor.
Ama işte denklemin diğer tarafında bu işleri düzgün yapmanın maliyeti var. Bu işlerde hatalı positif vermenin maliyeti çok büyük olur. Karşınızdaki platform salak değil, nelerin döndüğünü çok iyi biliyor. Ama önlem almak bedava değil. Alınacak önlemin maliyeti, sahtekarlığın yaygınlığı, büyüklüğü, müşterilerin uzun cadeli getirileri gibi bir çok faktör göz önüne alınıp aksiyon alınıyor genelde.
Yani mesela çakallık az dönüyorsa ve parasal kaybı fazla değilse direkt görmezden gelinebilir. İş yapmanın maliyeti denir üstü çizilir. Daha yaygın bir çakallık türü varsa sistematik bir çözüm getirilmeye çalışılabilir. Atıyorum artık firma sadece faturalı telefon numarasıyla kayıt alabilir. Ya da kimlik doğrulaması isteyebilir. Arada tek tük bir kaç tip büyük zarar veriyorsa bu kişiler banlanabilir, eğer cılkını çıkarırlarsa direkt iletişime geçilebilir, dinlemezse yasal yollardan peşlerine düşülebilir. Bunların hepsi ve daha fazlası masada olan şeyler. Ama firma maliyete/kar-zarar analizine göre yapmayı ya da yapmamayı seçer.
Ben rapor sunduğumda toplantının ortasında CEO’nun bayiyi arayıp sözleşmeyi oracıkta feshettiği de oldu. POC hazırlayıp fizibilite çalışınca yıllık sahtecilik maliyetinin bir geliştiricinin aylık maliyetinden az olduğunu gördüğümüz de oldu (yüksek güvenli toplum böyle bir şey çünkü). Firmaların Paris’in bazı bölgelerinden tamamen çekildiği de oldu, spesifik coğrafi bölgeleri karalisteye aldığı da.
Özetle firmanın peşinize düşmemesi durumdan memnun olduğu anlamına gelmiyor.
Konu dallanmış olacak ama, Dolap’ta denk geldiğim satıcı uygulamalarından söz edeceğim. Sisteme göre 250 TL kargo bedava sınırı olarak belirlenmiş. Ancak kimi satıcılar profillerinde yazmak suretiyle kimiyse tam alacakken son kertede paylaşarak, kargoyu üstlenmek istemediklerini, fiyatı 249’da tutmayı tercih ettiklerini veya yükselterek alıcının karşılamasını istediklerini söylüyorlar. O kadar kemikleşmiş ki, kargoyu ekleyip brüt fiyat sunmalarını istediğinizde bile “kargoyu üstlenemem” gibi yanıtlar gelebiliyor.
Olayın içinden şimdiye kadarki en doyurucu yazı oldu hocam teşekkür ederiz. Biz de yeni bir şeyler öğrenmiş olduk.
Buna benzer yaşadığım bir şey aklıma geldi. Bir kahve alışverişinde firma dönemsel kod tanımlamıştı ve kiloluk ürünlerinde zaten indirim tanımlıymış eskiden.
Ben de alışveriş yaparken bir baktım kiloluk üründe iki defa indirim oluyor. Vay ne güzelmiş diye yaptım alışverişi. Sonra içime kurt düştü. Dedim siz kiloluk alımda böyle bir fırsat mı sundunuz, yok dediler hata oldu, düzelttik. Sizin ürünlerinizi göndereceğiz. Dedim olmaz öyle hataysa hatadır, iptal edelim. Kabul etmediler. Tolerans kotasının içerisindeymiş, firma sözünde durma maliyeti olarak bana kahveyi göndermek istedi ısrarla.
Her neyse almadım elbette ama yaklaşımları, o anda ister istemez dahil olduğum o durumu kabullenme üzerineydi. Ha benim gibi 1000 kişi alışveriş yapsa sanırım süreç farklı işlerdi. Doğru anlıyorum değil mi @nefarrias_bredd hocam?
Aynen hocam. Ortada müşteri memnuniyeti gözetme de var tabi. Ama atıyorum 1 direktör 3 takım lideri sizin problemi tartışmak için bir masaya otursa onların yarım saati zaten kilo kilo kahve eder
.
Ama bin kişi aynı şeyi yaparsa işin rengi değişir.
Geçen amazondan laptop aldım hediye assasins creed shadow oyunu veriyordu. Msi marka makine. Kurulum yaptım sonra msi bana oyunu talep et diye bir link verdi. Tıklayınca kampanyanın 20 martta (bilgisayarı 19 martta satın aldım.) başlayacağını yazdı. Bende aradım amazonu 4 5dk konuştuktan sonra özür dileyip oyunun bedelini 2.499tl geri iade ettiler.
Ertesi gün mail kurumda oyunun redeem codeu geldi meğer hediye oyun msi tarafından değil İntel islemci tarafından veriliyormuş. Amazonu tekrar arayıp durumu anlattım. Onlarda iade edilen tutarın geri alınamayacagini söylediler. Bende kendi hatam olduğunu söyledim. Hiç problem olmadığını ürünü güle güle kullanmamı söylediler. Bende güle güle kullanıyorum.
Ayni kampanyada ürün fiyatı 3k tl daha düştü. Sonrada onunda fark iadesini yaptılar. Allah razı olsun. ![]()
Helalleştik amazona hamdolsun.
Ne güzel insanlar kaçmış, naif, kalemine bayıldım. Paylaşmak isterim.
Ekşi’de yazıyorsa kendisini "nefes alma uzamı"na aldırayım. Böyle kalemlere ihtiyacımız var.
Temiz iş olmuş valla.
Amazon eskiden bu tarz şeyleri daha çok yapardı. Ne güzeldi. Ne zaman millet suistimale başladı, işler de değişmeye başladı. Halen böyle uygulamalar yapmaları sevindirici. Beni de hiçbir zaman mağdur etmiyorlar sağ olsunlar.
İnsan değerli hissediyor en azından.
Ben de merak ediyorum, ulaşabileceğim bir yönetici var mıdır?
Cadımız emekli ama kurbaga denetmenimiz @Arqonquin buralarda oluyordur.
