Robert A. Heinlein Okuma Etkinliği

İthaki Bilim Kurgu Klasiklerinde yer alan Robert A. Heinlein üç kitabını okumayı planlıyoruz.

Yıldız Gemisi Askerleri- (Starship Troopers8), (1959) Hugo Award
Yaban Diyarlarda Yabancı- *(Stranger in a Strange Land) , (1961) Hugo Award
Ay Zalim Bir Sevgilidir-(The Moon Is a Harsh Mistress),(1966) Hugo Award

Yazarın gelişimini takip açısından okumayı yayınlanma sırasına göre yapmayı öneriyorum.
Katılmak isteyenlerin yorum ve önerileni bekliyoruz.

11 Beğeni

Aslında ekimde 3 kitabı da bitirebiliriz ama tabi bu uymayanlar olabilir. Yazım sırasına göre okuyabiliriz ya da genel tavsiye Yaban Diyarlarda Yabancı’nın sona bırakılması şeklinde, isterseniz öyle de yapabiliriz? Ben her türlü uyum sağlarım.

2 Beğeni

Vay vay vay, Ekim’de başka kitap okuma planları ha :face_with_raised_eyebrow:

1 Beğeni

Diskdünya sonuna kadar devam tabii ki. :slight_smile:

2 Beğeni

Tamam şimdi oldu :partying_face:

1 Beğeni

Okuyacağım ve okumakta olduğum kitaplar çoğaldı. Haliyle bu etkinliğe katılamayacağımı belirtmek isterim. Size iyi okumalar arkadaşlar.

1 Beğeni

Bir anda yüklenmeyelim ki katılmak isteyenlerin gözü korkmasın. Okuma programını ayarlamak ve kitapları temin etmek için bu ayı pas geçelim.
Ekim ayında Yıldız Gemisi Askerleri ile başlayalım.
@gozubocek @Okuryorum @isos81 @Akahige @Blackheart @Melisa @sherlock007

@SJack katılsın diye Anket Teknesinde oylama yapalım. :wink:

6 Beğeni

Sonunda katılabileceğim bir etkinlik :heart_eyes: Yaban Diyarlarda Yabancı’yı yakın zamanda okumayı düşünmüyordum ama diğer ikisini okuduğum için katılabileceğim.

Birkaç ay boyunca yeni kitap alma şansım yok ve elimde sadece Ay Zalim Bir Sevgilidir var. Tek kitapla etkinliğe katılabiliyorsak katılırım. :slightly_smiling_face:

Mesaj, Okuduğunuz En İyi Bilimkurgu Hangisi? başlığından taşınmıştır.

Özünde tam bir anarşistmiş gibime gelir.

Okuduğum romanlarında, bireylerin hak ve hürriyetlerine ket vurmaya çalışan otorite figürü -hangi ideolojiden olursa olsun- kötücül konumda.

En tartışmalı eserlerinden olan Yıldız Gemisi Askerleri bile ilk intibada öyle gözükmüyormuş gibi gelse de öyle. Heinlein’ın diğer önemli romanlarından farkı, kötücül otoriteye karşı isyan hikâyesi olmaması; otorite tarafınca bireyin beyni nasıl yıkanır, nasıl otoritenin yılmaz bir neferine dönüşür, gibi bir hikâye anlatıyordu. Heinlein bu romanında, anlatısını satır aralarına ve güvenilmez anlatıcı perspektifinden aktardığı için, ister istemez, bu Askeri Distopya hikâyesi Askeri Ütopya olarak algılanıyor.

Bir ara kitaptan alıntılar ve Heinlein’ın hikâyecilik anlayışındaki öğeler eşliğinde bu durumu ortaya koymayı planlamıştım. Fakat her planım gibi “plan” olarak kalmıştı.

Etkinlik yaparsanız, Y.G.A.'ni sona bırakın. O sayede diğer Heinlein romanları arasındaki biçemsel farkı ile özsel ortaklığı daha iyi anlaşılacaktır.

5 Beğeni

“Özgürlük vazgeçilmez değildir; yurtseverlerin kanıyla muntazaman kazanılmalıdır yoksa yitip gider. İcat edilen, sözüm ona tabii insan hakları arasında özgürlük, ucuza getirilme ihtimali en düşük olandır ve asla zahmet çekmeden gelmez.”

Heinlein benim için zor bir yazar.
Üstteki cümleyi paylaştığım incelemedeki yorumlar ile birlikte değerlendirdiğimde insanları zayıflıktan kurtaran ve güçlü kılanın savaş olarak Heinlein tarafından övüldüğü sonucunu çıkarıyorum.
Savaş bir zorunluluk mu? sorusuna ‘Evet’ diyor Heinlein. Militarist bir bakış.
Ancak Heinlein haksız mı?
Mücadele etmeden Özgürlük kazanılabilir mi?
Özgürlük zorunlulukların kavranması ise eğer ve savaş/mücadele bir zorunluluk ise bundan kaçabilir miyiz?
Anti-militarist olduğumuzu söyleyerek sorumluluklarımızdan mı kaçıyoruz?
Askeri bir elitin hakim olduğu yıldızlararası insan hükumeti en iyi seçenek olabilir mi? Faşizme göz mü kırpıyoruz?

Belkide ortada bir ütopya yada distopya yoktur. Heinlein kafası da en az okuru kadar karışıktır. Yapmak istemediği bir şeyi yapmak zorunda olduğunu hissediyordur. Bu da eserlerinin çok farklı şekillerde algılanmasına ve hatta kimi zaman birbiriyle çelişkili olduklarının öne sürülmesine sebep oluyor olabilir.

“Bir köle serbest bırakılamaz, bunu ancak kendisi yapabilir. Özgür bir insanı de köle yapamazsınız, onu en fazla öldürebilirsiniz!” [Double Star],1956 (Hugo Award)

“Niyetleri ne kadar kutsal olursa olsun fark etmez. Beyni sıkı bir çember içine hapsedilmiş insanları yönetmek için pek az güce ihtiyaç vardır. Fakat hür insanları ­hiç bir kuvvet durduramaz. Hayır ne yakıp yıkmak, ne bomba ne de herhangi bir şey. Hür bir insanı fethedemezsiniz, olsa olsa öldürürsünüz.” *[Revolt in 2100], 1953

“Kralcı, komünist, demokrat, popülist, faşist, liberal, muhafazakar vb. gibi siyasi etiketler asla temel kriterler değildir. İnsan ırkı, politik olarak insanların kontrol edilmesini isteyenler ve böyle bir arzusu olmayanlar olarak ikiye ayrılır. İlki, büyük çoğunluğun üstün iyiliği için en yüksek güdülerle hareket eden idealistlerdir. İkincisi, şüpheli ve fedakarlıktan yoksun, somurtkan küstahlardır. Ama diğerlerine göre daha rahat komşulardır.” *[Time Enough for Love], 1973 Nebula Award adayı

İlk kitap olarak Y.G.A. okumalıyız diye düşünüyorum açıkçası.
Çünkü bu kitap 1950 li yıllarda Soğuk Savaş’ın etkisindeki yazıldı.
Diğer kitaplar ise Sovyetler Birliği seyahati sonrasında.

3 Beğeni

Başka bir mecradaki Yıldız Gemisi Askerleri yorumumu da buraya bırakayım da öylesine olumsuz laf etmiş gibi olmayayım.

Robert A. Heinlein… Çocukluğumdan beri kitaplarını okumadığım halde algıda bir efsaneydi benim için. Bu kitap özellikle bu yüzden büyük hayal kırıklığı oldu. Zor bitirdim.
Evet; “Seçeneklerim arasında bana en az hitap edeceğini düşündüğüm kitapla başlayayım Heinlein okumaya, sonuçta bu kitap da bir klasik” dedim, kendim kaşındım ve maalesef okuduğum için pek mutlu olduğumu söyleyemeyeceğim. Bu bilim kurgu bolluğunda kesinlikle tavsiye etmiyorum.
Şu an şaşkın durumdayım, çünkü bu kitap bir bilim kurgu kitabı da değil. (Şöyle anlatayım bunu: Sanki askeriye üzerine yazılmış bir kitabı yayımcıya götürmüş yazar ve yayımcı okuduktan sonra demiş ki; “Bu böyle tutmaz, gel ismini değiştirip, birkaç ilave filan yapıp bilim kurgu kitabına çevirelim bunu, askeriye anıların filan aynen kalsın.”)
Okumadan önce ismi gereği çok fazla aksiyon ve savaş vardır, aksiyonlu bilim kurgudan pek hoşlanmasam da idare ederiz diye düşünüyordum ama maalesef aksiyon da kitapta çok çok az yer bulmuş. Hala şaşkınım.
Kitapta ne var? Askeriyede yaşanan olaylar; acemilik dönemi ve zorluklar, subay okulu ve askeri doktrin. Evet, çok az da zoraki bilim kurgu.
Kitapta yıldız gemileri filan da yok öyle. Askerler var. Savaş neredeyse yok. Kışla var.
Bir tek acemilik dönemindeki anlatılar hoşuma gittiği için bu puanı veriyorum. 2,0/5,0
Not: Öyle böyle değil, büyük hayal kırıklığı oldu. Askerlik anıları dinlemeyi sevenler beğenerek okuyabilir. Bilim kurgu sevenler uzak dursun, buna sıra gelmez. O kadar ki; diğer Heinlein kitaplarına bile şüpheyle yaklaşmama yol açacak bu durum.

@ElijahBaley Naçizane tavsiyem; bence bundan başlamayın… :joy:

1 Beğeni

Doğru. Y.G.A. askerlik ve ordu yapılanması hakkında felsefesinden teşkilatlanmasına, gayet doyurucu ve ayağı yere basan temellere sahip. Heinlein’ın yazar dostu da romanın ana temasının insanın saldırganlığı ve bunu gerekli/makul kılan unsurlar üzerine bir alegori olduğundan bahsetmiş.

Y.G.A.'lerini diğer romanlarından ayrı tutmamın sebebi, kahramanının akıbeti ve bu akıbetin nasıl deneyimlendiği. Bu durum, romanın dikkat çekici ve tartışma uyandırıcı niteliklerin hem beslenen hem de besleyen ayrı bir katman oluşturuyor. Romanla hem bütünleşik hem de ayrıksı duran bu katman sebebiyle askeri ütopya gibi gelen distopya hikâyesiymiş gibime geliyor.

Özet

Diğer romanlarında, farklı gerekçelerle zorbaca veya haksız yöntemlerde bulunarak bireysel hakları ihlal eden taraflar vardır. Kahramanlar da ona karşı mücadele verir.

Mücadelecilik Heinlein eserlerindeki en temel öğelerden biri. Odaktaki kahraman, yanındaki akıl hocasının kılavuzluğunda, adım adım, hem içindeki kuşkulardan arınır hem de dış dünyadan gelen baskılara karşı daha etkin mücadeleye girer.

Bazı hikâyelerinde bu yapı özünü koruyarak değişebilir. Örneğin, akıl hocası ana kahramanın kendisi de olabilir, rolüne büründüğü biri de olabilir, birden fazla kişi de olabilir.

O kişiler, öyle veya böyle, eski otorite veya sorunsuz otoriteye zarar verenler derslerini alır veyahut her şeyin düzene girmesini sağlayan denge sağlanmış olur.

Y.G.A.'lerinden önceki hikâyelerinde de bu şablon öyle veya böyle vardı. Kızıl Gezegen (Red Planet, 1949), Uzayda Kaybolanlar (Orphans of the Sky, 1951), İkiz Yıldız (Double Star, 1956).

Y.G.A.'lerinde bu yapı korunmuş. Sonucuysa, mevcut otoritenin hükmünde sistemin korunup dengenin sağlanmasından yana. Terra yönetimi ve üst rütbeliler kendilerinden emin, eylemlerinin mutlak doğruluğuysa tartışmalı. Rico, tüm akıl hocalarının sistemden yana olması sebebiyle, diğer gençler ve yetişkinler gibi bunu fark edemiyor.

Örneğin, br önceki kısımda, öğretmenleri (akıl hocası) ağır cezaların suça karşı ne kadar caydırıcı olduğuna dair tarihten örnekler veriyor; bir sonraki kısımdaysa çocuk katilinin idam edilmesi hadisesi yaşanıyor. Rico ve diğerleri, olayın korkunçluğu ve idamın verdiği huzurla, ceza ne kadar ağır olursa olsun insanların ağır suçlar işleyebileceğini, insan doğasının karanlık yönünü aklına getiremiyor.

Bunun gibi, insan doğasına ve eylemlerinin sonuçlarına dair ikilemler düzenli olarak satır aralarına yerleştirilmiş.

Y.G.A. evrenindeki otorite ve destekçileri sistemlerindeki ikilemlerin farkında değil gibiler. Sistem bilinçli bir kötülüğün ürünü değil. Savaş gazilerince, toplumdaki sorunlara kesin çözüm umuduyla kurulmuş, ona göre yapılanmış bir sistem var.

Yani evet, paylaştığınız yazıdaki gibi, roman insan doğasına mücadele yöntemleri ve sonuçları ekseninden felsefi bir yaklaşım. Romanda eski sistemdeki çıkışsızlıklara da değinilerek, bu hususta bir tür analoji oluşturulmuş.

İyi niyet var. Bir de iyi niyetle başvurulan yolların kontrol edilemeyen etkenler (Araknidler, insanın kendi doğası) karşısındaki halleri var. Bu kesişmede ortaya çıkan bilinçsiz cahillikler ve hatalar var. Bunların üstünün “iyi niyetle tasarlanan sistemce” yok sayılması, kabul edilmemesi veya kapatılması var.

Özetle, durumumuz budur; bu yoldan giderken öyle, şu yoldan gidersek böyle olabilir çünkü doğamız ve kavrayışımız böyle, tespitleri var.

Romanda sürecin sonu bir döngüye işaret ederek bitiyor gibi. Okura da bu döngüleri değerlendirmek kalıyor.

Romanı ütopya görünümlü distopyaya benzetmemin sebebi bu. Anlatıcımız Rico için ütopya; içinde yaşadığı ve bildiği tek dünyayı, yine o dünyadaki sistemin bakış açısından aktarıyor. Biz okurlar için Rico’nun dünyası yoruma açık; sorun olduğunu sezinliyoruz ama ne olduğunu kendi adımıza, biraz el yordamıyla bulup anlamlandırmamız gerekiyor.

Bu açıdan kahramanımız Rico’dan bir hayli şanslıyız. Sürecin içinde değiliz, gözlemci konumundayız. Olayları dilediğimiz gibi didik edip sorgulama imkânımız var. Bu sayede Rico’nun algı ve sorgusunun yetmediği yerde bizimkisi devreye girebilir.

Sanırım bu yüzden, romanın hangi katmanına ve dikkat çekilen veya çekilmeyen noktasına odaklanılsa düşünmeye değer ve tartışmaya açık farklı yönler keşfedilebiliniyor.

4 Beğeni
  • Yıldızgemisi Askerleri
  • Ay Zalim Bir Sevgilidir
  • Yaban Diyarlarda Yabancı

sırasıyla okunmasını salık verdiğim etkinliktir. Yazarın değişimini bu şekilde daha iyi anlayabilirsiniz gibi duruyor. Yıldızgemisi askerleri çok zor bir metin, ilk olarak onu okuyun kesinlikle. Diğer iki kitap çok güzeldir, keyifli okumalar.

2 Beğeni

Olur katılırız. Bende Yıldız Gemisi Askerleri ve Ay Zalim Bir Sevgilidir kitapları var. Uzun zaman oldu kitapları alalı ama okuyamadım. Bu etkinlik sayesinde okumuş olurum.

Kitapları bu ayın 15’inde temin edeceğim. Önümüzdeki ayın ilk günü benim için uygun.

1 Beğeni

Kitapları sipariş veriyorum. :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Daha geçenlerde okudum Yaban Diyarlarda Yabancı’yı ve Yıldız Gemisi Askerleri’ni. Genel Yıldız Gemisi Askerleri’nden etkilenmiş ama Yaban Diyalarda Yabancı beni çok çok daha fazla etkilemişti. Ay Zalim bir Sevgilidir yok bende ama duruma göre etkinliğe katılabilirim.

1 Beğeni

Ben de 3 kitabın siparişini şimdi veriyorum. Minimum 2 ay kitap almama sözümü bozdurdugunuz için teşekkür ederim. Kalbim sıkışmaya başlamıştı.

2 Beğeni

Hepimiz “her ay kitap almasa ölecek” hastalığından muzdarip olduğumuz için, ölmenize gönlümüz razı olmadı. :blush:

2 Beğeni