Utancımdan koyamıyorum
Utanma, utanma. Bu gözler neler, kimler göremedi şu başlıkta…
Bu ay iki kitap okudum hiç okumamaktan yine iyidir.
Kindar Ölüm - Nora Roberts ve Simyacı - Paulo Coelho
ağustos listem, listesi iş yerindeki bilgisayarda olduğu için ancak paylaştım.
ortalamanın altındaym fakat forumda olduğum için mutluyum😇
Ağustos ayında okuduklarım bu şekilde. Uzun süredir okumak istediğim fakat sayfa sayısı nedeniyle gözümde büyüyen iki kitabı okumuş olmak beni fazlasıyla mutlu etti. Hem 2666 hem de Aslan Asker Şvayk çok güzeldi, öneririm.
Sakin geçen bir ağustos ayı. Evden uzakta olduğum için fotoğraf da geç geldi.
Fotoğraf atan herkese teşekkür ederim ayrıca. Her fotoğrafı detaylıca inceliyorum, keyifli oluyor.
Eylül ayı benim için verimsiz geçti. Yoğun olmam ve Southern Reach kitaplarının zor okunması bunun en büyük nedeni.
Yer çekimine meydan okur şekilde nasıl durdurdunuz kitapları
Yoksa depremden sonra mı böyle oldu Güzel kitaplar
Toplam 17 kitap ve temizinden 3216 sayfa okumuşum. Özellikle bir iki şey söylemem gerek.
Weinbaum ne kadar da erken yitirilmiş bir dehaymış! Öykülerine bayıldım, bilim kurgu klasiklerindeki en sevdiğim kitaplardan biri oldu.
Bir Maskenin İtirafları da benim için Mişima’dan okuduğum ilk kitap oldu ve görüyorum ki doğru bir seçim yapmışım.
Bu ayın ilk üç haftası hemen hemen hiç kitap okuyamadım işlerden dolayı. Son on günde ise bunları okudum.
Ölüm Dansı’na aylar önce başlayıp yarım bırakmıştım, bitirmek şimdi nasip oldu.
Normalde “Hangi kitabı okuyorsunuz ve eleştiriniz” başlığında yorum yapıyordum ama sanırım üşenmeye başladım. O yüzden bazı kitaplar hakkında bir iki kelam etmek istiyorum buradan.
Doğu Yücel-Düsler, Kabuslar ve Gelecek Masalları
Yücel’le tanışma kitabım. Kitap 20’li yaşlarının başına kadar yazdığı öykülerden oluşuyor. Yazar çocuk denecek yaşta bu öyküleri kaleme aldığı için bazı kusurları görmezden gelinirse çok iyi bir kitaptı diyebilirim. Hayal gücü geniş, dili akıcı, konular çeşitli. Hele kitaptaki Hayalet Geminin 14 Delisi mükemmel denebilecek bir bilimkurgu öyküsü.
Kumsalda-Nevil Shute
Post-apokaliptik tür bütün edebiyat türleri içinde en sevdiğim tür denebilir. (Stephen King’in Mahşer’i sağolsun. Ayrıca Leibowitz İçin Bir İlahi’yi de unutmayalım) Bu kitap nükleer bir savaşın ardından büyük kısmı yok olan dünyanın kalanının da yok olacağını bilerek yaşamalarını ve bu süreçte birbirleriyle ilişkilerini işliyor. Kitapta bilimkurgu unsuru olarak sadece bitmiş bir nükleer savaş var. Onun dışında kitap ne zaman öleceğini bile insanların ölümün gölgesindeki gündelik yaşamını anlatıyor. Kitabı çok sevdim. Yazar asla kaçınılmayacak ve zamanı da neredeyse belli olan ölümün psikolojisini çok güzel yansıtmış.
Zamanımızın Kahramanı-Lermontov
Rus klasiklerinden okuyup da begenmedigim bir kitap olmadı henüz. 1800lü yılların Rus yazarları sanki dünyaya sadece yazmak için gelmiş gibiler. Doğayı tasvirleri olsun, insan ruhunu tasvirleri olsun mükemmelliğe en çok yaklaşan yazarlar bunlar. Bu kitap iki bölümden oluşan bir roman. Klasik sevip de okumayanlar mutlaka okusun derim. 27 yaşında bir düelloda ölen Lermontov yaşasaydı daha ne güzel eserler yazardı diye düşünüp üzülmeden edemedim.
Açıkçası Eylül ayı benim için güzel geçti. Türlü sebeplerden okumayı yarıda bıraktığım kitapları bitirdim. Bir etkinlik vasıtasıyla tekrardan Sartre ile Varoluşsal Bulantılar çektim. Uzun zamandır fantastik kitap okumuyordum, “Ben, Kirke” bu açlığıma ilaç gibi geldi. E kıyamet sonrası kurgularına bayılıyorum zaten. Beni rahatsız eden tek şey DelliAddem üçlemesinde ilk kitaptan sonra değişen çevirmen problemiydi. Eserde türetilmiş çok fazla isim vardı ve neredeyse isimlerin bir tanesini bile aynı çevirmemişler. Bu yüzden ikinci kitaba başladığımda alışma sürecinde bir miktar zorlandım.
bu kitaplardan hangisi kıyamet sonrası kurgu acaba? birde bu konudan önerebileceğiniz en maksimum derece iyi olan kitap hangisi?